Günümüzde okuduğumuz Mevlid Hz. Peygamber döneminde var mıydı?


  • Oluşturulma Tarihi : 12.08.2023 05:25
  • Güncelleme Tarihi :
Günümüzde okuduğumuz Mevlid Hz. Peygamber döneminde var mıydı? yazının resmi

Mevlid, Hz. Peygamber ve sahibiler döneminde yoktu. Mevlid okuma alışkanlığı Fatımiler döneminde Hz. Peygamberden 600 sene sonra Müslümanlar arasında yayılmaya başlamış, günümüze kadar da İslam dünyasında yaygınlık kazanarak gelmiştir. Peygamberimizin doğumunu anlatan mevlit, önceleri peygamberimizin doğum yıldönümünü kutlamak maksadıyla okunurdu. Daha sonra Kadir, Miraç, Regaip gecelerinde veya sünnet ve evlenme... gibi olaylar vesilesiyle yapılmaya başlanmış ve toplumumuzda önemli bir manevi kültür oluşturulmuş oldu.

ALLAH’IN ZAMAN VE MEKÂNDAN MÜNEZZEH OLMASI NE DEMEKTİR?

Allah’ın zaman ve mekândan münezzeh oluşu, O’nun hiçbir şekilde zaman ve mekanla ilişkilendirilmemesi demektir. Zira zaman ve mekan mahluk yani “yaratılmış” bir şeydir. Allah ise yaratıcıdır. Dolayısıyla O yaratıklara has özelliklerden münezzeh yani uzaktır.

KÜS OLAN İNSANLARIN BİRBİRİNİN SELAMINI ALMAMASI CAİZ Mİ?

Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur. Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir. Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman İslam’ın bu güzel şiarını günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur’an-ı Kerim de Allah mealen şöyle buyurmaktadır: ‘Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin.’ (Nisa, 4/ 86) Dolayısıyla bize selam verildikten sonra selamı veren dost, akraba, tanıdık, tanımadık, küs ya da barışık kim olursa olsun selamına karşılık vermek üzerimize farzdır. Selama karşılık vermemek ise dinen uygun değildir.

BESMELENİN TÜRKÇE ANLAMI NEDİR?

Besmelenin Türkçe anlamı: “Rahman ve rahim olan Allah’ın adı ile falan işi yapıyorum” demektir. Besmelede geçen Rahman’ın anlamı, Allah’ın, yeryüzündeki bütün varlıklara ayırım yapmaksızın rahmet etmesi demektir. Rahim demek ise Allah’ın ahiret gününde sadece müminlere rahmet etmesi demektir.

GÜNÜN AYETİ

İnsanın başına zararlı bir şey geldiğinde yan üstü yatarken veya otururken ya da ayakta iken hemen bize dua etmeye koyulur; onu zararlı durumundan kurtardığımızda ise -sanki başına gelen zararı gidermeye bizi çağırıp yalvarmamış gibi- inkârcılığa dönüp yoluna devam eder; haddi aşanlara işte bu şekilde yaptıkları güzel görünmektedir. Yunus, 10/12.

GÜNÜN HADİSİ

Kim darda kalan bir kimsenin işini kolaylaştırırsa, Allah da dünya ve ahirette onun işlerini kolaylaştırır. (Ebû Dâvûd, “Edeb”, 60.)

GÜNÜN SÖZÜ

Başkasından kötü söz işitmek istemiyorsan kimseye kötü söz söyleme. İmam Gazali

GÜNÜN DUASI

Allah’ım! Bedenime sağlık ruhuma huzur ver.

BUNLARI BİLİYOR MUYUZ?

Tahrime Tekbiri Nedir?

Namaza Allahü ekber diyerek başlamak demektir. Diğer ismi ise iftitah tekbiridir.

GÜNÜN NÜKTESİ

Küçük Bir Çamur Denizi Sulandırmaz

Sultan Ahmed’le Aziz Mahmud Hüdayi birbirlerini o kadar sever sayarlar, birbirlerine o kadar bağlıdırlar ki, bu sevgi saygı ve bağlılıktan kaynaklanan birçok olay ilgili kitaplarda yer almıştır. Sultan Ahmed, Şeyhi Aziz Mahmud’a bir hediye sunmak istiyordu Mürşidinin kendisinden bu hediyeyi kabul etmesi onu çok mutlu edecekti Sultan Ahmed bir gün kendine uygun gördüğü bir hediyeyi Aziz Mahmud Hüdayi Hazretlerine gönderdi. Ama Şeyh Hazretleri kabul etmedi. Şüphesiz bu kabul etmeyiş, sultana karşı bir tavır anlamına gelmiyordu. Gerçek din büyüklerinden çoğu prensip olarak hediye kabul etmezdi. Bu, büyük insanların dünya malına hangi gözle baktıklarını, başkaları için ulaşılmaz sayılan şeylerin nazarlarında hiçbir değer taşımadığını ifade etmenin bir yoluydu.

Sultan Ahmed şeyhi Hüdayi’nin kabul etmediği hediyeyi yine bu devrin maneviyat ulularından Abdülmecit Sivasî’ye gönderdi. Sivasî kabul etti. Kendisine, padişahın aynı hediyeyi Aziz Mahmud Hüdayi’e sunduğu ama kabul etmediği de hatırlatıldı. Sivasi Hazretleri gerçek büyüklere yakışır bir tutum ortaya koydu: “Hüdayi Hazretleri bir karga değildir ki leşi kabul etsin” dedi. Aziz Mahmud Hüdayi’ye de “Sizin kabul etmediğiniz hediyeyi Şeyh Sivasî kabul etti” dediler. Onun tepkisi de şöyle oldu: “Onun için hiç bir sakıncası yoktur. Çünkü o öyle büyük bir umman (okyanus) dur ki bir parçacık çamurun kendini bulandırmayacağını bilir.” (Gülistan’dan Bir Hikaye…)

Günümüzde okuduğumuz Mevlid Hz. Peygamber döneminde var mıydı?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık