Sayfa Yükleniyor...
İslama göre bir Müslüman, başkasının oğlunu veya kızını kendine öz evlat sayıp mirasçı kılamaz. Ne kadar öz evlâdım, dese, ne kadar da candan, ciğerden sevip saysa, yine başkasının evlâdı, yabancının oğlu, kızıdır. Bu yabancı çocuk, büyüyünce onu öz baba gibi kabul edemeyeceği gibi, hanımını da öz ana olarak göremez, yabancılara ait mahremiyet aralarında devam eder. Resûl-i Ekrem Efendimiz, Hz. Zeydi kendisine evlat edinmiş, ancak Allahu Teala daha sonra gönderdiği emirle bunu yasaklayıp, birinin başkasının öz oğlu, kızı olamayacağı bildirmiştir.
Bu bakımdan İslâmda evlat edinmek yoktur. Ama birinin çocuğunu alıp muvakkat bir zaman için meşgul olmak mümkündür. Yahut yetimlere, yoksullara, kimsesizlere bakmak için ayrı bir usul bulup yardım etmek sevaptır, güzel bir yardımseverliktir. Ancak kişiyi evlat edinip mirasına varis yapmak caiz değildir.
İslam dini ticarette belli bir kar oranı emrediyor mu?
İslamın ekonomik anlayışında serbest piyasa anlayışı vardır. Bu anlayışta isteyen istediği oranda mal alır ve satar. Bu malı da istediği fiyata alır ve satar. Tabi olağan durumlar için geçerlidir. Ancak olağan üstü dönemlerde deprem, afet, kıtlık Dönemlerinde devlet gerektiğinde malın hem stokunu, karaborsasını, önlemek hem de kıtlıktan dolayı insanların mağdur duruma düşmemeleri için fiyatlara fıkhi bir tanımla narh koyabilir. Yani fiyatlara sınırlama getirebilir.
Lakin bugünkü piyasa koşulları gibi zamanlarda fiyatlara sınırlama getirilmez. Fiyatlara sınırlandırma getirilmediği gibi aynı zamanda kar oranlarına da bir sınırlandırma getirilmez. Çünkü istenilen bütün temel ihtiyaçlar her yer de var. Günümüzde de serbest rekabet piyasası var. Bir markette ya da iş yerinde satılan malının fiyatını beğenmeyen vatandaş hemen diğer marketten ya da iş yerinden ihtiyacını alabiliyor.
Kıtlık ve karaborsa olmadığından fiyatlara ve kar oranlarına bir oran koyulmaz. Tabi her ne kadar dinen fiyatlara bir oran koyulmasa da Müslüman yakışan başta ticaretinde olmak üzere hayatın her alanında ehli vicdan olmasıdır.
Ezan okunurken yaptığımız işi bırakmak zorunda mıyız?
Ezan okunurken ezanı duyan Müslümanın bu ezanı tekrar etmesi dinen müstehap olan bir davranıştır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: Ezanı duyduğunuzda aynısını tekrar edin.
Ancak kişi meşgul ise ya da tekrar etme imkanı ve ortamı yoksa ezanı tekrar etmemesinde bir sakınca yoktur.
Buna göre ezana icabet etmek güzel bir davranış olmakla beraber, kişinin bir işi varsa, ya da bir işle iştigal etmesi gerekiyorsa onu da yapmasında dinen bir sakınca yoktur.
İçki satılan bir mekanda kılınan namaz geçerli olur mu?
İbadetler hususunda bizim diğer ümmetlerden bir farkımız da yeryüzünün bize mescit kılınmasıdır. Yani temiz olduktan sonra her yerde namaz kılmamız caizdir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde yer yüzü bana mescit kılında şeklinde buyurmaktadır.
Daha da ötesi kilisede dahi temiz olduktan sonra namaz kılmak caizdir. Ancak zaruret bulunmadıkça kilisede namaz kılmak mekruhtur. Fakat namaz kılacak başka bir yer bulunamadığı takdirde, temiz olmak kaydıyla kilisede ya da içki satan bir mekanda namaz kılmada dini mani yoktur.
Ancak temiz başka bir mekan varsa namazımızı orada kılmamız gerekir.
Doğum kontrol hapı kullanmak caiz mi?
Döllenmeyi engelleyecek tedbirleri almak dinen sakıncalı değildir. Bu nedenle de hamile kalmamak için doğum kontrol hapı kullanmak dinen caizdir.
Günün Ayeti
Ey iman edenler! Açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek olan şeylerden sormayın
Günün Hadisi
Bize kılıç çeken, bize karşı silah taşıyan bizden değildir.
Günün Sözü
Dünya güzel olsaydı doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık ölünce yıkanmazdık.
Necip Fazıl Kısakürek
Günün Duası
Allahım güne hayır ve bereketle başlamayı ve aynı şekilde bitirmeyi nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Üslûbü'l-Kur'ân nedir?
Kur'ân'ın hem içerik ve anlam hem de şekil ve lafız yönünden kendine özgü bir metodunun olması demektir.
Günün Nüktesi
İnsanları Helak eden iki şey
Şakik-i Belhiye:
İnsanları hangi şey helak eder? diye soruldu
Belhi Şöyle Cevap vermiş:
İnsanları 2 şey helak eder: Biri, tövbe ederim diyerek günah işlemeleri, diğeri de, sonra yaparım diye tövbeyi geciktirmeleri...