Sayfa Yükleniyor...
Küpe takmak, İslam tarihinde Hz. Peygamberimiz döneminden bu güne kadar kadınlara has bir süs olarak kabul edilmiştir. Kadınlar, bunun için de kulaklarını deldirip küpe takmışlardır. Bu husus Müslümanların genel örfünde kadınlara ait bir süslenme tarzı olarak kabul görmüştür.
Ancak Müslüman erkeklere ise kadınlara has süs ve süs eşyalarını kullanmak yasaklanmıştır. Zira Peygamberimiz: Kadınlara benzemeye çalışan erkekler ve erkeklere benzemeye çalışan kadınlar Allahın rahmetinden uzak olsun (Buhari, Libas, 61-62) buyurmuştur.
Bu ve benzeri uyarılar sebebi ile İslam alimleri, erkeklerin küpe vb. kadınlara özgü takıları takmalarını uygun görmemişlerdir.
Kuyumcunun borç parayla altın satması caiz mi?
Altını alıp satarken, Hz. Peygamberin faizi ve faize konu olan mallarda beyan ettiği gibi altını ve altının karşılığı olan bedeli peşin vermek gerekir.
Şayet altın alınırken para sonraya bırakılırsa bu satış caiz değildir. Çünkü bu ribaya konu olur. Riba yani faiz de İslamda yasaklanan haramların başında gelmektedir. Buna göre kuyumcunun borç para ile altın satması dinen caiz değildir.
Boşanmayı düşünmekle boşanma meydana gelir mi?
Boşama, bunu meydana getiren açık veya kinayeli sözlerle gerçekleşir. Dolayısıyla bu sözlerden biri, sözlü veya yazılı olarak kullanılmadıkça boşama meydana gelmez.
Buna bağlı olarak, boşamanın rüknü sayılan lafız kullanılmadığı için sadece boşanmayı düşünmekle boşanma meydana gelmez.
Yolda bulunan mal ya da para bulan kişinin olur mu?
Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir.
Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir:
Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır.
Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder.
Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz.
Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.
Bir konuda evime kavuşmak nasip olmasın demek yemin sayılır mı?
Allahtan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. Evime kavuşmak nasip olmasın, Çocuklarımın ölüsünü öpeyim gibi lafızlar ise yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez.
Böyle bir söz yemin sayılmadı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle sözler ve yeminler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allaha yemin etsin veya sussun. (Buhârî, Eymân 4).
Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir keffaret vermek de gerekmez.
Günün Ayeti
Günaha düşkün olan herkesin vay haline
Casiye 7
Günün Hadisi
Sizden biriniz mal ve halk (evlat) hususlarında kendisinden üstün olan kimselere baktığında bir de kendisinin üstün olduğu daha aşağı kimselere baksın"
Müslim, " Zühd", 8
Günün Sözü
Eğer sizi üzen kişilere hala selam verebiliyorsanız; Bu, vicdanınızın sadakasıdır
Hz. Mevlana
Günün Duası
Ya rabbi bugün senden hakkımızda hayırlı olanları diliyorum.
Bunları biliyor muyuz?
Hasene nedir?
İnsanın hoşuna giden her türlü maddî ve manevî iyiliklere ve nimetlere denir.
Günün Nüktesi
Rızkın Mecburiyeti
Zahidin biri Herkesin rızkı Allahtan gelir. hadisinin manasını anlamak istiyordu. Başını alıp çöllere düştü bir kenarda yatıp uyudu.
Kendi kendine:
Bakalım rızkım nasıl gelecek. diyordu.
Derken bir kervan yolunu kaybetti, gele gele o zahidin yattığı yere geldiler. O zahidi yatıyor görünce, birisi:
Bu adam neden böyle yolun izin uğramadığı bu yerde yatıyor, kurttan, düşmandan korkmuyor mu? Ölü mü yoksa diri mi? dedi.
Kervandakiler onun yanına vardılar, zahit bakalım ne olacak diye hiç sesini çıkarmadı. Ne vücudunu oynattı ne gözünü açtı. Kervandakiler bunu görünce:
Bu zavallı açlıktan ölüm derecesine gelmiş. dediler.
Ekmek ve yemek getirdiler. Zahit dişlerini iyice sıktı. Adamlar bıçak getirip dişlerinin arasına sokarak zorla ağzını açtılar. Çorbayı ağzına dökerek yemekleri zorla ağzına tıkıştırdılar.
-ALLAH bir insana rızkını böyle zorla da olsa verir, Eğer kişi kaçsa gitse rızkı da onun arkasından onu takip edip onu mutlaka bulur.
Mesneviden Hikayeler