Sayfa Yükleniyor...
Koruyucu aile programı uygulaması kapsamında himayeye alınan çocuklar için devletin ödeyeceği paranın, çocuğa harcanması veya onun adına saklanması halinde koruyucu aile tarafından alınmasında dini açıdan bir sakınca yoktur. Bununla birlikte çocuğu himaye eden ailenin fakir olması durumunda çocuk için verilen paradan makul şekilde istifade etmesi de uygundur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hususta melaen “Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter” buyurulmaktadır. (Nisa, 4/6). Buna göre koruyucu ailenin devletin çocuk için verdiği parayı almasında sakınca yoktur. Tabi bunu da çocuk için harcamalıdır.
Bayılma abdesti bozar mı?
Abdesti bozan hususlardan birisi de kişinin bayılmasıdır. Çünkü kişinin aklı bayılma ile birlikte izale olmaktadır. Akıl izale olunca hali ile abdest de bozulmuş olmaktadır. Buna göre az ya da çok süre bayılmak, sara nöbeti tutmak gibi aklın algılama gücünü gideren şeylerle abdest bozulur.
Mazeretsiz olarak namazı kazaya bırakmak caiz mi?
İslam’da namaz, oruç ve hac gibi ibadetler için belirli ifa vakitleri konulmuştur. Bu vakitlerin kaçırılması halinde artık eda değil, kaza söz konusudur. Farz namazların kendi vakitleri içinde kılınması farzdır. Özürsüz olarak bir namazın kazası ile bu kimsenin üzerinden namaz borcu düşse de geciktirmekten meydana gelen günah devam eder. Bunun için, namazı kaza eden kimsenin, ayrıca Allah’a tövbe etmesi gerekir.
Şer’i özür ve mazeretler namazı tehir etmek için meşru bir yoldur. (Yolculuk gibi)
Fakat günlük işler, sanat ve meslekler, aile fertlerinin geçimini sağlamak için yapılan çalışma ve işler namazın kazaya bırakılması için özür sayılmaz.
Boza içmek caiz mi?
Bilindiği gibi, boza, darı hamurundan yapılan ekşimsi bir içecektir. Tatlılaştırılarak içilmektedir. Bu şekilde yapılan bozanın içine sarhoşluk verici bir şey karıştırılmadığı müddetçe içilmesi haram değildir, helaldir. Bu haliyle meyve suyu gibi meşrubat sınıfına girmektedir. Ancak fazla ekşitilir ve kabartılırsa, sarhoşluk verici bir hale geldiği için içilmesi caiz değildir. Buna dikkat edilmelidir. Buna göre bozanın içilmesi caiz ve helaldir.
Günün Ayeti
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb’inize kulluk edin ki (Allah’ın) azabından korunasınız. Bakara 2/21.
Günün Hadisi
Müslümanın, Müslüman üzerindeki hakkı beştir: “Selamını almak, hastalandığında ziyaretine gitmek, cenazesine katılmak, davetine icabet etmek, hapşırınca yerhamükallah demek. Buhari, “Cenaiz”, 2.
Günün Sözü
Kişi kim olduğunu bilmek isterse, kimleri sevdiğine baksın. Mevlana.
Günün Duası
Allah’ım günümüzü maddi ve manevi kazançlarla geçirmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Hades Nedir?
Bazı ibadet ve fiillerin yapılmasına engel olan hükmi kirliliğe hades denir. Abdestsizlik ve cünüplük hali hades olarak nitelendirilir. Namazın altı şartından (dışındaki farzları) birisi olan hadesten taharet tabiriyle, bu hükmi kirlilikten temizlenmek kastedilir.
Günün Nüktesi
Ziyaretin Mükafatı
Resulullah şöyle buyuruyor: “Bir insan, bir hastanın halini hatırını sormaya gider veya Allah için sevdiği bir kişiyi ziyaret ederse, ona bir melek şöyle seslenir: ‘Sana ne mutlu! Güzel bir yolculuk yaptın. Kendine cennette barınak hazırladın!’” (Tirmizi, “Birr”, 64.)