İslam açısından borç alıp vermede faiz olmadığı sürece bir sakınca yoktur. Bu borcu almak için de borç verecek kişi ya da kuruma maddi bir güvence vermekte de bir sakınca yoktur.
Yani bir borcu almak için evimizi ya da arabamızı rehin vermemizde ya da ipotek yaptırmamızda bir sakınca yoktur.
Sakıncalı olan, alınan borcun alınan miktardan daha fazla geri veriliyor olmasıdır. Mesela yüz lira alınıp yüz on lira veriliyorsa bu bir faiz uygulamasıdır. Faizi de İslam dini haram kılmıştır.
Öfke ile yapılan yemin için kefaret gerekir mi?
Yemin, bir işi yapmak veya yapmamak hususunda ileri sürülen bir iddiayı kuvvetlendirmek için Allahın isim veya sıfatlarından birisini şahit tutarak verilen sözdür. Bu yeminin geçerli olması için yemin eden kişinin bir takım şartları vardır. Aklı başında olmak, mükellef olmak, ikrah altında olmamak, Allahın adını zikrederek söz vermek gibi.
Bu anlamda şartların da var olması ile birlikte yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, kefaret ödemesi gerekir.
Yeminin kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azat etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün oruç tutar. Nitekim Allahu Teala yemin kefareti ile ilgili olarak Kuran-ı Kerimde mealen şöyle buyurmaktadır: Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun.
Farz olan bir şeyi yapmamaya; ya da haram veya günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmesi gerekir. Çünkü bu yemin şekli yerine getirilmesi halinde Allaha karşı işlenmiş bir günah olur bu da dinen caiz değildir.
Yemin eden kimse, yemini ederken aklı başındaysa ama sinirli hali ile yemin etmişse ve ne dediğini hatırlıyor ve biliyorsa o yeminin kefareti vardır. Ancak ne söylediğini hatırlamayacak düzeyde bir sinirle söylemişse yani cinnet hali ile söylemişse bunun kefareti yoktur.
Şaka ile yalan söylemek caiz mi?
İslam dinin yasakladığı büyük günahlardan birisi de yalandır. Nitekim Kuran-ı Kerimde bu hususta mealen şöyle buyurulmaktadır: Ey iman edenler; Allah´tan korkun ve doğru söz söyleyin. Ahzab, 33/70.
Birçok Ayeti Kerimede ve Hadisi Şerifte İslam dini yalanı yasaklamakta ve günah kabul etmektedir.Bu anlamda İslam dini açısından yalanın şakası da ciddisi de yasak ve haramdır. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: Şaka da olsa cidden de olsa söylenen yalan yalandır.Ayrıca sevgili peygamberimiz bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır:Şaka bile olsa yalan terk edilmedikçe olgun mümin olunmaz.Kul şaka ile de olsa yalanı, doğru bile de olsa mücadele ve münakaşayı terk etmedikçe, tam inanmış bir mümin olamaz.İnsanları güldürmek için yalan söyleyen kimselerin vay haline.Yine bir başka hadiste efendimiz şöyle buyururlar: insanları güldürmek için yalan söyleyen kişiye yazıklar olsun, yazıklar olsun, yazıklar olsun.
Bu hadislerden hareketle şaka ile de olsa yalan söylemek caiz değildir. Yalan ancak şu üç yerde söylenebilir.
1-Karı kocanın arasını düzeltmek
2-Arası bozulan iki kişinin arasını düzeltmek için
3- Savaşta düşmanı mağlup edebilmek için.
Bu üç yer dışında şaka ya da ciddi, ticarette ya da gündelik hayatta yalan söylemek caiz değildir.
Günün Ayeti
Kıyamet günü insanlar bir araya toplandığı zaman taptıkları şeyler kendilerine düşman kesilirler.
Ahkaf 6.
Günün Hadisi
Kulum bana kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevgili olan bir şeyle manen yaklaşamaz.
Buhari, Rikâk, 38.
Günün Sözü
Dostlarıyla uğraşanlar, düşmanlarıyla savaşamazlar
Salahaddin Eyyûbi
Günün Duası
Allahım sana manen yaklaştıracak amel ne ise bugün bana onu nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Halvet Nedir?
Tasavvuf yolunda olgunlaşmak ve ilerlemek için belli bir müddet tenhada kalma hali yalnız kalmak demektir.
Günün Nüktesi
Üç Düğüm
Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
Şeytan, sizden biriniz geceleyin uyuduğunda ensesine üç düğüm atar.
Her düğümle birlikte, Senin üzerine haydi uzun gece var uyu dinlen der.
O kimse uyanıp da Allah'ı zikrettiği zaman bir düğüm çözülür, abdest alırsa iki düğüm, namaz kılarsa bütün düğümler çözülür. Artık o kimse zinde ve gönlü rahat olarak sabahlar. Aksi takdirde uyuşuk ve tembel olarak sabahı bulur.