Bu bir adaktır şart yerine gelirse kesilmesi vacip hale gelir. Yani çocuk doğarsa bu adak kesilmek zorundadır. Ancak adak yapan kimse, adadığı hayvanın etinden yiyemez. Etin tamamını dağıtması gerekir. Şayet bir miktar yemiş olursa, yediği etin kıymetini fakirlere para olarak vermesi gerekir
Adak yapan, adadığı hayvanın etini, fakir olsalar bile, usul ve füruna ve geçimi üzerine bağlanmış bulunanlara yediremez. Usul, ana ve baba tarafından yükselen soya denir. Füru, evlatlardan aşağı inen soylara denir.
Oje ve benzeri maddeler tırnak ve benzeri organların üzerinde tabaka yaptıklarından vücudun üzerinde bulunmaları halinde bunlarla abdest ve gusül olmaz.
Onun için oje ve benzeri maddeler varsa bunlar iyice yıkanıp temizlendikten sonra abdest ve gusül alınmalıdır.
Hanefi, Şafii, Maliki... farkı olmaksızın bütün ehli sünnet mezhepleri haktır ve kendilerine uyulabilir. Mezheplerin varlığı biz Müslümanlar için bir rahmet ve çıkış yoludur. Hangisine uyarsak uyalım doğru yolu bulmuş oluruz. Bu mezheplerin oluşmasında ve mezhebe bağlanmada daha çok mezhep kurucularının yaşadığı bölgenin etkisi söz konusudur. Ebu Hanife'nin Orta Asya ve Anadolu topraklarında yaşaması imam Şafii’nin Mısır'da, Irak'ta- Suriye'de yaşaması... Neticesinde mezhepleri bu bölgelerde yayılmış insanlar da bu mezheplere rağbet göstermiştir. Fakat bu mezheplerden birine tabi olurken diğerlerini kabul etmemek doğru değildir. Çünkü bütün ehl-i sünnet mezheplerinin çıkış noktası Kur'an ve sünnettir. Dolayısıyla Şafii’ye tabi olmakla beraber bazen şartlara, mazerete binaen faraza Hanefi mezhebini taklit edebiliriz. Mesela: Şafii mezhebinde engelsiz bir şekilde bir bayanın tenine dokunmak abdesti bozar, ama aynı durum Hanefi mezhebinde bozmaz. Doktor olan bir kimse her zaman muayene ediyorsa abdestinin bozulmaması mümkün değil, her zaman da abdest almak kolay değil, hele kışın ağır şartlarında hiç kolay değil. Binaanleyh böyle bir mazereti olan kimse Hanefi mezhebini taklit ederek abdestini bozmayabilir. Yani namazını kılabilir. Nitekim dinimiz kolaylık dinidir. Sevgili Peygamberimiz "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız" (Buhârî, "İlim", 12.) buyurmaktadır. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadise göre de peygamberimiz zor ile kolay arasında tercih söz konusu olduğunda daima kolay olanı tercih edermiş.
İslam’da mal hürriyeti vardır. Herkesin malı kendisinedir. Dolayısıyla erkeğin malı erkeğin, kadının malı kadınındır. Mal kadının olunca kocanın o mal üzerinde bir yetkisi yoktur.
Kadın dilediği şekilde, dilediği yere harcar. Ne kocanın ne de bir başkasının karışma hakkı yoktur. Ama hüküm bu olmakla beraber karı koca olduklarından ve ortak bir hayatı paylaştıklarından dolayı birbirilerinin fikrini ve rızasını alarak harcama yapmaları daha doğrudur.
Günün Ayeti
“Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz.” Âl-i İmrân, 3/110.
Günün Hadisi
Bir Müslüman’ın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o Müslüman için birer sadakadır.
Müslim, "Müsâkât", 7.
Günün Sözü
Az günah işleyen rahat ölür.
(Hz. Ömer)
Günün Duası
Allah’ım kimin ne sıkıntısı varsa huzur ve felaha tebdil eyle.
Bunları biliyor muyuz?
İtikat nedir?
İslam’ın kesin nassla sabit olan hükümlerine, şüphe götürmez bir şekilde inanmaya ve Allah’ın hükmüne ve iradesine teslimiyete verilen isimdir.
Günün Nüktesi
Kim Öğrenmek İster?
Ebu Hureyre rivayet ediyor, Resulullah dedi ki:
“Şu kelimeleri onlarla amel etmek ve onlarla amel edecek olana öğretmek için benden kim öğrenmek ister.”
Bunun üzerine : “Ben ya Resulullah!” dedim. Resulü Ekrem elimden tutarak beş şeyi saydı ve buyurdu ki:
- Haramdan sakın! İnsanların en çok ibadet edeni olursun.
-Allah’ın sana ayırdığına razı ol! İnsanların en zengini olursun.
-Komşuna iyilik et! Gerçek mümin olursun.
-Kendin için istediğini insanlar için de iste. Hakiki Müslüman olursun.
-Çok gülme! Çünkü fazla gülmek kalbi öldürür.
(Tirmizî, “Zühd”, 2.)