Sayfa Yükleniyor...
Hacca gidip gelen kimsenin esnaflık yapmasında dinen bir sakınca var mı?
Hac, İslam’ın temel ibadetlerinden birisi ve mükellef olan her Müslümana da farzdır. Şartları taşıyan her Müslüman namaz, oruç gibi bu ibadeti de yerine getirmek zorundadır. Hac ibadetini yerine getiren bir kimsenin helal- haram, günah-sevap anlamında diğer Müslümanlardan bir farkı yoktur. Yani içki hacı olan Müslümana da hacı olmayan Müslümana da haramdır. Helal lokma kazanmak hacı olan kimsenin de görevi hacı olmayan Müslüman’ın da görevidir. Aynı şekilde yalan, hırsızlık, aldatmak gibi durumlar da hacı olan olmayan için de yasak ve haramdır. Buna göre hacı olmuş kimsenin çalışmasında ya da ticaret yapmasında dinen bir sakınca yoktur. Bilakis helale harama dikkat edildiğinde çalışmak ibadet hükmünde olduğundan çalışması, ticaret yapması, ailesinin nafakasını kazanması tavsiye edilir. Ancak hacı olmak bir bilinç bir şuur halidir. Onun için hacı olan bir Müslümanın daha şuurlu daha bilinçli olması gerekir. Bu anlamda gerek sosyal hayatında gerekse iş veya ticari hayatında hacı olmuş kimsenin daha dikkatli olması gerekir. İnsanlar ona bakarak İslam’ı ve haccı eleştirmemelidir. Bilakis onun samimiyetine ve dürüstlüğüne binaen İslam’a ve hacca yaklaşabilmedir.
Mezarlığı ziyaret etmeden okuduğumuz Kur’an ve dua kabul olunur mu?
Hz. Peygamber, mezarlıkları ziyaret etmiş ve bu ziyaretlerinde de ölülere selam vermiştir. Efendimizin ayrıca mezarlıklarda şu duayı okuduğu kaynaklarda vardır: “Ey Mü’minler yurdu, siz bizden önce gittiniz. İnşallah biz de size ulaşacağız.” Sevgili Peygamberimiz bu sözü ile hem ölülere dua etmiş hem de yaşayanları ölüm konusunda uyarmıştır. Mezarlıkları ziyaret etmek güzel ve sevap olduğu gibi ziyaret etme imkanı bulunmadığı durumlarda ise kişinin bulunduğu yerden ölüsüne Kur’an okuması ya da dua etmesi de uygun ve sevaptır. Aynı şekilde yapılan ibadetlerin ve hayırların sevaplarını başkasına bağışlamak dinen caizdir. Buna göre kişi, mezarlığı ziyaret etme imkanı yoksa bulunduğu yerden okuduğu Kur’an’ı, yaptığı hatmin, kıldığı namazın ve istediği bir hayrın sevabını ölüsüne bağışlayabilir.
Toprağın üzerinde kılınan namaz geçerli olur mu?
Temiz olan her yerde namaz kılınır. Hz. Peygamber bu hususta şöyle buyurmaktadır. “Yeryüzü bana mescit kılındı.” Dolayısıyla namaz kılarken illaki seccadenin üzerinde namaz kılmak zorunda değiliz. Dağda, bayırda, çimende, temiz toprakta ya da evde temiz bir halının üzerinde namaz kılmada hiçbir sakınca yoktur. Aynı şekilde temiz olan gazetenin de üzerinde namaz kılmak caizdir. Yeter ki namaz kılınan mekan temiz olsun, üzerinde bir pislik, necaset olmasın. Durum bu olmakla beraber seccadenin üzerinde namaz kılmak daha iyi ve güzeldir. Hele evdeysek seccadenin üzerinde kılmamız daha doğru olur.
Günün Ayeti
“Allah, kendisine ortak koşulmasını elbette bağışlamaz. O’ndan başka günahları dilediği kimse için bağışlar. Kim Allah’a ortak koşarsa, büsbütün sapıtmıştır” Nisa, 4/116.
Günün Hadisi
“Müslümanın Müslümana ırzı, malı ve kanı haramdır” Buhârî, “Edeb”, 57.
Günün Sözü
“Zamanı satabilirsin, ama geri satın alamazsın” Paulo Coelho
Günün Duası
Allah’ım huzuru ve merhameti hayatımızdan eksik etme.
Bunları biliyor muyuz?
Leşker-i Dua Nedir?
Sıkıntı ve darda kalan Müslümanlara duaları ile yardımda bulunan Allah’ın sevgili kulları, salih Müslümanlar demektir.
Günün Nüktesi
Fatih Sultan Mehmet’in Rüyası…
Rivayet odur ki, Fatih Sultan Mehmet Bosna’yı fethetmeden bir gün önce çadırında bir rüya görür. Hz. Peygamber, Hz. Ebu Bekir, Hz. Osman ve Hz. Ali rüyasındadır. Akşemseddin’e rüyasını anlatır. Hocası şöyle yorumlar; Hz. Peygamber Bosna’nın İslam toprağı olacağına delalettir. Hz. Ebu Bekir bu topraklardaki insanların vefa ve sıdk duygusunu, Hz. Osman Bosna insanının edebi ve ahlakını, Hz. Ali ise bu topraklarda temin edilecek olan ilmi simgeler. Rüyada Hz. Ömer yoktur. Fatih buna çok üzülür, çünkü Akşemseddin der ki; Ömer adalettir, öyle bir zaman gelecek ki bu topraklarda adaletten eser kalmayacak, insanlar bundan ötürü öldürülecek, bu topraklar İslamiyet’ten uzaklaşıp kaybedilecek.