2

Cennet ve cehennemin ebediyen kalacağının delili var mı?


  • Oluşturulma Tarihi : 13.12.2016 09:12
  • Güncelleme Tarihi :

Cennet ve cehennem ebediyen yani sonsuz olarak kalacaktır. Hiçbir zaman cennet ve cehennem yok olmayacaktır. Çünkü ahret hayatı sonsuzdur. Ahret hayatı sonsuz olunca ahret hayatının yaşandığı yer olan cennet ve cehennem de sonsuzdur. Allah’u Teala, cennet hakkında mealen şöyle buyurmaktadır: “Bunlar için orada ebediyen kalmak üzere altından ırmaklar akan cennetler hazırlanmıştır. İşte bu en büyük başarıdır.” (et-Tevbe, 9/100)

Cehennem ateşi hakkında da aynı şey söz konusudur. Allah cehennem hakkında şöyle buyurmaktadır: “Muhakkak Allah kafirlere lanet etmiş ve onlar için alevli bir ateş hazırlamıştır. Onlar orada ebediyen kalıcıdırlar. Hiçbir veli (dost) ve yardımcı da bulamayacaklar.” (el-Ahzab, 33/64-65)

“Kim Allah'a ve Rasûlüne isyan ederse hiç şüphesiz onun için cehennem ateşi vardır. Onlar orada ebediyen kalacaklardır.” (el-Cin, 72/23)

Yüce Allah bu ayet-i kerimelerde ve benzerlerinde cehennemin, cehennem ehli olan kimseler için yaratıldığını, kendilerinin de onun için yaratıldıklarını, onların orada ebediyen kalacaklarını bildirmektedir.

Allah’u Teala: “Onlar oradan çıkacak değillerdir” buyruğu ile oradan çıkmayacaklarını belirtirken, “Azap onlara hafifletilmez” buyruğu ile de cehennem azabının kesilmeyeceğini “Sonra orada hem ölmeyecek, hem de hayat bulmayacaktır” (el-A’la, 87/13) buyruğu ile cehennemliklerin orada yok olmayacaklarını haber vermektedir.

Hz. Peygamber de bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Cehennem ehli olan cehennemliklere gelince; onlar orada ne ölürler, ne de hayat bulurlar.” “Cennetlikler cennete, cehennemlikler cehenneme girdikten sonra ölüm bir koç suretinde alınarak cennet ile cehennem arasında bir yere getirilip sonra boğazlanır. Daha sonra bir münadi şöyle seslenir: Ey cennet ahalisi, artık ölüm olmayacaktır ve ey cehennem halkı, artık ölüm yoktur. Bu sebeple cennetlik sevinçlerine sevinç katar, cehennem ehlinin kederlerine keder katılır.”

İbadetler açısından en faziletli ibadet hangisidir?

Bütün ibadetler güzel ve değerli olmakla beraber ibadetlerin en faziletlisi namazdır. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta hadisi şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: “Namaz, bütün amellerin en faziletlisidir.”

Bir başka hadisinde ise:  “En faziletli amel, vaktinde kılınan namazdır” buyurarak namazın Allah indindeki konum ve faziletine dikkat çekmiştir.Namaz, en faziletli ibadet olduğu için terk edilmesi de büyük günahtır. Nitekim sevgili peygamberimizi bu faziletli ibadetin terk edilmesi ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “Namaz dinîn direğidir, terk eden dinîni yıkmış olur.”,  “Beş vakit namazı terk eden, Allah’ın hıfz ve emânından mahrum olur.”

Buna göre namaz ibadetlerin en faziletlisidir. Ancak terki de büyük günahlardan birisidir. İbadetler içerisinde de sorumluluğu en büyük olan ibadettir.

Namazdan önce kullanılan misvakın dini bir fazileti var mı?

Ağız ve diş temizliğinde misvak kullanmak dinimizce sünnet olan güzel bir fiildir. Ağız ve diş sağlığına ayrı bir önem veren Peygamber Efendimiz misvak kullanmak suretiyle ağız ve diş temizliğinin yapılması hususunda da ısrarlı teşvik ve tavsiyelerde bulunmuştur. Bir hadislerinde, “Ümmetime meşakkat vereceğinden endişe duymasaydım, misvak kullanmalarını farz kılardım” buyurmuşlar, kendileri de misvakı kullanmışlardır. Bir diğer hadiste Sevgili Peygamberimiz “Üç şey peygamberlerin ahlâkındandır:  İftarda acele etmek,  sahuru geciktirmek ve misvak kullanmak” buyurmuştur.

Misvak tıbben diş etlerini koruyup, dişleri parlattığı gibi aynı zamanda ve en önemli faziletlerinden bir tanesi ölüm esnasında kişiye Kelime-i Şahadet’i hatırlatır

Günün Ayeti

Allah’a ve Resulü’ne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Aksi halde başarısızlığa uğrarsınız ve kuvvetiniz yok olup gider.

Günün Hadisi

İnsanların Allah’tan en uzak olanı, katı kalpli kimselerdir.

Tirmizî, “Zühd”, 61

Günün Sözü

Gençliğinde bilgi ağacını dikmeyen, yaşlılığında rahatlayacağı bir gölge bulamaz.”

(Lucius A.Seneca)

Günün Duası

Allah’ım başladığımız bu yeni haftada senden hayır ve bereket diliyor, kaza ve belalardan sana sığınıyorum.

Bunları Biliyor muyuz?

Ef'al-i Mükellefin Nedir?

Mükelleflerin fiilleri anlamına gelen ef'âl-i mükellefin, dinen yükümlü sayılan insanların davranışları ve bunlarla ilgili hükümler manasına gelir.

Günün Nüktesi

Fil Hikâyesi…

Aksak Timur’un Anadolu’yu işgalinde, ordusunda filler de varmış. Bunlardan birini, tarlada hizmet amacıyla köylülere armağan etmiş. Fil, tüm ekinleri talan etmeye başlayınca, köylüler soluğu, Timur ile arası iyi olan Nasrettin Hoca’nın yanında almışlar.

-Bu fil bizi mahvedecek. Timur'a gidip, fili geri almasını bizim adımıza rica edebilir misin, ya Hoca?

Nasrettin Hoca düşünmüş, taşınmış. Bu adamlara da bir türlü güvenmezmiş...

-Tek bir şartla! demiş. Benimle birlikte Timur’un otağına varacaksınız; ben de sizin adınıza konuşacağım.

Köylüler kabul etmişler. Birlikte Timur'un otağına varmış, huzura kabul edilmişler... Daha doğrusu Nasrettin Hoca öyle sanmış. Astığı astık, kestiği kestik Aksak Timur seslenmiş:

-Söyle Hoca, dileğin nedir?

-Ben köylünün adına geldim, efendimiz! demiş. Nasrettin Hoca. Onların derdine tercüman olmaktır dileğim, diyorlar ki...

Nasrettin Hoca, kolunun çemberi ile köylüleri işaret etmek üzere şöyle bir yarım dönmüş ki; o da nesi? Ardında hiç kimse yok!

Yarı bele kadar eğilmiş ve:

-Diyorlar ki, diye devam etmiş... Armağan ettiğiniz fil, öyle hayırlı, uğurlu ve yararlı bir hayvanmış ki... Ondan bir tane daha köye armağan etmenizi talepten utanç duyuyorlar. Kerem edin, köyümüze bir tane daha gönderin!

Cennet ve cehennemin ebediyen kalacağının delili var mı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık