Gusül ve abdestte tırnak altında kir kalırsa gusül ve abdest geçerli olur mu?


  • Oluşturulma Tarihi : 03.06.2024 08:52
  • Güncelleme Tarihi : 03.06.2024 08:52

Gusülde vücudun her yerinin ıslatılması lazımdır. Bu nedenle tırnakların altı da üstü de ıslatılması lazım. Vücudun herhangi bir bölgesinde kuru yer kalırsa gusül olmaz. Buna göre tırnak üzerindeki ruj boyaları da tırnağın altındaki kir ve benzeri şeylerde suyun temasını kestiği ve vücutta kuru yer bıraktığı için gusle engeldir.

Guslün tam olması için tırnağın altını da üstünü de temizlemek, tırnak çok uzun ise ve altında da kir varsa yıkamak lazım.

Aynı şekilde abdest organlarını da abdestte tam olarak kuru bir yer kalmayacak şekilde yıkamak gerekir. Tırnağın altında bir kir varsa onu temizlemek gerekir. Yoksa bu temizlik noksan kalır.

Cenaze geçerken ayağa kalkmanın dini hükmü nedir?

İslam’a göre insan yaratılış olarak şerefli bir mahluktur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de bu konuda mealen şöyle buyrulmaktadır.  "And olsun biz insanoğlunu şerefli kıldık." (İsrâ, 17/70.)

İnsan'a Allah'ın yarattığı bir varlık olduğundan hayattayken de ölümden sonra da saygı gösterilmesi gerekir. Öyle ki Hz. Peygamber yanından geçen bir cenaze için ayağa kalkmıştır.

Cenazeye şahit olan kişi, vefat edenin yakınlarına taziyede bulunup üzüntülerini paylaşmalı onlara ve cenazeye saygı ile davranmalıdır. Ayrıca bundan ibret almalı ve tefekkür etmelidir.

Ayağa kalkmak da bu ruh halinin bir ifadesidir. Sonuç olarak; cenaze için ayağa kalkmak zaruri olmamakla birlikte, ölüye ve yakınlarına saygının ifadesi olarak güzel bir davranıştır.

Besmele çekilmeden kesilen hayvanın eti helal olur mu?

Eti yenen kara hayvanlarının etlerinin helal olması için, usûlüne uygun olarak kesilmesi gerekir. Usûlüne uygun kesim, Hanefilere göre besmele çekilerek, hayvanın nefes ve yemek boruları ile şah damarının veya iki şah damarından birinin kesilmesi şeklinde yapılır.

Besmelenin kasten terk edilmesi hâlinde kesilen hayvanın eti Hanefilere göre haram olur. Ama unutarak terk edilirse helâldir. Şâfiîler besmelenin kasten terk edilmesi halinde de etin yenilebileceği görüşündedirler.

Yemeği oturarak yemek farz mı?

Yemek yemenin adaplarından birisi de oturarak yemek ya da içmektir. Ancak gerek meşguliyetten gerekse başka gerekçelerden dolayı ayakta yemek ya da içmek caizdir. Fakat ayakta yemek içmek caiz olmakla birlikte mekruhtur.

Buna göre ayakta yemek içmek mekruh olmakla birlikte caizdir. Ancak yemek adabı açısından oturarak yemek ve içmek imkanı varsa ayakta yememek içmemek daha evladır.

Günün Ayeti

“Hiçbir günahkar, başkasının günahını çekmez. Eğer yükü ağır gelen kimse onu taşımak için (başkalarını çağırsa) onun yükünden hiçbir şey (alınıp) taşınmaz. Akrabası dahi olsa (kimse onun yükünü taşımaz” (Fatır, 35/18).

Günün Hadisi

"En hayırlınız, kendisinden hayır  umulan ve şerri dokunmayacağı hususunda emin olunandır; en şerliniz  de kendisinden hayır ümit edilmeyen ve şerrinden de emin olunmaya kimsedir" Tirmizî, "Fiten", 76.

Günün Sözü

Başkasından kötü söz işitmek istemiyorsan kimseye kötü söz söyleme. İmam Gazali

Günün Duası

Allah’ım bugün bir gönül kırmadan ve haram yemeden evimize dönmeyi nasip et.

Bunları biliyor muyuz?

Sadr-ı Evvel Nedir?

Hz. Peygamber efendimiz, sahabeleri ve onlardan sonra gelen tabiunun yaşadığı asır demektir.

Günün Nüktesi

Zararını Ben Ödeyeceğim...

Şeyhülislam Molla Fenari, Bursa kadısı iken bir adam pazardan bir at satın almıştı. Fakat alış-verişten döndüğü zaman atın hasta olduğunu fark etti. Atı alıp sahibine iade etmek için geri götürmeye karar verdi. Tam yola çıkmıştı ki, bu atı hasta olduğunu bile bile satan adamın onu geri almak istemeyeceği, parasını iade etmekte zorluk çıkarabileceği aklına geldi.

– En iyisi önce kadı efendiye gidip durumu izah edeyim. Atın hasta olduğunu bilirkişiye tespit ettireyim, ondan sonra adamın kapısına gideyim. Böyle yolu yordamıyla gidersem itiraz edemez, diye düşündü. Yolunu değiştirip önce mahkemeye gitti.

Fakat mahkemeye gittiğinde görevliler ona:

-Molla Fenari bugün mahkemeye gelmeyecek. Yarın gelirsen onunla görüşürsün, dedi. Adam ertesi gün tekrar gelmek üzere evine döndü. Fakat hasta at o gece öldü.

Adam bu duruma çok üzüldü. Çünkü artık ölü bir atı iade etmenin imkanı yoktu. Parası da yanmıştı. Yine de “Kadıya durumumu anlatsam bana bir yol gösterir mi?” diye ümit ederek ertesi gün olanları Molla Fenari’ye anlattı.

Mola Fenari, mağdur adama:

– Senin zararını ben ödeyeceğim, dedi.

Adam bu işe şaşırmıştı.

– Niçin siz ödeyeceksiniz? Atın alım satımıyla hiçbir ilginiz yok ki? dedi.

Molla Fenari ise:

– Eğer sen dün makamıma geldiğinde ben yerimde olsaydım, o zaman duruma müdahale eder, atı geri verir, paranı iade ettirirdim. At da sahibinin elinde ölmüş olurdu. Ama yerimde olmadığım için at senin evindeyken öldü. Şimdi adama ölü atı iade etsem, adil olmadığımı iddia eder. Madem benim yerimde olmamam senin zararına sebep oldu, öyleyse benim bu zararı ödememe en uygunudur, dedi ve adama atın parasını ödedi.

Gusül ve abdestte tırnak altında kir kalırsa gusül ve abdest geçerli olur mu?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık