Sayfa Yükleniyor...
Gerek evliliğin yıldönümü gerekse doğum yıldönümü münasebetiyle tertiplenen merasim ve toplantıların kendisi günah olmaz. Günah, bu toplantılardaki tutumlardan meydana gelir.
İnsanlar bir araya gelince helal olan şeyleri yiyor, helal olan şekliyle sohbet ediyor, hayattan bir yaprağın daha koptuğunu, ömürden bir yılın daha gittiğini düşünüyor, faydalı sohbetler yapıyor. Günah olmayan şekilde eğleniyorlarsa elbette böyle evlilik yıldönümü veya doğum günü kutlamalarında haram olmaz. Hiçbir sakınca söz konusu hale gelmez.
Şayet bu vesile ile haramlar işleniyor, günahlara maruz kalınıyor, çok israflı eğlence ve yeme içmelerle kötü örnek olunuyorsa; o zaman bu kutlama haram olur.
Kişi içki içtikten sonra 40 gün içinde ölürse imansız mı ölür?
Haram olan maddelerinin haram olduğunu kabul ederek işleyenler günahkar olurlar, ama haramlığını inkar etmedikçe dinden çıkmazlar. Mesela: İçki içmek haramdır. Bunun haram olduğunu kabul eden bir kimse bunu içtiğinde günahkar olur. Allahın yasaklamış olduğu bir maddeyi içtiği için büyük bir günah işlemiş olur. Ama onu içmekle dinden çıkıp kafir olmaz. Ancak içkiyi içen kimse içkinin haram olduğunu kabul etmiyorsa dinden çıkar mürted olur.
Buna göre içki içip ölen bir kimse değil kırk gün içinde aynı günde de ölse bir yıl sonra da ölse içkiyi helal saymadıkça kafir olmaz. İmanına da bir zarar gelmez. Ama bu fiili işlediği için büyük bir günah işlemiş olur.
Cuma namazı kılmakla yükümlü olanlar kimlerdir?
Cuma namazı, akıllı, ergenlik çağına erişmiş, sağlıklı, hür ve mukim erkek Müslümanlara farzdır. Kadınlar, hürriyeti kısıtlı olanlar, yolcular ve cemaate gelemeyecek kadar mazereti olanlar Cuma namazı kılmakla yükümlü değildirler. Ancak Cuma namazını kılmaları halinde bu namazları geçerli olup ayrıca öğle namazı kılmaları gerekmez.
Cuma namazı kılmak kadınlara farz değildir. Zira Hz. Peygamber, Cemaatle Cuma namazı kılmak, her Müslümana farzdır. Ancak, köle, kadın, çocuk ve hastaya farz değildir buyurmuştur.
Diğer bir hadislerinde de, Kadın, çocuk, köle ve hasta hariç, Cuma namazı her Müslümana farzdır buyurmuştur.
Hz. Peygamber döneminden günümüze kadar müçtehit imamlar ve daha sonraki bilginler de dahil olmak üzere bütün Müslümanlar da, Cuma namazının kadınlara farz olmadığı konusunda ittifak etmişlerdir.
Cuma namazının kadınlara farz kılınmamış olması, onlar hakkında bir mahrumiyet değil bir muafiyettir. Diledikleri takdirde, camiye gidip cemaatle Cuma namazı kılmalarında dinen bir engel yoktur. Hatta, hutbe ve vaazlardan istifade etmeleri için Cuma namazlarına devam etmeleri tavsiye olunur.
Cuma namazı en az kaç kişiyle kılınabilir
Cuma namazının sahih olması için cemaatin şart olduğu konusunda bütün bilginler ittifak etmekle birlikte, gerekli görülen asgari sayının kaç olduğu hususunda farklı görüşler belirtmişlerdir.
Cuma namazının kaş kişi ile birlikte kılınması gerekir konusunda Hazreti peygamberden nakledilen muhtelif hadisler olması ve bu hadislerin sıhhatı ve yorumu üzerinde uzlaşamayan İslam fıkıh Mezhepleri Cuma namazının en az kaç kişi ile kılınması gerekir mevzusunda ihtilaf etmişlerdir.
Cuma namazının kılınabilmesi için, Ebu Hanife ve Muhammede göre, imamın dışında en az üç, Ebû Yusufa göre ise, iki kişinin bulunması gerekir Şafii ve Hanbeli mezheplerine göre ise kırk kişi, Malikîlere göre de on iki kişinin bulunması Cuma namazının kılınması için yeterlidir.
Yani bu sayıyı kırka çıkaranlar olduğu gibi üçe kadar düşürenlerde olmuştur. Tabi hepsinin de kendilerine göre dayandıkları bir takım delilleri vardır.
Günün Ayeti
Bile bile hakkı gizlemeyin
Günün Hadisi
Haksız yere zulmen bir adam öldürülürken, hiçbiriniz o yerde durmayın. Çünkü lanet orada durup da öldürülen o mazlumu savunmayan o kişi üstüne iner.
Günün Sözü
Haksızlık yapmak haksızlığa uğramaktan daha acıdır.
SOKRATES
Günün Duası
Allahım, bana helalinden yetecek kadar rızık vererek beni haramından koru. Beni senden başkasına muhtaç etme.
Bunları Biliyor muyuz?
Rida nedir?
Hac veya umre yapmak üzere ihrama giren erkeklerin belden yukarısını kapatmak üzere büründükleri örtüdür.
Günün Nüktesi
Bu mürüvvet değil
Şeyhlerden biri yanındaki kadim dervişi ile bir su kenarına yaklaşınca biraz ileride bir alay sarhoşun çalgı çalarak eğlendiklerini görürler.
Şeyh, dervişine bana şu tarladan yüz tane sap topla diye emreder. Derviş yüz tane ekin sapını getirince git o sarhoşların içinde davul çalanını bana çağır der.
Derviş hemen şeyhinin emrini davul çalan sarhoşa iletir. Şaşkınlığından davulunu bırakan zat hemen Şeyhin huzuruna gelir. Şeyh elindeki yüz sapı bir kere o zata vurur ve gel benimle der. Postunu suya koyar, ikisi beraber suyun üzerinde giderken Şeyhin eski dervişi feryat eder: Efendiciğim bu yaptığınız mürüvvet değil, fakir zât-ı âlinize yirmi senedir hizmet etmekteyim, beni bıraktınız o adamı alıp gidersiniz, herifin ağzı daha içki kokuyor deyince.
Şeyh: Evladım onda istidat-ı ezelî var, sende yok. Onun bir günahı vardı; içki illeti. Ona da tövbe etti, Hadd-i şeri vurduk, tamam artık biiznillah hidayete erer.
Amma seninle yirmi yıldır uğraşıyorum: Yalanını kırdık kinin çıktı. Kinini kırdık, gayzın çıktı. Gayzını kırdık hasedin çıktı. Hasedini kırdık şehvetin çıktı. Şehvetini kırdık, kibrin çıktı. Şimdi de kibrinle uğraşıyoruz, gene de uğraşırız