Devlet esnafın kar oranına karışabilir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 27.10.2016 08:21
  • Güncelleme Tarihi :
Devlet esnafın kar oranına karışabilir mi? yazının resmi

İslam’ın ekonomik anlayışında serbest piyasa anlayışı vardır. Bu anlayışta isteyen istediği oranda mal alır ve satar. Bu malı da istediği fiyata alır ve satar. Tabi olağan durumlar için geçerlidir. Ancak olağan üstü dönemlerde deprem, afet, kıtlık…  Dönemlerinde devlet gerektiğinde malın hem stokunu, karaborsasını, önlemek hem de kıtlıktan dolayı insanların mağdur duruma düşmemeleri için fiyatlara fıkhi bir tanımla narh koyabilir. Yani fiyatlara sınırlama getirebilir.

Lakin bugünkü piyasa koşulları gibi zamanlarda fiyatlara sınırlama getirilmez. Fiyatlara sınırlandırma getirilmediği gibi aynı zamanda kar oranlarına da bir sınırlandırma getirilmez. Çünkü istenilen bütün temel ihtiyaçlar her yer de var. Günümüzde de serbest rekabet piyasası var. Bir markette ya da iş yerinde satılan malının fiyatını beğenmeyen vatandaş hemen diğer marketten ya da iş yerinden ihtiyacını alabiliyor.

Kıtlık ve karaborsa olmadığından fiyatlara ve kar oranlarına bir oran koyulmaz. Tabi her ne kadar dinen fiyatlara bir oran koyulmasa da Müslüman yakışan başta ticaretinde olmak üzere hayatın her alanında ehli vicdan olmasıdır.

Üvey anne dinen anne gibi kabul edilir?

Üvey anne, İslam dini nazarında anne, üvey evlat da normal evlat hükmündedir. Dolayısıyla üvey anne üvey oğlunun yanında başını aça bilir dinen de hiçbir sakıncası yoktur. Çünkü bunlar dinen anne ve evlattır.

Nitekim Allah Teâlâ Nur Suresi’nin 31. ayetinde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: “Mümin kadınlara söyle: gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar, kendiliğinden görünen kısım dışında süslerini göstermesinler; başörtülerini yakalarının üzerini de kapayacak şekilde salsınlar. Babaları, kayınpederleri, oğulları, kocalarının oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, Müslüman kadınlar, cariyeler, erkekliği kalmamış tabiler (yani yardıma muhtaç hale gelmiş ve erkekliği kalmamış yoksul ve düşkünler) ya da kadınların mahrem yerlerini henüz anlayacak çağa gelmemiş çocuklardan başkasına süslerini göstermesinler.” 

Ayetten de anlaşıldığı gibi kadınlar, kocalarının başka kadından olma oğullarının yanında başları açık durabilirler.

Nisa Suresi’nin 22. ayetinde ise şöyle buyrulmuştur: “Babalarınızın nikâhladığı kadınları nikâhlamayın. Geçmişte olan oldu. O çirkin, çok iğrenç ve pek kötü bir yoldur!”

Buna göre üvey annelerle üvey çocuklar birbirlerine ebediyen haramdır. Haram oldukları için de üvey annenin üvey evladın yanında başı açık bırakmasında bir sakınca yoktur.

Hicr-i Kâbe Nedir?

Kâ'be'nin kuzey-batı duvarı ile Hatim arasındaki boşluğa denir. Buraya Hatîra ve Hicr-i İsmail de denir. Burada namaz kılıp dua edilir, fakat kıble olarak buraya karşı namaz kılınmaz. Hz. İbrâhim ile oğlu İsmail'ın yaptığı Kâ'be binası bu kısmı da içine alıyordu. Yapılan tamirde bu kısım inşaat malzemesi yetmediği için Kâ'be dışında bırakılmıştır. Bu boşluk Hatîm adı verilen yarım daire şeklinde bir duvar ile çevrilidir. Tavaf bu duvarın dışından yapılır.

Günün Ayeti

Beni anın, ben de sizi anayım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin.

Bakara 2/152

Günün Hadisi

İman etmedikçe cennete giremezsiniz.

Günün Sözü

Geçmişin keşkeleri ve geleceğin endişeleri ile oyalanma ders al ve yoluna devam et.

Günün Duası

Allah’ım bugün vatanımızı ve milletimizi her türlü kaza, bela, afet ve terörden muhafaza eyle.

Bunları biliyor muyuz?

Mahkeme-i Kübra nedir?

En büyük mahkeme, ahirette bütün insanların amel defterlerinin tartıldığı ve dünyâda yaptıklarının hesabını verecekleri mahkeme demektir.

Günün Nüktesi

Dualarımız niçin kabul edilmiyor?

İbrahim Ethem Hazretlerine “Dualarımız niçin kabul olmuyor?” diye soranlara kalpleriniz sekiz haslet üzere ölmüştür, diye cevap veriyor.

1. Allah’a inanıyorsunuz, fakat itaat etmekte hakkını yerine getirmiyorsunuz.

2. Kur’an okuyorsunuz, fakat mucibince (gereğince) amel etmiyorsunuz.

3. Peygamberi sevdiğinizi söylüyorsunuz, fakat sünnetine uymuyorsunuz.

4. Cehennemden korktuğunuzu söylüyorsunuz, fakat bütün işleriniz de kendinizi cehenneme hazırlıyorsunuz.

5. Cenneti sevdiğinizi iddia ediyorsunuz, fakat ona hazırlanmıyorsunuz.

6. Ahirete inanıyorsunuz, fakat ölümden korkmuyorsunuz, ahiret için hazırlık yapmıyorsunuz.

7. Nimetleri yiyip, içiyorsunuz, fakat şükretmiyorsunuz.

8. Başkalarının kusurunu araştırıyor, fakat kendi kusurlarınızla meşgul olmuyorsunuz.

Devlet esnafın kar oranına karışabilir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık