İslam’a göre herkes yaptıklarından sorumludur. Kimse kimsenin yaptığından sorumlu değildir. Nitekim bu hususta Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurulmaktadır: “Hiç bir günahkar, başkasının günahını çekmez. Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiç bir şey (alınıp) taşınmaz. Akrabası dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz)” buyrulur (Fatır, 35/18). Aynı şekilde İslam, her insanın bir iradesi ve seçme hürriyeti bulunduğunu ve bunun sonucu olarak yaptıklarından sorumlu olacağını bildirmiştir. “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür” (Zilzal, 99/7-8) mealindeki ayet buna delildir. Buna göre kişi ibadetlerini yerine getirmezse bunun hesabını Allah’a verecektir. Diğer Müslümanlara düşen ise ona nasihat etmek ve telkinlerde (emr-i bi’l- ma’ruf) bulunmaktır. İnsanın emr-i bi’l-ma’rufa en yakınlarından, ailesinden başlaması esastır. Nitekim Hz. Peygamber’e de böyle emredilmiştir. Rabbimiz ona tebliği emrederken, “ (Önce) en yakın akrabanı uyar” buyurmuştur (Şuara, 26/214). Buna göre karı koca birbirinin ibadetinden sorumlu değildir. Taraflardan birisi bu ibadeti ihmal ederse diğeri ona nasihat eder. Ancak bundan dolayı bir günahı olmaz.
Yeminimizi nasıl bozabiliriz?
Gereksiz yere yemin etmek ve onu alışkanlık haline getirmek doğru bir iş değildir. Müslüman yemin etmeye ihtiyaç duymayacak şekilde sözüne güvenilen ve çevresi tarafından böyle bilinen bir kimse olmayı gaye edinmelidir. Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, keffâret ödenmesi gerekir. Yemînin keffâreti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azât etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün peşpeşe oruç tutar. Yüce Allah, “Allâh sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yemînin keffâreti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle âzât etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin keffâreti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun. Şükredesiniz diye Allâh size böylece ayetlerini açıklıyor.” buyurmaktadır (Mâide 5/89). Farz veya vacip olan bir şeyi yapmamaya; haram ve günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmeyip keffâret vermesi gerekir.
Evde ya da iş yerinde kafeste kuş beslemek caiz mi?
Gereken ilgi ve alaka gösterilmesi durumunda kafeste kuş beslemekte bir sakınca yoktur. Ancak gerekli ilgi ve alaka gösterilmez ve bu hayvanların hak ve hukukuna riayet edilemeyecekse beslememek gerekir.
Günün Ayeti
Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere koyarız.”
Nisa, 4/31.
Günün Hadisi
“Kabir, ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse o duraktan kurtulursa, sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulmazsa, sonrakileri geçmek daha zor olacaktır.”
Tirmizi, “Zühd”, 5.
Günün Sözü
Daha iyi olmaya çalışmayan iyi olarak da kalamaz.
(Oliver Cromwell)
Günün Duası
Allah’ım sen ve kulların benden razı olmadan ruhumu alma
Bunları biliyor muyuz?
Sevm-i şirâ nedir?
Bir malın değeri belirlenerek satın almak üzere müşteri tarafından teslim alınıp götürülmesini ifade eder
Günün Nüktesi
Kötü huyludan bir şey isteme…
Bir derviş zorda kalmıştı. Birisi ona:
“Çok zengin birisi var. Eğer senin zorda kaldığını bilirse sana yardımcı olacağını zannediyorum.” dedi.
Derviş: Ben onu tanımıyorum, dedi.
Adam: Ben seni ona götüreyim, dedi.
Dervişi alıp zenginin evine götürdü. Derviş, karşısında dudağı sarkık, öfkeli ve asık suratlı bir adamı görünce hiçbir şey söylemeden oradan çıktı. Dervişi zengine götüren adam:
“Niye bir şey söylemedin?” diye sorunca derviş:
“Onun yapacağı yardımını asık suratına bağışladım” dedi.
Ekşi suratlıdan bir şey istememeli; ona ihtiyacını bildirmemelidir. Çünkü çirkin huyu ve kötü meşrebi yüzünden huzursuzluk olur.
Yani isteğin yerine gelmediği gibi bir de huzursuz olursun.
Gönlündeki gamı öyle birine söyle ki, güler yüzünden huzur ve rahat bulasın.
(Gülistan’dan seçmeler)