Kalplerimize nur, gönüllerimize huzur bahşeden Rabbimiz, İlk İnsandan itibaren ibadet için mekân inşa etmemizi emretmiştir. İlahi emir gereği İlk insan ve ilk Peygamber Hz. Âdem Kabeyi inşa etmiş ve orada rabbine kulluk etmiştir.
Kâbe ile başlayan ibadet mekânı inşa etme Kâbenin birer şubeleri olan ve İslam ülkelerinin her bir il, ilçe, köy ve mahallesinde var olan İslamın sembolü camilerle devam etmiştir.
Parçaları bir araya toplayan, uzlaştıran ve barıştıran anlamlarına gelen camiler, her türlü sosyal ve kültürel farkları bir kenara bırakarak ibadet için toplandığımız, toplumun her kesiminden biz insanların zengin-fakir, âmir-memur, makam-mevki, genç-yaşlı ayrımı olmaksızın ibadetlerimizi ve dualarımızı topluca yaptığımız, gönüllerimizi aydınlattığımız, kalplerimizi rahmet pınarı ile yıkadığımız, İslamın şiarı, imanımızın alameti, manevî şifahanemiz ve yeryüzünün en kutsal mekânlarıdır.
Camilerimiz aynı zamanda huzur yuvamız, terbiye mektebimiz, ilim ve irfan ocağımız, biz müminlerin mutluluk ve kardeşlik bağlarını diri tutan, Rabbimizin en sevdiği mekânlardır (Müslim, Mesâcid, 288).
Yüce dinimiz İslam, bunca güzelliği içinde barındıran camileri inşa etmeyi emrettiği gibi cemaate katılıp manevi açıdan da camiyi inşa etmeyi teşvik etmiştir.
Nitekim Sevgili Peygamberimiz bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: Bir kimse güzelce abdest alır, namaz kılmak niyetiyle camiye gelirse, camiye girinceye kadar attığı her adımla derecesi yükselir, günahı bağışlanır. (Buhârî, Salât 87)
Ancak cami ve cemaatin bu fazilet ve güzelliklerinden istifade edebilmek için camilere geliş-gidişlerde uymamız gereken birtakım kurallar vardır.
Yani camilerde uyulması gereken bir takım âdâp ve erkan incelikleri vardır.
Aziz Cemaatim!
Her şeyden evvel bu mukaddes mekanlara Hz. Peygamberin, Allahım bana rahmet kapılarını aç(Müslim, Müsafirin, 68) duası ile girilmelidir.
Ey âdemoğulları! Her mescide gidişinizde güzel giysilerinizi giyin(Araf 7/31) ilahi emri gereğince camiye gidişlerde beden ve elbise özellikle de çorap temizliğine dikkat edilmelidir.
Camiye gelindiğinde sigara, soğan, sarımsak gibi etrafı rahatsız edici kokulardan uzak durulmalı, ziyaret maksadıyla da olsa tesettüre riayet edilmelidir.
Camiye sağ ayakla girmeli sol ile çıkmalıyız. Yine camiye girdiğimizde vakit müsaitse iki rekât Tahiyyetül-Mescit namazını kılmamız, vakit müsait değilse hiç kimseyi rahatsız etmeden öndeki safta boş bulduğumuz yere oturmamız caminin adabındandır.
Namaz kılarken, safların sık ve düzenli olmasına özen göstermeli, ön safta yer varken, arka safta durmamalı, ön safa geçmek için de namaz kılan kimsenin önünden geçmemeli ve kimseyi incitmemeliyiz.
Camide namaz, zikir, Kuran, tesbih ve dua ile meşgul olunmalıdır. Başkalarının ibadet huzurunu bozmamak için yüksek sesle konuşmamalı, cep telefonumuzu ise kapatmalı ya da sessize almalıyız. Hutbe okunurken de sessizce dinlemeliyiz.
Bizler, bu kurallara uymak suretiyle hem ibadetlerimizi huzur içerisinde yerine getirmiş hem de camiye gelmiş kardeşlerimizi rahatsız etmemiş oluruz.
Efendimizin, bu incelik ve kurallara riayet eden müminlere müjdesi ile bitiriyorum: Biriniz abdest alıp camiye geldiği zaman kimseye eziyet etmediği sürece; Melekler bu kimse hakkında, Allahım! Bu kulunu bağışla, ona merhamet et ve tövbesini kabul et diyerek dua ederler (Ebu Dâvûd, Salât, 49).
Ne mutlu camilerde bu incelik ve kurallara riayet ederek ibadet edenlere
Soru ve Cevaplar
Bayram namazının İslam dinindeki yeri nedir?
Bayram namazı biri Ramazan Bayramında diğeri Kurban Bayramında olmak üzere yılda iki defa kılınan iki rekatlık bir namazdır.
Bayram namazı Hanefi mezhebinde Cuma namazının vücub şartlarını taşıyan kimselere vaciptir.
Şafii ve malikilere göre ise bayram namazları müekked sünnettir. İster vacip, ister sünnet kabul edelim hangi mezhepten olursak olalım Müslümanların kaynaşmasına, görüşmesine vesile olan bayram namazlarına iştirak etmekte fayda ve sevap vardır.
Kadınlar ve erkekler İslam nazarında temel ibadetlerde (namaz, oruç, zekat...) fark etmeksizin eşittirler. Erkeğe farz olan farz namazlar kadına da farzdır. Ama meşakkat olmasın diye bazı ibadetler kadın için farz kılınmamıştır. Cuma namazı, bayram namazı gibi.
Ama kadın istemesi halinde Cuma namazını da Bayram namazını da camiye gidip eda edebilir. Dini anlamda bunun bir mahzuru söz konusu değildir. Nitekim Peygamber efendimiz döneminde bu ibadetler kadınlar tarafından mescidlerde eda ediyordu. Onun için kadın dilemesi halinde camiye gidip bayram namazını kılabilir.
Bayramda yapılması müstehap olanlar nelerdir?
Bayramda erken kalkmak, gusletmek, misvak kullanmak, güzel koku sürünmek, yeni ve temiz elbise giymek, karşılaşılan müminlere güler yüzle selam vermek, fakirlere sadaka vermek, dargınları barıştırmak, akrabayı, din kardeşlerini ziyaret etmek, onlara hediye götürmek sünnettir. Allahın verdiği nimetlere şükretmek için sevinçli ve neşeli görünmek menduptur.
Bütün bunların dışında çocuklar, bilhassa öksüz ve fakir çocuklar sevindirilmeli, akraba eş ve dost ziyaretleri de yapılarak hâl hatır sorulmalıdır
Bayram gününde oruç tutmak caiz mi?
Ramazan Bayramının birinci gününde ve Kurban Bayramının dört gününde oruç tutmak Hanefi Mezhebine göre tahrimen (harama yakın) mekruh Şafii mezhebine göre ise haramdır. Çünkü bu günler, ziyafet, ziyaret ve güzel günlerdir. O günlerde karşılıklı ikram esas olandır. İkramı geri çevirmemek lazım. Bu nedenle de bu günlerde oruç tutmamak gerekir.
Ramazan ayından sonra Şevval ayında altı gün oruç tutmanın dindeki yeri nedir?
Ramazan ayı ve bayramından sonra şevval ayı içinde altı gün orucu adıyla bilinen orucu tutmak sünnettir. Şevvâl ayının ilk gününde -ki ramazan bayramının ilk günüdür- oruç tutulması haramdır. Bayramın diğer günlerinde ve şevvâl ayında kaza veya nafile oruç tutulabilir.
Oruç ayı ramazanın tamamlayıcısı durumunda olan şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruç, bir Müslümana bütün bir yıllık oruç sevabı kazandıracaktır. Bu altı günlük orucun bitişik olması, yani hiç ara vermeden tutulması mecburiyeti yoktur; aralıklarla da tutulabilir. Şevvâl ayında tutulacak altı günlük oruçla, bir yıl oruç sevabının nasıl elde edileceği Alimlerce şöyle ifade edilir:
Dinimizde, bir iyilik yapana on sevap verileceği yolundaki hadis esas alındığında, bir Müslüman otuz günlük ramazan orucuna ilâveten şevvâl ayındaki altı günlük oruçla otuz altı gün tutmuş olmaktadır. Bu otuz altı rakamı, hadiste ifade edilen on sevap ile çarpıldığı zaman 360 gün elde edilir. Böylece kamer ay hesabıyla bütün bir yıl oruçla geçirilmiş gibi olur.
Bayramda mezarlıklarda para karşılığında Kuran okumak caiz mi?
Ölüye faydası dokunan ibadetlerden bir tanesi de Kuran okumaktır. Kuran okuyup veya okutmakla sevabını ölen kişiye bağışlamak dinimizce uygun bir davranıştır.
Cumhuru ulemaya göre bir kimse hiçbir maddi menfaat beklemeden ve almadan Kuran-ı okur ve bunun sevabını ölüye bağışlarsa yaptığı bu davranış sünnete uygun ve faydalı bir davranıştır. Fakat pazarlıklı menfaat karşılığında başkalarına Kuran okumak dinen uygun değildir.
Günün ayeti
Müminler ancak ve ancak kardeştir. O halde kardeşlerinizin arasını düzeltin.
Günün Hadisi
Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez Regaib gecesi, Berat gecesi, Cuma gecesi, Ramazan ve Kurban bayramı gecesi
Günün Sözü
Ramazan ve Kurban bayramının gecelerini ihya eden kimsenin kalbi, kalblerin öldüğü gün ölmez.
Günün Duası
Allahım bizi Ramazan ayında dua ve ibadetleri kabul edilen ve bayrama kavuşabilenlerden eyle.
Ramazan Kavramlar
Ramazan Bayramı
İslam aleminde, oruç tutma ayı olan Ramazanın ardından üç gün boyunca kutlanan dini bir bayramdır. Hicri takvime göre onuncu ay olan Şevval ayının ilk üç gününde kutlanır. Bayramdan bir önceki gün, Ramazan ayının son günü olan arifedir.
Günün Nüktesi
Bayram namazına gidecek değil ya?
Bir arife günü Sadrazam Koca Ragıp Paşa ile şair Haşmet, Sadrazam Kuyucu Murat Paşa Türbesini ziyarete giderler Koca Ragıp Paşa, türbedarı kızdırmak maksadıyla ona şöyle der:
Efendi! Burada yatan kişi sıradan biri değildir Bu kişi gazi ve savaşçı bir vezirdir İşte bu yüzden sandukasına, kavuğuna, sarığına çok dikkat etmelisin Türbedar:
Baş üstüne Paşam, der Sadrazam devam eder:
Kendisi büyük adamdır. Ona ilgi gösterip, hizmetinde kusur etmemelisin Oruçlu türbedar iyice sinirlenir; ama susmaya devam eder Sadrazam konuşmasını şöyle sürdürür:
Türbedar efendi, anladın değil mi? Merhumun kavuğunda, sarığında toz toprak namına bir şey bulunmamalı Türbedar bakmış ki sadrazamın sözleri bitecek gibi değil, daha fazla dayanamayarak şöyle der: Efendim, bu adam bu gece yerinden kalkıp da yarın sabah, bayram namazına gidecek değil ya Bu kadar çok bile.
Ramazan Manileri
On bir ayın sultanı
Nur dolu dört bir yanı
Seneye geri gelsin
Yolladık ramazanı
Kırık gönül kalmasın
Üzüntüye dalmasın
Bugün bayram barışın
Gülücükler solmasın