Sayfa Yükleniyor...
Allahtan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. Çocuklarımın ölüsünü öpeyim lafzı ise yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez.
Böyle bir söz yemin sayılmadı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle sözler ve yeminler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allaha yemin etsin veya sussun. (Buhârî, Eymân 4).
Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez.
Müslüman bir kimse Müslüman olmadığını söylerse dinden çıkar mı?
Bir zaruret olmadıkça küfrü yani dinden çıkmayı gerektiren sözleri söylemesi kişiyi dinden çıkarır. Bu şekilde dinden çıkan kişinin, dini hükümlere göre, eşiyle aralarındaki nikah bağı da kopar.
Ancak, zorlanarak küfrü gerektiren sözleri söylemek zorunda kalan kişiler, bu hükmün dışındadırlar. Nitekim Kur'an-ı Kerim Nahl süresi 106. ayetinde bu konu ile ilgili olarak şöyle buyrulmaktadır: "İmandan sonra Allah'a karşı küfre saparak, -kalbi imanla mutmain olduğu halde zorlananlar hariç-, küfre sinesini açan kimseler üstüne muhakkak ki, Allah'tan bir gazap iner ve kendilerine büyük bir azap vardır" buyrulmaktadır.
Hz. Peygamber de bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: "Ümmetimden hata ve unutmak veya zorlama sonucu vuku bulacak günahlar affolunmuştur"
Ayetten ve hadisten anlaşıldığına göre, kişi küfrü gerektiren sözleri isteyerek bilinçli bir şekilde söylerse dinden çıkmış olur. Ancak, kalbi imanla dolu olduğu halde zorlama ile küfür sözlerini söylerse dinden çıkmaz.
Zorlama İslam hukukunda, bir kimseyi tehdit ve korkutma ile rızası olmadığı bir sözü söylemeye veya bir fiili yapmaya mecbur bırakmaktır. Ancak bu ikrahın yani zorlamanın geçerli olması için zorlayan kişinin o işi yapmaya muktedir olması gerekir.
Buna göre faraza Avrupa'da işçi olabilmek için Müslüman olmadığını söyleyen bir kimse ortada bir zorlama ve tehdit olmadığından bu sözleri söylemesi caiz değildir. Zira bu kişi kendi irade ve seçeneğiyle bu sözleri söylediğinden imanı hafife atmış ve böylece dinden çıkmış olur.
Çocukların kıldıkları namazın sevabı var mı?
Namaz sevgili Peygamberimizin ifade ettiği gibi "Dinin direği, kıyamet gününde sorulacak ibadetlerin başında geldiği, müminin miracı, şükrün bütün çeşitlerini kendinde barındırdığı... için" üzerinde durulması ve her zaman ve her şartta yerine getirilmesi gereken bir ibadettir.
Namaz ibadetinin bu öneminden ve özelliğinden dolayı namaz çocuklara küçük yaştan itibaren tavsiye edilmiştir.
Nitekim Peygamber Efendimiz veciz bir sözün de namazın çocuklara emredilmesi hakkında şöyle buyurmaktadır:
"Çocuklarınıza 7 yaşında namazı emredin 10 yaşına geldiklerinde şayet namazı kılmıyorlarsa onları tedip anlamında hafifçe bir dövün."
Her ne kadar namaz ibadeti diğer ibadetler gibi kişiye buluğ çağına varana kadar farz değilse de dinin temel direklerinden bir direk olduğu için çocuklara daha küçük yaştayken ki bu da 7'den başlar, aşılamak gerekir. 10 yaşına gelindiğinde artık yavaş yavaş erginlik çağına yaklaşıldığından terk edilmesi halinde terk edenin uyarılması gerekir.
Netice-i kelam namaz ibadeti çocuklara 7 yaşında emredilir (ama buradaki emir farz anlamında değildir.) 10 yaşında terk edilmesi halinde terk eden cezalandırılır. Erginlik dönemi başladıktan sonra namaz her farz ibadet gibi kişiye farz olmaktadır.
Günün Ayeti
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar.
Günün Hadisi
Evinize girdiğinizde selam veriniz
Günün Sözü
İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser.
Konfüçyüs.
Günün Duası
Allah'ım beni yeni bir güne eriştirdiğin için sana şükürler olsun. Allah'ım bu günümü de hayırla bitirmemi nasip et."
Bunları biliyor muyuz?
Masiyet nedir?
Günah ve isyan olan inanç, söz, fiil ve davranışlara denir.
Günün Nüktesi
Kim derecesinin yükseltilmesini istiyorsa
Hz. Ebu Hüreyre anlatıyor Hz. Peygamber buyurdular ki:
"Kim kıyamet gününde Allah'ın kendisine şerefli bir makam vermesini ve derecesini yükseltmesini isterse; kendisine zulüm edeni affetsin, kendisine vermeyene versin, kendisine gelmeyene gitsin ve
kendisine cahilce davranana hilm ile olgun muamele etsin."