Koruyucu aile programı uygulaması kapsamında himayeye alınan çocuklar için devletin ödeyeceği paranın, çocuğa harcanması veya onun adına saklanması halinde koruyucu aile tarafından alınmasında dini açıdan bir sakınca yoktur. Bununla birlikte çocuğu himaye eden ailenin fakir olması durumunda çocuk için verilen paradan makul şekilde istifade etmesi de uygundur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de bu hususta mealen “Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde (hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter” buyurulmaktadır. (Nisa, 4/6). Buna göre koruyucu ailenin devletin çocuk için verdiği parayı almasında sakınca yoktur. Tabi bunu da çocuk için harcamalıdır.
Müslüman olmayan birisinin Müslüman olması için dua etmek caiz mi?
Hayatta olan kafirlerin doğru yolu bulmaları, hidayete ermeleri, İslam ile müşerref olmaları için dua etmede bir sakınca yoktur. Çünkü Rasulüllah Efendimiz Uhud savaşında mübarek dişleri kırılıp, yüzü yaralandığında, müşrikler için: “Allah’ım kavmimi bağışla, çünkü onlar bilmiyorlar” diye dua etmişlerdi. Ancak kafir olarak ölen bir kimsenin bağışlanması için dua etmek küfürdür, Allah kafirleri cehenneme koyacağını ve onların orada ebedî kalacağını bir çok ayeti kerimesinde Hz. Peygamber de hadisi şeriflerinde bildirmiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de geçen bu ayetler buna işaret etmektedir. “Cehennemlik oldukları anlaşıldıktan sonra akraba dahi olsalar, müşrikler için mağfiret dilemek Peygambere ve müminlere yaraşmaz.” (Tevbe (9) 113). “Onlardan ölen kimsenin namazını sakın kılma! Mezarı başında da durma. Çünkü onlar Allah’ı ve Resulünü inkar ettiler.” “Onlara ister bağışlanma dile, ister dileme, fark etmez. Onlara yetmiş defa bağışlanma dilesen de Allah onları asla bağışlamayacaktır. Bu, onların Allah’ı ve Resulünü inkar etmesinden ötürüdür.” (Tevbe (9) 80) Bunun aksini istemek Allah’ı isabetsizlikle suçlamak emirlerini reddetmek ve onu yalanlamak olur ki bu da küfürdür. Küfür üzerinde ölen kimsenin bağışlanması için dua edilemeyeceği gibi aynı şekilde ona Yasin, Fatiha gibi Kur’an’ın bir suresini okumak veya mezarında dua etmek de caiz değildir. Dolayısıyla ölmüş birisine dua etmek, Fatiha okumak için İslam dinine göre o kişinin Müslüman olarak vefat etmiş olması lazım. İslam dışındaki bir inanç veya inançsızlık üzerine ölmüş ise ona rahmet okunmaz dua edilmez mezarının başında Kur’an veya Fatiha okunmaz. Ama kafirin vefatından dolayı onun akrabalarına baş sağlığı ve sabır dilenebilir.
Başka bir imkanımız yoksa tuvaletin lavabosunda abdest almamızda bir sakınca var mı?
Abdest alınan yerin temiz olması esas olup, necaset mahalli olan pis yerlerde abdest alınması tenzihen mekruhtur. Ancak günümüzde temizlik amacıyla tanzim edilen mekanlarda genellikle banyo, lavabo ve klozetler birlikte yer almaktadır. Bu durumdaki banyolarda, necaset bulunmadığı için abdest almak veya banyo yapmakta sakınca yoktur. Banyo, lavabo ve klozetlerin farklı mekanlarda yer aldığı evlerde, abdest almaya müsait bir yer varken, tuvalette abdest alınmaması daha uygun olur. Sadece tuvalet amacıyla kullanılan mekanlarda abdest veya gusül abdesti almak zorunlu olduğu durumlarda, üzerine necaset sıçratmamaya özen gösterilmeli ve bunun için gerekli tedbirler alınmalıdır.
Günün Ayeti
Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Talak, 65/1.
Günün Hadisi
Her kim Allah’ın rızasını nazara almadan insanların gönlünü kazanmak için iş yaparsa, Allah da onu insanların eline bırakır. Böylece felakete sürüklenir. (Tirmizi, “Zühd”, 65.)
Günün Sözü
Hayatta bir gayesi olmayan insanlar, bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler; onlar gitmezler, ancak suyun akışına kapılırlar. Seneca
Günün Duası
Allah’ım bu günümü haramsız ve günahsız bitirmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Rukbi Nedir?
İki kişinin karşılıklı olarak, öldükten sonra sahip olmaları şartıyla birinin malını diğerine bağışlaması yani sen ölürsen evin benim olsun, ben ölürsem evim senin olsun şeklindeki hibeleridir.
Günün Nüktesi
Görev bir emanettir...
Hz. Peygamberin sahabelerinden olan ve hakkı çekinmeden söyleyen Ebu Zer bir gün efendimize dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü beni vali olarak atar mısın?” Onun yapısını ve yumuşak huyunu bilen Allah Resulü, Eli ile Ebu Zerrin omuzunu vurarak şöyle buyurdu: “Ebu Zer! Sen zayıf bir adamsın. İstediğin görev ise bir emanettir. Bu emaneti ehil olarak alan ve üzerine düşeni yapanlar müstesna, aslında bu görev kıyamet gününde bir pişmanlıktır.” Müslim, “İmaret”, 16.