Cuma namazının vakti, öğle namazının vaktidir. Cuma namazı bu vakit içinde kılındığı takdirde geçerli olur. Bu vakit çıkıp ikindi namazının vakti girdiğinde ise Cuma namazı kılınmaz. Kılınsa da geçersiz olur.
Bunun yanında namazların vaktin başlangıcında kılınması daha faziletli olmakla birlikte, daha çok cemaatin katılımını sağlamak amacıyla biraz geciktirilmesinde sakınca yoktur.
Buna göre, cemaatin durumu veya mesai saatleri dikkate alınarak cuma namazının, cemaatin en çok iştirak edilebileceği saatte kıldırılması caizdir, hatta bunun daha uygun olacağı söylenebilir.
Cuma namazında hutbeye yetişemeyen kimsenin namazı geçerli midir?
Cuma namazında hutbe, namazın sahih olmasının şartlarından biridir. Hutbe okunmadan kılınan bir cuma namazı sahih değildir.
Bu nedenle hutbe okunurken cemaatten bazılarının hazır bulunması gerekir. Ancak cuma kılabilmek için hutbeye yetişmek ve dinlemek şart değildir.
Buna göre, mazeretine binaen okunan hutbeye yetişemeyen veya hutbeyi duymayan kişinin kıldığı cuma namazı sahih ve geçerli olur.
Mezarın üzerine isyanvari sözler yazmak caiz mi?
İslam dini, hayatında olduğu gibi ölümünde de insana gereken değeri vermiş, saygıyı göstermiş ve öldüğü andan itibaren ona yapılacak muameleyi de belirlemiştir. Bu anlamda İslam dini, kabir ve kabristanın düzenli ve tertipli yapılmasını, temiz tutulmasını ve yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olarak görür.
Ancak kabirlerin yükseltilmesi, üzerine kubbeli binalar yapılması, taşına övücü veya kaderden şikayet edici sözler yazılması yasaklanmıştır.
Adağı yerine gelen kimse adak yerine bedelini verse adak yerine gelmiş olur mu?
Adak, kişinin bir ibadeti yapacağına dair Allaha söz vererek üzerine borç kılması anlamına geldiğinden, bu borçtan kurtulması için adağını yerine getirmesi gerekir. Bundan dolayı kurban keseceğine dair adakta bulanan kişi, ancak kurban kesmek suretiyle adağını yerine getirmiş olur.
Bu itibarla, adak kurbanını kesmek yerine, parasını fakirlere vermek ya da ayni yardımda bulunmakla bu adak yerine getirilmiş olamaz. Adak kurbanı yerine para veren kişi adağı yerini bulmadığı için yeniden bir adak kurbanı kesmesi gerekir.
Kar payı karşılığında para çalıştırmak caiz mi?
Borç verip bu borçtan dolayı bir gelir elde etmek faizdir. Çünkü verilen para borç verilmiştir. Borç da bir menfaat celbetmemelidir. Şayet borçtan bir menfaat sağlansa dinen bu uygun değildir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: Menfaat celbeden her borç faizdir.
Ancak verilen para borç değil de kar zarar karşılığında çalıştırılmak üzere verilmişse ve bu paradan bir kar elde edilmişse bu paradan gelen geliri almada bir sakınca yoktur. Tabi aynı şekilde bu para çalıştırılırken zarar olmuşsa onu da paylaşmak gerekir.
Günün Ayeti
Yaptığını çok görerek başa kakma.
Müddessir 6
Günün Hadisi
İki nimet vardır. İnsanların çoğu onlar hususunda aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit
(Buharî, Rikak, 1)
Günün Sözü
En son ölüm gelir. Yinede erken deriz."
Hz. Mevlana
Günün Duası
Allahım bugün dünyaya indirdiğin rahmetten bizi mahrum bırakma
Bunları Biliyor muyuz?
Facir kime denir?
İnkâr, şirk, yalan, zina, hırsızlık gibi, Allah ve Peygamber'in haram kıldığı fiilleri işleyen, kâfir, münafık, müşrik ve asilere, doğru yoldan sapan ve ahlâk dışı davranışlarda bulunan kimselere denir.
Günün Nüktesi
Malı Allah Verir
Abbasi Halifesi Mansur, Hz. Ebu Bekr-i Sıddık'ın torunu Abdurrahman bin Kasım'a
''Bana nasihat et'' dedi.
O da şöyle söyledi:
''Ömer bin Abdülaziz vefat ettiğinde ardında on bir evlat ve on yedi dinar bırakmıştı.
Beş dinar ile kefenlendi, iki dinar ile kabir yeri satın alındı, kalan paradan da evladından her birine on dokuz dirhem düştü. Hişam bin Abdülmelik de öldüğünde on bir evlat bıraktı, her birine bir milyon dirhem miras bırakmıştı.
Daha sonra ben Ömer bin Abdülaziz'in evladından bazılarının günde yüz atlıyı kuşandırıp Allah yolunda cihada gittiklerini gördüm. Hişam'ın evladından da dilenenleri gördüm''.