Çalışmayan bir kimsenin işsizlik maaşı alması caiz mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 21.02.2024 08:44
  • Güncelleme Tarihi : 21.02.2024 08:44

İşsizlik maaşı devletin işsiz kalan vatandaşına tanıdığı bir haktır. Ancak bu haktan yararlanabilmek için kişinin işsiz olması lazım. Yani hem resmi hem de gayri resmi olarak işsiz olması gerekir. Zira devlet, işsizlik maaşını gerçekten işsiz olanlara ödemektedir.

İşten çıkarılan ya da işinden ayrılan bir kimse devletten işsizlik maaşı alırken başka bir yerde bir işe gayri resmi de olsa başlamışsa bu haktan yararlanması dinen caiz değildir. Gerçeğe aykırı bir beyan ile kendisini işsiz gibi gösterenlerin bu maaşı alması dinen caiz değildir.

Böyle bir aldatma kul hakkı ihlalidir. Tüyü bitmemiş yetimlerin ve işsiz durumda olanların hakkını yemektir. Bundan kesinlikle sakınılması gerekir.

Kişi veya kuruluşlara iş ya da müşteri bulan kişinin bundan dolayı ücret alması caiz mi?

Dinen helal olan bir malın veya hizmetin alım satımında aracı olan kişinin (komisyoncunun), yaptığı hizmetin karşılığında alıcı veya satıcıdan yahut her ikisinden tespit edilen oranda ücret alması caizdir. Ancak hizmetinin karşılığında alacağı ücretin önceden belirlenmesi uygun olur.

Ücretin önceden belirlenmemiş olması halinde ise, mevcut uygulama ve örfe göre hareket edilir.

Buna göre belli bir ücret (komisyon) karşılığında firmalara iş ya da müşteri bulan kişinin elde ettiği gelir dinen helaldir.

Çocuğum sağ-salim doğarsa bir kurban keseceğim diyen kimse bu adaktan yiyebilir mi?

Bu bir adaktır şart yerine gelirse kesilmesi vacip hale gelir. Yani çocuk doğarsa bu adak kesilmek zorundadır. Ancak adak yapan kimse, adadığı hayvanın etinden yiyemez. Etin tamamını dağıtması gerekir. Şayet bir miktar yemiş olursa, yediği etin kıymetini fakirlere para olarak vermesi gerekir

Adak yapan, adadığı hayvanın etini, fakir olsalar bile, usul ve füruna ve geçimi üzerine bağlanmış bulunanlara yediremez. Usul, ana ve baba tarafından yükselen soya denir. Füru, evlatlardan aşağı inen soylara denir.

Ahiret gününde amel defterini sağdan ya da soldan almanın bir farkı var mı?

Ahiret gününde insanlar hesaplarının görülmesi için toplandıktan sonra, kendilerine dünyada iken yaptıkları işlerin yazılı bulunduğu amel defterleri dağıtılır. Kiramen Katibin adı verilen melekler tarafından yazılan bu defterler hakkında Kur’an’da şöyle buyurulur: “Kitap ortaya konmuştur. Suçluların onda yazılı olanlardan korkmuş olduklarını görürsün. Vay halimize derler, bu nasıl kitapmış. Küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın hepsini sayıp dökmüş. Böylece yaptıklarını karşılarında bulmuşlardır. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez” (el-Kehf 18/49).

Amel defterleri cennetliklere sağdan, cehennemliklere soldan veya arkadan verilir. Defteri sağdan verilenlere “ashab-ı yemin”, soldan veya arkadan verilenlere “ashab-ı şimal” adı verilir.

Defterin sağdan verilmesi bir müjde, soldan verilmesi ise azabın habercisidir. Yani kitabını sağdan alanlar cennete soldan alanlar ise cehenneme gideceklerdir.

Günün Ayeti

Allah dilediği kimselere rızkı bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla sevinip mutlu oluyorlar, oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir. Ra’d, 13/26.

Günün Hadisi

En cimri insan benim adım anıldığında bana Salat-ü Selam getirmeyendir Tirmizi, “Daavat,” 110.

Günün Sözü

Hayatta üç şey kişinin özünü bozar: Öfke, açgözlülük ve kibir.

Günün Duası

Ey kalpleri halden hale çeviren Allah’ım, kalbimi dinin üzere sabit kıl. Tirmizi, “De’avat”, 124.

Bunları biliyor muyuz?

Vahdaniyet Nedir?

Allah’ın zati sıfatlarından olan bir sıfattır ve Allah’ın zatında, sıfatlarında ve işlerinde tek olup, ortağı olmaması demektir.

Günün Nüktesi

Mertlik…

Geçmişin büyük bilginlerinden biri, yorgun bitkin bir halde uzun bir yolculuktan dönmüş, ter ve kir ağırlığı da buna eklenmişti Yurduna yuvasına kavuşan bilginin ilk işi hamama gidip kendisine en fazla rahatsızlık vermiş olan kir ve terden kurtulmak oldu.

Hamamda kendisini yıkayan tellak, kirden rahatsız olur. Bilgini keselerken “Ne kadar kirlisin” der gibi kirleri bilgin zatın önüne yığıyordu.

Keseleme işi devam ederken, tellak keselediği şahsın ilim sahibi biri olduğunu öğrenince, “Efendim madem siz derin bir bilginsiniz ‘mertlik nedir?’ bana anlatır mısınız?” dedi. Yıkanmakta olan büyük bilgin tellaka bir incelik dersi vermenin fırsatını yakalar ve şöyle der:

“Mertlik, kimsenin ayıp ve kusurlarını yüzüne vurmamak, kirlerini kendisine göstermemektir”

Çalışmayan bir kimsenin işsizlik maaşı alması caiz mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık