Evin kapısını açık bırakmak rızkı artırır inancı doğru mudur?


  • Oluşturulma Tarihi : 25.05.2025 11:40
  • Güncelleme Tarihi : 25.05.2025 11:40

Seher vakti, dinen rızıkların dağıtıldığı vakittir. Bu dağıtma işlemi sırasında insanın o saatte uyanık bulunması ve bu dağıtılan rızıktan bol nasiplenmesi için kişinin hem uyanık olması hem de rızkı elde edebilmek için çalışması tavsiye edilir.
Seher vaktinde ayakta olmak yani uyumamak bir nevi o vakitte dağıtılan rızkı istemek için bir duadır.
Ancak İslam itikadında seher vaktinde dağıtılan rızkı elde etmek için kapının, pencerenin açık bırakılması inancı yoktur. Bilakis bu bir hurafedir.
Zira rızık insanın çalışmasına bağlı olarak ve sebeplere müracaat etmeye göre dağıtılmaktadır. Ayrıca seher vaktinde kapıyı, pencereyi açık bırakmak hırsızlara davetiye çıkarmaktır ki daha fazla rızık elde edeyim derken kişi eldeki malından da olabilir.

Bayan namaz kıldığında parmaklarındaki ojeyi silmek zorunda mı?

Abdest ve gusülde suyun ulaşması gereken uzuvların tamamını yıkamak farzdır. Eğer yıkanacak bölgede kuru bir yer kalır ya da tırnak köküne kuru veya yaş toprak yapışır ve suyun deriye ulaşmasına mani olursa abdest sahih olmaz.
Buna göre tırnağın yıkanması farz olan bölgesine suyun ulaşmasına engel olan oje abdest ve gusle manidir. Zira kimyacılar ojenin tırnak üzerinde tabaka oluşturduğunu ve suyun tırnağa ulaşmasına engel olduğunu belirtmektedirler. Ojenin kınaya kıyas edilmesi ise doğru değildir.  
Zira kına tabaka değil, renktir. Bu yüzden suyun deriye ulaşmasına engel olmaz.   Sonuç olarak oje, tırnak üzerinde tabaka oluşturduğundan abdest ve guslün sıhhatine manidir. Abdest alıp namaz kılacak bir kadın mutlaka ojesini temizlemelidir. Aksi takdirde abdesti sahih olmadığından namazı da batıl olur.

Eşlerden biri namaz kılmasa diğeri bundan sorumlu olur mu?

İslam’a göre herkes yaptıklarından sorumludur. Kimse kimsenin yaptığından sorumlu değildir. Nitekim bu hususta Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurulmaktadır: “Hiç bir günahkar, başkasının günahını çekmez. Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiç bir şey (alınıp) taşınmaz. Akrabası dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz)” buyrulur (Fatır, 35/18).
Aynı şekilde İslam, her insanın bir iradesi ve seçme hürriyeti bulunduğunu ve bunun sonucu olarak yaptıklarından sorumlu olacağını bildirmiştir. “Her kim zerre kadar iyilik yapmışsa onu görür, kim de zerre kadar kötülük yapmışsa onu görür” (Zilzal, 99/7-8) mealindeki ayet buna delildir.
Buna göre kişi ibadetlerini yerine getirmezse bunun hesabını Allah’a verecektir. Diğer Müslümanlara düşen ise ona nasihat etmek ve telkinlerde (emr-i bi’l- ma’ruf) bulunmaktır. İnsanın emr-i bi’l-ma’rufa en yakınlarından, ailesinden başlaması esastır. Nitekim Hz. Peygamber’e de böyle emredilmiştir. Rabbimiz ona tebliği emrederken, “ (Önce) en yakın akrabanı uyar” buyurmuştur (Şuara, 26/214).
Hadis-i Şerifte de efendimiz: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sorumlu olduğunuz kişilerden mesulsünüz buyurmaktadır.”
Buna göre karı koca birbirinin ibadetinden sorumlu değildir. Taraflardan birisi bu ibadeti ihmal ederse diğeri ona nasihat eder. Ancak bundan dolayı bir günahı olmaz.
 

Günün Ayeti
Kim Allah'a ve peygamberine itaat ederse, Allah onu, altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır.
Fetih, 48/17.
 
Günün Hadisi
'Birbirinize, Allah'ın laneti, Allah'ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın.'
Ebu Dâvud, “Edeb”, 53.
 
Günün Sözü
 Bedenin sağlığı az yemekte ruhun sağlığı az günah işlemektedir.
 Zünnun Mısri
 
Günün Duası
Allah’ım bugün dilimi hayır yolunda kullanmayı bana nasip et.
 
Bunları biliyor muyuz?
Makamat-ı Süluk Nedir?
Tasavvuf yolunda ilerlerken geçilmesi gereken dereceler demektir.
 
Günün Nüktesi
Gıybet...
Hz. Peygamber de bu hususta şöyle buyurur:
 'Gıybetin ne olduğunu biliyor musunuz?'
Sahabeler,
'Allah ve Resulü daha iyi bilir!' dediler.
Bunun üzerine:
'Birinizin, kardeşini hoşlanmayacağı şeyle anmasıdır!' açıklamasını yaptı.
Orada bulunan bir adam:
'Ya benim söylediğim anda varsa, (Bu da mı gıybettir?)' dedi.
Hz. Peygamber,
'Eğer söylediğin onda varsa gıybetini yapmış oldun. Eğer söylediğin onda yoksa bir de bühtanda (iftirada) bulundun demektir.”
(Ebu Dâvud, 'Edeb', 40.)

Evin kapısını açık bırakmak rızkı artırır inancı doğru mudur?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık