2

Haramları da Allah mı yaratıyor?


  • Oluşturulma Tarihi : 05.10.2015 06:23
  • Güncelleme Tarihi :

 İslam’a göre hayrı, iyiyi, güzeli yaratan da Allah’ tır; şerri, kötüyü, çirkini yaratan da Allah’ tır. “Allah şerri nasıl yaratır?” diyenler, güya bu şerri yaratma fiilini rabbimize yakıştıramıyorlar. Oysa, sanılanın aksine bu Onun yüceliğinin göstergesidir.

       Teşbihte hata olmasın güzel cisimlerin resmini gayet iyi yapan bir ressam, çirkin suretleri de aynı başarıyla resmedebiliyorsa, bu onun sanattaki mükemmelliğini gösterir. Çirkin varlıkların resmini yapamasaydı, bu bir noksanlık olurdu. Kötülükleri yaratma konusuna da bu misalle bakılabilir.

Kaldı ki, şerri yaratmak şer değil, işlemek şerdir. “Şerri Allah yaratmıyor” diyenlere hemen soralım: Allah yaratmıyorsa, kim yaratıyor?

       Bir de konunun imtihan yönü var. Eğer Allah, sadece hayrı yaratsaydı, kötülükler hiç olmazdı. O zaman imtihanın da bir manası kalmazdı.

       Mesela, ayaklarla camiye de gidilir, meyhaneye de. Birincisi hayır, ikincisi şerdir. Allah, kulun  dilediğine göre yaratır. Meyhaneye yönelen ayaklar taş kesilseydi, harama meyleden gözler kör olsaydı, ibadet etmeyenler belli bir hastalığa yakalansaydı, kulun iradesi kalmazdı.   

      Şu halde, iyilerle kötüleri ayırmak için, hayrın yanında şerri de yaratmak hikmetin ta kendisidir.

 Hasta olan kimse oturarak namazını kılabilir mi?

       İslâm dini kolaylık dinidir. İslam dininde sorumluluklar ve görevler kulun gücüne göredir. Bu nedenle hastalık, kişinin ibadeti için hafifletme ve kolaylaştırma sebebi sayılmıştır.

       Ayakta namaz kılmaya gücü yetmeyen veya ayakta durmakta zorlanan kimse oturarak namazını kılabilir. Rükû veya secde etmeye gücü yetmeyen kimse ima ile namazı kılabilir. Bu şekilde namaz kılan kişi rükû için başı biraz eğer, secde için ise rükûdan biraz daha fazla eğer.  Oturarak namaz kılamayan, sırt üstü yattığı yerde imâ eder. Bir kişi ayakta durmaya gücü yettiği halde, rüku ve secdeye gücü yetmiyorsa niyetini ve kıratını ayakta yapar, ayakta yapamadıklarını ise oturarak yapar.

 Ölümden sonra kişinin amel defterine hayır veya şer yazılır mı?

       Kur'an-ı Kerim’de " Her canlının ölümü tadacağı" buyrulmaktadır. Hz. Peygamber de bu ahiret yolculuğunda insanın peşinden üç şey " mal, evlat, amel "in mezara gittiğini mal ve evladın geri geldiğini, geriye sadece insan amelinin kendisi ile mezara gireceğini söyler.

       Ayrıca ahiret günü ameli kötü olan bir çok kimse, Allah'tan muttaki kul olmaları için kendilerini tekrar dünyaya göndermesini istemektedir. Ama bu istekleri olumlu cevap bulamayacağından herkes bu dünyada yaptığı ile karşı karşıya kalacaktır.

       Kişi ahiret gününde kendi yaptığı ile karşı karşıya kalmakla beraber amel defteri de kapanır. Yani kendisinin bu deftere olumlu ya da olumsuz bir şey yazdırması söz konusu değildir. Ama dolaylı yoldan amel defterine bir şeyler yazdırması söz konusu olabilir. Hz. Peygamber bunu veciz bir sözünde şöyle ifade etmektedir: "Kişi öldüğünde ameli kesilir, amel defteri kapanır. Ancak arkasında hayırlı evlat, onunla amel edilen ilim ve sadakai cariye bırakan kimsenin amel defteri kapanmaz."

       Yani hayırlı evlat babasının, anasının arkasından hayır-hasenat, Kur'an okuma, okutma, topluma yararlı bir birey... gibi güzel işlerle uğraştıkça babasının ve anasının amel defterine bunlar yazılır. Baba hayattayken insanların faydasına olan ilmi öğrettiği için insanlar o ilimden faydalandıkları sürece amel defterine sevap yazılır.

       İnsan hayattayken Sadaka-i Cariyeye vesile olmuş ya da  ( Yol çeşme, Cami, okul...) yaptırmışsa buradan insanlar yararlandıkça o ölenin hanesine hayır hasenat yazılır.

Özetle insan öldüğü zaman amel defteri kapanır ama saydığımız bu üç unsur o defteri tekrar açtırır. Hepimiz bu üç unsuru arkamızda bırakma gayreti içinde olmalıyız.

 

Günün Ayeti

 Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık. Kalbleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır.

 Günün Hadisi

İnsanlar arasında Allah'ın en sevmediği kimse, barışa yanaşmayan inatçı hasımdır.

 Günün Sözü

Susarak kazandığın değeri, boş konuşarak harcama.

 Günün Duası

Ya rabbi haftaya hayırla ve bereketle başlamayı, hayırla ve huzurla bitirmeyi nasip eyle.

 Bunları biliyor muyuz?

Hafız Kime Denir?

Kur’an-ı Kerim’i bütünüyle ezbere bilen kişiye hafız denir.

 Günün Nüktesi

Gerçek gün yüzüne çıkınca

 Zülkarneyn Aleyhisselam ordusuyla gece yolda giderken ordusuna “ayağınıza takılan şeyleri toplayın” diye emir verir. Ordu bu emri duyunca; içlerinden bir grup:

-“Çok yürüdük, çok yorgunuz. Gece vakti bir de ayağımızı takılan şeyleri toplayarak boşuna ağırlık mı yapacağız. Hiçbir şey toplamayalım” diyerek hiçbir şey toplamıyorlar.

İkinci grup ise;

—Madem Komutanımız emretti, birazcık toplayalım, emre muhalefet etmeyelim. Zira ordun komutanına itaat etmek gerekir.” diyerek az bir şey topluyorlar.

Üçüncü grup ise;

-“Komutanımız bir şeyi boşuna emretmez. Muhakkak bildiği bir şey vardır. Bir hikmete mebnidir” diyerek bütün abalarını ağzına kadar doldururlar.

 Sabah olduğunda bir de bakıyorlar ki, meğer bir altın madeninden geçmişler de, ayaklarına değen şeylerin altın olduğunun farkına varamamışlar. Bunu anlayınca:

Hiç almayan birinci grup;

-Ah niçin almadık! Nasıl dinlemedik komutanımızın sözünü. Keşke alsaydık! Bir tane bari alsaydık” diyerek pişman oluyorlar.

Az alan ikinci grup ise;

-“Ah ne olaydı da biraz daha fazla alsaydık. Ceplerimizi, abalarımızı hınca hınç doldursaydık” diye sitem ediyorlar kendilerine.

Çok alan üçüncü grup ise:

“Keşke gereksiz, lüzumu olmayan eşyalarımı atsaydım, daha çok toplasaydım. Her şeyimizi doldursaydık, daha fazla alsaydık” diyerek, fazla almalarına rağmen üzülüyorlar.

 İşte bu misalde olduğu gibi, Ahirette bütün insanlarda bunun gibi ağıtlarda bulunacak.

Kafir olan;

—Keşke iman etseydik, keşke inansaydık da hiç olmasa Cehenneme girdikten sonra iman etmemiz sonucunda Cennete girseydik, ebedi cehennemden kurtulsaydık,”

Mü’min, fakat az sevabı olan;

-“Keşke biraz daha sevap işleseydim de, biraz daha ikrama mazhar olsaydım.”

Mü’min,çok sevabı olan ise;

-“Ah ne olaydı da Makamımı biraz daha yükseltecek bir vakit daha namaz kılsaydım, biraz daha fazla sadaka verseydim, oruç tutsaydım, biraz daha sevap işleyecek ameller yapsaydım...” diyeceklerdir.

 Rabbim bu misallerden ders alıp, Ahirette pişman olmayacağımız ameller işlemeyi nasip eylesin...

 

Haramları da Allah mı yaratıyor?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık