İslam dini, insanın yaratılıştan var olan güzelliklerini daha belirli hale getiren, takı takma, saçları tarama, meşru ölçüde süslenme, güzel giyinme... gibi davranışları mubah kılmıştır. Ancak, fıtraten yani yaratılıştan verilmiş özellik ve şekillerin değiştirilmesini yasaklamıştır. Nitekim Rasulüllah Efendimiz, süslenmek maksadıyla vücutlarına dövme yapan veya yaptıranlara, dişlerini yontarak seyrekleştiren ve şeklini değiştirenlere lanet etmiştir.
Buna göre, Allah'ın yarattığı şekli beğenmeyerek, ameliyatla bazı uzuvların şekillerini değiştirmek, tabiî güzelliğin fevkinde güzellik aramak dinen caiz değildir. Kur'an-ı Kerim, şeytanın "Şüphesiz onlara emredeceğim de Allah'ın yaratılışını değiştirecekler" (Nisa, 119) dediğini naklederek, bu tür davranışları şeytanî işler olarak nitelemektedir.
Ancak dişleri sağlık açısından tedavi ettirmek gerekir. Bu anlamda eğri olan dişleri düzeltmek için tel takmada dinen bir sakınca yoktur.
Dua bitiminde ellerimizi yüzümüze sürmezsek dini bir sakınca olur mu?
Dua ederken Allahın rahmeti bizlerin üzerimize yağıyor. Bizlerde bu rahmetten nasiplenmek için dua ederken ellerimizi rahmetin geldiği göklere doğru kaldırıyor daha sonra da bu rahmeti yüzümüze ve bedenimize sürüyoruz.
Nitekim Hz. Peygamber efendimiz Fatihayı okuduktan sonra ellerini mübarek yüzüne sürerdi. Hatta yatıp uzanırken okuduğunda vücuduna sürerdi. Dolayısıyla duada ellerimizi yüzümüze sürmek hem rahmetten nasiplenmeye vesiledir hem de sünnettir.
Ama illaki yüzümüze sürmek zorunda mıyız hayır sürmek zorunda değiliz. Ama o zamanda güzel olan bir sünnetin sevabından ve uygulamasından uzak kalmış oluyoruz.
Devran nedir?
Yapılan bir va'zın, okunan ayetlerin veya söylenen ilâhîlerin etkisiyle duygulanan ve coşan bir sûfinin çoğu kez iradesi dışında yerinden fırlayıp dönmeye başlamasına devir, devran, deveran, sema ve benzeri isimler verilmektedir.
Devran bir sûfinin tek başına dönmesiyle, bazen de bir derviş topluluğunun ayağa kalkıp dönmesiyle gerçekleşir.
Birinin malına zarar veren kimse malın sahibini bulamıyorsa nasıl tazmin eder?
İsteyerek veya istemeyerek olsun bir kişinin malına zarar veren bir insan, şayet o kişiyi tanıyor veya bulma imkânı varsa bulmalı ve ona hakkını helal ettirerek zararını tazmin etmeli. Kişi ölmüşse mirasçılarına hakkı tazmin etmeli ya da onlardan halellik istemeli.
Şayet o kişiyi veya ailesini, mirasçılarını bulma imkânı yok ise onun adına bir hayır kuruluşuna veya fakir bir kişiye para yardımı yaparak hayırda bulunmalı.
Sandalyede namaz kılan kişi önüne seccade koyması gerekir mi?
Sandalyede namaz kılan kişinin önüne seccade koyması gerekmez. Namaz kılarken kişinin önüne seccade koyması daha temiz bir şeyin üzerinde namaz kılma ihtiyacından kaynaklanır. Namaz kılınan yerde necaset olmaması gerekir.
Bununla birlikte seccade namazın farz ya da sünneti de değildir. Dolayısıyla konulmamasında her hangi bir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
Başkalarının diyeceklerine sabret, güzellikle onlardan ayrıl.
Günün Hadisi
Kul bir hayra niyet ettiğinde bir sevabı var. Onu işlediğinde de bir sevabı var.
Günün Sözü
Deneyim, en acımasız aynı zamanda en iyi öğretmendir.
C.S. Lewis
Günün Duası
Allahım bugün bana insanların yüzünü güldürecek ve dualarını aldıracak bir amel nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Eyyâm-ı Bid Nedir?
"Eyyâm-i bîd", kamerî ayların 13., 14. ve 15. günlerine denir. Peygamberimiz, Ramazan orucu farz kılınmadan önce bu orucu tutmuş.
Günün Nüktesi
Ümidim var
Hz. Peygamber, ölmek üzere olan bir gencin yanına girmişti.
Hemen sordu: "Kendini nasıl buluyorsun?"
"Ey Allah'ın Resulü, Allah'tan ümidim var, ancak günahlarımdan korkuyorum" diye cevap verdi.
Hz. Peygamber, ona şöyle cevap verdi: "Bu durumda olan bir kulun kalbinde (ümit ve korku) birleşti mi Allah o kulun Ümit ettiği şeyi mutlaka verir ve korktuğu şeyden de onu emin kılar."
(Tirmizi, Cenaiz 11)