Sayfa Yükleniyor...
Hanefilik de Şafiilik de hak mezheplerdir. Bu mezhepler denize ulaşan su yollarına benzerler. İslam denizse, mezhepleri de bu su yollarıdır. Onun için her iki mezhep de hak olduğundan tarafların mezhep değiştirmeleri gerekmez.
Ancak mezhep değiştirmek isterlerse de dinen bunda da bir sakınca yoktur.
Şaka ile imanı inkar etmek caiz mi?
Bir zaruret olmadıkça küfrü yani dinden çıkmayı gerektiren sözleri söylemesi kişiyi dinden çıkarır. Bu şekilde dinden çıkan kişinin, dini hükümlere göre, eşiyle aralarındaki nikah bağı da kopar.
Ancak, zorlanarak küfrü gerektiren sözleri söylemek zorunda kalan kişiler, bu hükmün dışındadırlar. Nitekim Kur'an-ı Kerim Nahl süresi 106. ayetinde bu konu ile ilgili olarak şöyle buyrulmaktadır: "İmandan sonra Allah'a karşı küfre saparak, -kalbi imanla mutmain olduğu halde zorlananlar hariç-, küfre sinesini açan kimseler üstüne muhakkak ki, Allah'tan bir gazap iner ve kendilerine büyük bir azap vardır" buyrulmaktadır.
Hz. Peygamber de bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır:"Ümmetimden hata ve unutmak veya zorlama sonucu vuku bulacak günahlar affolunmuştur"
Ayetten ve hadisten anlaşıldığına göre, kişi küfrü gerektiren sözleri isteyerek bilinçli bir şekilde söylerse dinden çıkmış olur. Ancak, kalbi imanla dolu olduğu halde zorlama ile küfür sözlerini söylerse dinden çıkmaz.
Zorlama İslam hukukunda, bir kimseyi tehdit ve korkutma ile rızası olmadığı bir sözü söylemeye veya bir fiili yapmaya mecbur bırakmaktır. Ancak bu ikrahın yani zorlamanın geçerli olması için zorlayan kişinin o işi yapmaya muktedir olması gerekir.
Buna göre Müslüman olmadığını söyleyen bir kimse ortada bir zorlama ve tehdit olmadığından bu sözleri söylemesi caiz değildir. Zira bu kişi kendi irade ve seçeneğiyle bu sözleri söylediğinden imanı hafife atmış ve böylece dinden çıkmış olur.
Salât-u selam nedir?
Salât ve selam kelimelerinden oluşan salât-u selam terkibi, Hz. Peygamber için okunan ve Allahın rahmet ve selamının onun üzerine olması dileğini ifade eden dualara denir.
Kuran-ı Kerimde, Allah ve melekleri şüphesiz Peygambere salât ediyorlar. (O hâlde) ey iman etmiş olanlar, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle selam verin. (Ahzab, 33/56) buyurulmaktadır.
Hz. Peygambere, Allahın salât etmesi rahmet, meleklerin salât etmesi şanının yüceltilmesini dilemeleri; müminlerin salât etmesi ise dua etmeleri anlamına gelmektedir.
Hz. Peygambere en kısa şekilde, Allahümme salli alâ Muhammed veya Sallallahü aleyhi ve sellem ya da Allahumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim diye salât-u selam getirilir.
Sahabeler sana nasıl salat getirelim diye sorduğunda Sevgili Peygamberimiz onlara cevaben şöyle demiştir:
Allahım! Muhammede ve Muhammedin ailesine, İbrahim ve onun ailesi üzerine salât ettiğin gibi salât et! Şüphe yok ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın. Allahım! Muhammede ve Muhammedin ailesine, İbrahim ve ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki, sen çokça hamdedilen ve şanı yüce olansın. (Buhârî, Enbiya,10)
Günün Ayeti
Ceza ve hesap günü şüphesiz olacaktır.
Zariyat, 51/6.
Günün Hadisi
Her musibete karşı sabırlı ol.
Günün Sözü
Bir insana tamamen güvendiğinizde iki sonuçtan birini elde edeceğiniz kesindir. Ya yaşam boyu dost, ya hayat boyu bir ders.
Günün Duası
Allahım bugün yapacağım bütün hayır, ibadet ve duaları samimi ve ihlaslı yapabilmeyi bana nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Nasih Mensuh Nedir?
Bir nassın hükmünü daha sonra gelen bir nasla kaldırmak, dinî bir hükmü bir şerî delil ile kaldırmak demektir. Hükmü kaldırılan ayete de mensuh denir.
Günün Nüktesi
Baba, Oğul ve Minik Serçe
80 yaşına merdiven dayamış yaşlı baba ile onu ziyarete gelen 45 yaşında ve saygın bir işadamı olan oğlu salonda oturuyorlardı. Hal hatırdan, çoluk-çocuktan, havadan-sudan sohbet ettikten sonra oğlu susmuş, ayrılmanın sinyalini vermişti.
... O anda üzerinde oturdukları sedirin yanındaki pencerenin pervazına bir serçe kondu. Yaşlı baba serçeye gülümseyerek biraz baktıktan sonra oğluna sordu:
"Bu ne oğlum?"
Oğlu şaşkın, cevapladı:
"O bir serçe baba."
Yaşlı baba serçeye biraz daha baktıktan sonra yine sordu:
"Bu ne oğlum?"
Oğlu daha da şaşkın, yine cevapladı:
"Baba, o bir serçe"
Serçe hâlâ pervazda, komik hareketlerle başını sağa sola çeviriyor, başını yan yatırıyor, havaya bakıyor, sonra başını yine onlara çeviriyordu.
Yaşlı baba üçüncü defa sordu:
"Bu ne?"
Oğlunun şaşkınlığı sabırsızlığa dönmüştü:
"O bir serçe baba, üç oldu soruyorsun. Beni işitmiyor musun?"
Yaşlı baba dördüncü defa da sorunca oğlunun sabrı taştı ve sesini yükseltti:
"Baba bunu neden yapıyorsun? Tam dört defadır onun ne olduğunu soruyorsun, ben de sana her seferinde serçe diyorum ama sen hâlâ sormaya devam ediyorsun. Sabrımı mı deniyorsun?"
Babası yüzünde hâlâ bir gülümseme yerinden kalktı, içeri odaya gitti ve elinde bir defterle döndü. Bu bir hâtıra defteriydi. Oturdu, sayfalarını karıştırdı ve aradığını buldu. Sevgiyle gülümsemeye devam ederek sayfası açık bir vaziyette defteri oğluna uzattı ve o sayfayı okumasını söyledi.
Sayfada şunlar yazıyordu:
"Bugün 3 yaşındaki minik yavrumla salondaki sedirde otururken yanı başımızdaki pencerenin pervazına bir serçe kondu. Oğlum tam 23 defa onun ne olduğunu sordu. 23 soruşunda da ona sevgiyle sarılarak, onun bir serçe olduğunu söyledim.
Rahatsız olmak mı? Hayır! Onun sorusunu masumca tekrar edişi içimi sevgiyle doldurdu"
'Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara 'öf' bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.' (İsra, 23)