Bir anne-babanın çocuğuna karşı görevlerinden birisi de ona güzel isim vermektir. Nitekim Hz. Peygamber, bir hadisinde insanların kıyamet gününde isimleri ile çağırılacağını belirterek çocuklarınıza güzel isim koyunuz. (Ebu Davud, Edeb, 69) buyurmuştur.
Çocuklara Allahın isimlerini vermeye gelince, hemen belirtmek gerekir ki Allaha has isimler çocuklara verilmemelidir. Şayet çocuklara Allahın isimlerinden verilecekse başına kul anlamına gelen abd kelimesi eklenmelidir. Abdullah, Abdurrahman, Abdurrahim, Abdulkadir, Abdüllatif gibi.
Maddi çıkar için boşanmak dinen caiz midir?
Aile ve evlilik ciddi bir müessesedir. Bir kimsenin dünyevi bazı kazançlar elde etmek için nikahı suiistimal etmesi doğru bir davranış değildir. Mesela bir kişinin, yurt dışında çalışabilmek için oturum izni almak maksadıyla bulunduğu yerin vatandaşlarından birisi ile formalite evliliği yapması veya vefat eden babasının emekli maaşından yararlanmak üzere eşinden mahkeme kararıyla boşanması nikahın suiistimal edilmesinin örneklerindendir.
Yanlış ve yalan beyanlarla elde edilen kazanç, haksız bir kazançtır. Haksız yollarla elde edilen kazanç ise dinen uygun değildir.
Bunun yanında bu tarz işler için kişinin hanımını boşaması dinen de boşaması demektir. Bu boşama da bain talak olmaktadır. Bu karı kocanın evliliği dinen bittiğinden tekrar beraber yaşamak istemeleri halinde yeniden bir nikah kıymaları gerekir.
Birkaç günlük bebek ismi koyulmadan vefat ederse ona isim koymak gerekir mi?
Çocuk doğarken canlı doğmuşsa, yani bağırmış yahut hareket etmiş, canlı doğduğuna kanaat getirilmişse, bu çocuk cenaze işlemleri açısından tıpkı büyük insan gibi muamele görür. Canlı olarak doğduktan hemen sonra da vefat etse, ismi konulur, cenazesi yıkanır, bir beze sarılır, namazı kılınır ve sonra defnedilir. Yeter ki canlı doğduğuna kanaat getirilsin.
Lakin doğan çocuk canlılık işareti göstermemişse, ağlamamış, aksırmamış, esnememiş, ölü olarak doğduğuna kanaat getirilmişse; yine bir isim verilir, yıkanır, beze sarılır, ama namazı kılınmadan defnedilir. Ölü olarak doğması, sadece namazdan mahrum bırakır, diğer hususlar aynen icra edilir.
Bu durumdaki çocuklara böyle bir işlemin yapılması insanlığa gösterilen saygının bir ifadesidir. Öyle ki ölenin insan oluşu, onu böyle bir hizmete lâyık kılar. Çünkü insan küçük de olsa mükerrem, hürmete lâyık bir varlıktır.
Kaza namazlarına başlamada hangi yaş ölçü alınmalı?
Bir insana namazın farz olması rüşde ermesiyle başlar. Bunun ölçüsü ise erkeklerin ihtilam, kadınların ise aybaşı dediğimiz hayz hallerinin başlamasıdır.
Buna göre İslam'a geç uyanmış ve hayatının belli bir döneminde namaz kılmayan insanların kaza namazlarında rüşde erme tarihini baz almaları gerekir.
Günün Ayeti
Eğer biz, bu Kuranı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün.
Günün Hadisi
Biriniz rızkından kaçsa da, ecelin onu yakaladığı gibi, o onu bulur.
Günün Sözü
Her yük omuzdan indirilebilir, senelerin yüklettiği yaş yükü müstesna!
Cenap Şahabettin
Günün Duası
Allahım bugün helâlından kazanan ve helâlına harcayanlardan eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Muhadram kimdir?
Sözlükte "karışık" anlamına gelen Muhadram, hem cahiliye devrinde hem de Hz. Peygamber devrinde yaşayan, ancak Hz. Peygamberi göremeyip sahabe ile görüşen Müslümanlara verilen isimdir.
Günün Nüktesi
Üç adamın yemini...
Hz. Enes, anlatıyor: Hz. Peygamber'in hanımlarının hâne-i saâdetlerine üç kişi gelerek Resûlullahın (evdeki) ibadetini sordular.
Kendilerine sordukları husus açıklanınca kendi ibadetlerini az bularak: "Resûlullah kim, biz kimiz? Allah O'nun geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetmesine rağmen bu kadar ibadet ediyor. O halde bizim daha fazla ibadet etmemiz gerekir.
Bunun üzerine içlerinden biri: "Ben artık hayatım boyunca her gece namaz kılacağım" dedi. İkincisi: "Ben de hayatım boyunca hep oruç tutacağım, hiç bir gün terk etmeyeceğimdedi. Üçüncüsü de: "Kadınları ebediyen terk edip, onlara hiç temas etmeyeceğim" dedi.
Aradan bir zaman geçtikten sonra hanımları bu durumdan rahatsız olarak kocalarını Hz. Peygambere şikayet ettiler. Hz. Peygamber onları bularak: "Sizler böyle böyle söylemişsiniz. Halbuki Allah'a yemin olsun Allah'tan en çok korkanınız ve yasaklarından en ziyade kaçınanınız benim. Fakat buna rağmen, bazen oruç tutar, bazen tutmam, bazen gece namazı kılarım, bazen uyurum, kadınlarla da beraber olurum. (Benim sünnetim budur), kim sünnetimi beğenmezse benden değildir" buyurdu. (Buhârî, Nikah 1).