Sayfa Yükleniyor...
Gerek ele, gerekse yüze olsun dövme yaptırmak, birtakım çizgilerle süslenmek caiz değildir. Rasûlullah Efendimiz, bedenin herhangi bir yerine böyle süslemelerle dövme yapmayı menetmiştir.
Değil insan bedenine, hayvanların dahi yüzlerine, hatta sırtlarına ve arkalarına böyle dövme yapmayı uygun bulmadığını ashabına haber vermiş, yapanları da azarlamıştır.
Buharî deki bir hadîste, dövme yapan ve yaptırana Allah lânet ettiği haber verilmektedir. Onun için her Müslümanın bu davranıştan uzak durması gerekir.
Ancak yine de dövme yapılmış ise ve bu dövme deriye suyun temasını engelleyen tabaka oluşturan cinsten değilse bu dövmenin namaza abdeste ve gusle bir engelliği söz konusu değildir. Ancak dövme yaptırdığı için kişi günaha düşmüş olur. Fakat dövme ile kılınan namaz dinen sahih ve geçerlidir.
Kılınan namaz geçerli olunca bu namazı tekrar ayrıca kaza etmek gerekmez.
Ezan okunduğu anda namaza başlana bilinir mi?
Namaz kılmak için kılınan namazın vaktinin girmiş olması lazım. Okunan ezan kılınacak namazın vaktine işaret etmektedir.
Bu anlamda vakit girdiği anda ister ezan okunsun ister okunmasın namaza başlanabilir. Ancak ezanın bitmesini beklemek zorunlu olmamakla beraber daha doğrudur.
Cuma hutbesinde cemaatin dua etmesi, yapılan duaya amin demesi caiz midir?
İslam alimleri, gerek cuma hakkındaki hadisleri, gerekse Rasulüllahın uygulamasını göz önüne alarak hutbenin esasını teşkil eden rükünler ile sahih bir hutbede uyulması gereken şartları ve hutbenin adabını tespit etmişlerdir.
Hatip hutbe irad ederken cemaatin konuşmasının doğru olmadığını ifade eden hadisler vardır. (Buhari, Cuma, 36).
Hanefi ve Şafii fıkıhçılar bu hadislere dayanarak zaruret olmadıkça hutbe esnasında konuşmayı mekruh; Hanbeli ve Malikiler haram kabul etmişlerdir.
Diğer taraftan yine Rasulüllahın uygulamasını göz önüne alan İslam alimleri hutbede müminlere dua etmenin mensup veya rükün olduğunu söylemişlerdir.
Buna göre, hutbenin dinlenmesi, bu esnada başka işlerle uğraşılmaması, konuşulmaması gerekir. Ancak, Hz. Peygamberin ismi anıldığında başkalarını rahatsız etmeden sessizce salavat okunması, hatibin duasına amin denmesi, konuşma olarak değerlendirilmediğinden, bunların yapılmasında bir sakınca yoktur.
Abdest ve gusül alırken takma dişleri çıkartmak gerekir mi?
Abdest veya gusülde yıkanması gereken uzuvlara suyun ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Hanefilere göre gusül için, ağza ve burna su almak farzdır. Bu itibarla guslederken, çıkarılıp takılabilen dişlerin ağzın yıkanması esnasında çıkarılması gerekir. Bazı müçtehitlere göre, ağza ve burna su almak sünnettir. Bunlara göre, çıkarılıp takılabilen dişler çıkarılmadan alınan gusül geçerli olmakla birlikte sünnet terk edilmiş olur.
Abdestte ise ağzın yıkanması sünnet olduğundan abdest esnasında takma dişlerin çıkarılmaması abdestin geçerliliğine engel olmaz
Günün Ayeti
Ey insanlar! Siz Allah'a muhtaçsınız.
Fatır 15
Günün Hadisi
Ana ve babaya iyilik ömrü artırır.
Günün Sözü
Başarısızlık, başarıdan daha çok şey öğretir.
Çin Atasözü
Günün Duası
Allahım bugün bizi ve sevdiklerimizi her türlü bela ve musibetlerden uzak tut.
Bunları biliyor muyuz?
Kıraat-i Seba Nedir?
Yedi kıraat demektir. Yani Kur'ân'ın 7 farklı okunuşu demektir.
Günün Nüktesi
Ustasız olmaz
Ebu Hanife hazretleri bir müşrikle tartışmak için anlaşır. Ancak kasten geç gelir. Bunun üzerine müşrik: "Bakın imamınız korktu; gelemiyor." der. Bir müddet sonra Ebu Hanife gelince de: "Niye geç kaldın?" diye sorar.
Ebu Hanife: "Kayık yoktu. Irmaktan geçemedim, bir de baktım ki, ağaçtan kopan dallar kendiliğinden bir kayık oluverdi, ben de binip geldim, ondan geciktim." der.
Ateist gülmeye başlar ve: "Gördünüz mü nasıl yalan söylüyor, hiç kendiliğinden bir ustası olmadan kayık yapılır mı?" der.
İmamı Azam hazretleri hemen taşı gediğine koyar:
"Bre akılsız, bir kayık ustasız kendiliğinden olamazsa, bu koca kâinat kendiliğinden nasıl var olur?" der.