2

Hac ibadeti kul hakkını da affettirir mi?


  • Oluşturulma Tarihi : 29.09.2015 07:54
  • Güncelleme Tarihi :

Müslüman’ın dünya ve ahiret hayatı bakımından çok önemli bir dönüm noktası olan hac, samimi ve ihlasla yerine getirildiğinde Müslüman’ı günahlarından arındırır. Kişinin Allah indindeki derecesini yükseltir. Ödül olarak cenneti kazanmasına vesile olur. Haccı hayatında yaşayan Müslüman ahlâken mükemmelleşir. İnsanlarla olan ilişkileri hoşgörülerle güzelleşerek olgunlaşır.

 Haccın faziletinin büyüklüğünü açıklayan birçok hadis-i şerif Hz. Peygamberimiz tarafından dile getirilmiştir. Sevgili Peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır:

  - Kim Allah için hacceder de kötü söz ve davranışlardan sakınır ve günahlara sapmazsa -kul hakları hariç- annesinin onu doğurduğu günkü gibi günahlardan arınmış olarak döner.

   - Haccedenler ve umre yapanlar Allaha dua ederlerse, dualarını kabul eder, bağışlanma dilerlerse onları bağışlar.

  - Hac ve umreyi art arda yapınız. Çünkü bu ikisi, körüğün demir, altın ve gümüşün pasını giderdiği gibi fakirliği ve günahları yok eder.

Hz. Peygamberin bu hadislerinden de anlaşıldığı gibi hacca giden kimse kul hakkı dışındaki bütün günahlarından kurtulmaktadır.

Haram kazanç ile yapılan hac geçerli midir?

İslâm dini kişilerin meşru işlerle uğraşmalarını ve geçimlerini helâl yollardan elde etmelerini ister. Buna rağmen gayr-i meşru yolla bir kazanç elde edilmiş ve bu kazancın sahibi belli ise, bunun sahibine iade edilmesi; belli değil ise, karşılığında sevap beklenmeksizin yoksullara veya hayır kurumlarına verilerek elden çıkarılması gerekir.

Bu itibarla, gayr-i meşru yolla elde edilen para ile hac etmek uygun değildir. Aslolan, ibadetlerin helal parayla yapılmasıdır. Bununla birlikte haram parayla hacca giden kişinin haccı sahih olup, üzerinden hac yükümlülüğü kalkmış olur. Ancak, gayr-i meşru kazancın sorumluluğundan kurtulmak için, bu malı yoksullara veya hayır kurumlarına vererek elden çıkarması ve bir daha işlememek üzere tövbe etmesi gerekir.

 Ölen anne babamız için hacca birini göndere bilir miyiz?

Üzerine hac farz olup da, bunu yerine getiremeden ölen kişi, vasiyet etmişse, vasiyetinin yerine getirilmesi gerekir. Vasiyet etmemişse, varisleri isterlerse onun adına hac yapabilirler.   

Nitekim hacca gitmeyi adayan, fakat edâ edemeden ölen bir kadının kardeşi, ne yapması gerektiğini öğrenmek amacıyla Hz. Peygamber'e sorduğunda Hz. Peygamber, "ölen kardeşinin borcu olsaydı öder miydin?" diye sormuş, adam da, "evet ya Rasulallâh!" deyince, Allah Resulü: "O halde Allah'a karşı olan borcunu da öde! Çünkü o ödenmeye daha lâyıktır." buyurmuştur.

Buna göre kendisine hac ibadeti farz olduğu halde eda etmeden ölen kişinin yerine hacca gidilebilir.

Ancak ölünün yerine gidecek kimsenin Şafii Mezhebine göre daha önceden hacca gitmiş olması gerekir. Şayet daha önceden hacca gitmemiş ise başkasının yerine hacca gidemez. Fakat Hanefi mezhebine göre daha önce hacca gitmemiş kimse başkasının yerine hacca gidebilir.

Ölmeden mirası dağıtmak caiz mi?

İslamiyet de ölüm hak, miras helal diye bir söz vardır. Kişi ölmediği sürece malı miras olmaz ve yakınlarına miras olarak intikal etmez. Yaşamakta olan mal sahibi malını, helal ve caiz olmak şartıyla dilediği gibi harcar, tüketir ve -akrabası olsun, olmasın- istediğine verir. Yakınlarının ona "Bizim mirasımızı azaltıyor veya yok ediyorsun" deme hakları yoktur.  

Mümin, yakınlarına miras bırakmakla yükümlü değildir, ihtiyaç içinde iseler onların nafakaların (geçimlerini) temin etmekle yükümlüdür. Nafaka temin ödevini yerine getirmekte olan bir mümin, geriye kalan malı üzerinde dilediği gibi tasarrufta bulunabilir.

 Buna göre kişi ölmeden önce malını istediği gibi kullanma hakkına sahiptir. Kişi ölmeden önce ister malını dağıtır, ister yiyer, ister miras bırakır, isterse de çocukları arasında ölmeden dağıtabilir. Bütün bunlar caizdir ve de geçerlidir.

Günün Ayeti

 O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara, “İmanınızdan sonra inkâr ettiniz, öyle mi? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı tadın” denilir.

 Al-i İmran 106.

 Günün Hadisi

 Mebrur bir haccın karşılığı ancak cennettir

 Günün Sözü

 Medeni olmayan insanlar, medeni olanların ayakları altında kalmaya mahkumdurlar.

 M. Kemal ATATÜRK

 Günün Duası

 Allah’ım güne hayırla başlamayı ve hayırla bitirmeyi nasip eyle.

 Bunları biliyor muyuz?

 Resul kime denir?

 Allah tarafından yeni bir kitap ve yeni bir şeriat ile bir topluma veya bütün insanlığa gönderilen kimsedir.

 Günün Nüktesi

 Bu kadın, bizim Hatice’nin dostlarındandı…

 Eline aldığı kuru bir hurma dalına dayanarak Resûlüllah’ın kapısına kadar gelmiş olan yaşlı bir kadın, içeri girmek arzusunu izhar etmesi üzerine;

  Ya Resûlâllah, kim olduğunu bilmediğimiz bir ihtiyar kadın, zatınızı görmek istiyor, dediler.

 Resûl-i Ekrem: Müsaade edin, gelsin, buyurdular. İhtiyarlıktan âdeta rükû eder halde duran kadın, hurma dalından edindiği asasına dayana dayana Resûlüllah’ın kapısından içeri girdi, bir-iki adım ilerledikten sonra, kendisini tanıyan Resûlüllah hemen ayağa kalktılar; altlarındaki içi hurma lifi dolu minderlerini göstererek oturmasını istediler.

    Resûlüllahın bu kadına gösterdiği hürmet ve alâka, orada hazır bulunan Hazret-i Ömer’in dikkatini çekti; hatta kim olduğunu merak ettiği bu ihtiyariye gösterilen bu ikramı, biraz da fazla gibi bulduğu içindir ki, ihtiyare kalkıp gittikten sonra:  Yâ Resûlâllah, bu kadın kimdi ki, kendisine ayağa kalkacak kadar hürmet ettiniz, minderinizi verecek kadar alâka gösteriniz? Dedi.

Resûlüllah’ın cevabı tek cümleden ibaretti:

  Bu kadın, bizim Hatice’nin dostlarındandı!

Hac ibadeti kul hakkını da affettirir mi?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık