Sayfa Yükleniyor...
İnsanın başına gelen sıkıntı ve hastalıklar onun günahlarına kefaret olur. Yani başa gelen ölümlere, sıkıntılara, acılara, elemlere, hastalıklara sabredip Allahtan gelenin baş üstünde yeri var deyip metaneti ve vakarı korumak kişinin günahlarına kefarettir. Yani kişinin günahlarını affettirme vesilesidir.
Nitekim sevgili peygamberimiz bir hadisi şerifinde bu hususta mealen şöyle buyurmaktadır: Mü'mine musibet nevinden her ne ulaşır ise günahlarına bir kefaret olur. Musibet, beklenmedik bir hâdise olmuş, ayağına batan bir diken olmuş fark etmez." (Müslim, Birr 49)
Yine sevgili Peygamberimiz bir başka hadisinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: Allah hayrını dilediği kimseyi günahlarını bağışlamak ve derecesini yükseltmek için sıkıntıya sokar.Ancak kefaretin olabilmesi için başa gelen bu musibet ve hastalıklara sabretmek gerekir.
Yemin edip yerine getirmeyen kişi ne yapması gerekir?
Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, kefaret ödemesi gerekir.
Yeminin kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azat etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün oruç tutar. Nitekim Allahu Teala yemin kefareti ile ilgili olarak Kuran-ı Kerimde mealen şöyle buyurmaktadır: Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun.
Farz olan bir şeyi yapmamaya; ya da haram veya günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmesi gerekir. Çünkü bu yemin şekli yerine getirilmesi halinde Allaha karşı işlenmiş bir günah olur bu da dinen caiz değildir.
Günah işleyen nasıl tövbe etmeli?
Günah işleyen bir insan o günahının affı için evvela ellerini gönlüyle birlikte Rabbine açarak bir daha işlememek üzere yana yakıla Allah'a tövbe etmeli. Ya rabbi ben böyle bir günah işledim, beni bağışla demeli
Daha sonra ise işlediği bu günah her aklına geldiği zaman bir iç burukluğu yaşamalı ve pişman olmalıdır. Nitekim sahabe-i kiram cahiliye dönemlerinde işlemiş oldukları günahları, -mesela kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeleri gibi- akıllarına geldiği zaman gözleri dolar ve Allah'a istiğfar ederlerdi... En son aşamada ve önemli olan ise önemli o günahı artık bir daha işlememektir.
Bütün bu şartlara riayet edilerek yapılan tövbe Allah indinde makbul olan tövbelerdendir. Fakat evla olan ve her Müslümandan istenen günaha düşmemesidir. Tövbenin kapısı açıktır deyip günahlara dalmamak lazım. Belki insan tövbe fırsatı bulmadan dünyadan göçer gider. Onun için her zaman muttaki bir kul olmak gerekir.
Hamile bayanın çocuğun cinsiyetini öğrenmesinde dini bir sakınca var mı?
Annenin ve çocuğun sağlığına bir zarar vermeyecekse çocuğun cinsiyetini öğrenmede bir sakınca yoktur. Kaldı ki bugün ki tıp dünyasında çocuğun cinsiyetini öğrenmek ne anneye ne de çocuğun sağlığına zarar vermemektedir.Cinsiyeti öğrenmek anne ve bebeğe zarar vermediğinden çocuğun cinsiyetini öğrenmede bir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
İnananlar ancak, o kimselerdir ki kendilerine verdiğimiz rızıktan yerli yerince sarf ederler.
Günün Hadisi
Mümin kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle müminin günahından bir kısmını mağfiret buyurur.
Günün Duası
Allahım beni insanlara zarar veren kullardan değil hizmet edebilen kullardan eyle.
Günün Sözü
Her zaman kalbimizden gelen ve doğru bulduğumuz sese uymalıyız, çünkü o ses hiçbir zaman yalan söylemez.
Lev Tolstoy
Bunları biliyor muyuz?
Kısasul-Kuran Nedir?
Kuran kıssaları, hayat öyküleri demektir. Kuranda geçmiş peygamberlere ve milletlere dair kıssalar vardır. Kuran kıssalarının amacı, tarihi olayları anlatmak değil, insanlara ibret dersi vermektir. Bu sebeple kıssalar, bir surede değil farklı surelerde yeri geldikçe anlatılmış ve tekrar edilmiştir.
Günün Nüktesi
Kötülüklerin anası içki
Hz. Osman bir gün şöyle bir hutbe verdi:
Ey insanlar, içki içmeyiniz. Çünkü içki kötülüklerin anasıdır. Sizden önce gelen ümmetlerden birisinde bir adam vardı. O adam bir gün mescitten dönüyordu. Bir kadınla karşılaştı. Kadın hizmetçisine emir verdi, o kişiyi tutturup evine attırdı. Kapıyı da kilitledi. Yanında bir şarap fıçısı, bir de küçük bir çocuk vardı. Kadın abide şöyle dedi: Biraz şarap içmeyince benden ayrılamazsın. Eğer şarabı içmek istemezsen benimle birlikte olacaksın. Benimle beraber olmak istemezsen bu çocuğu öldüreceksin. Eğer bunlardan hiçbirini yapmazsan bağırırım. Gelenlere şöyle derim: Bu adam evime zorla girdi. Senin doğruluğuna kim inanır ki? Ne dersen de
Adam şaşırdı. Kendi kendine şöyle dedi:
Bu kadına o işi yapamam. Hele bu çocuğu hiç öldüremem. Ve şarabı içtikçe içti. Sonunda hem kadınla birlikte oldu, hem de çocuğu öldürdü.
Hz. Osman devam etti: İçkiden kendinizi koruyunuz. Çünkü o kötülüklerin anasıdır. Şunun bir gerçek olduğunu söylüyorum: İman ve içki bir kalpte durmaz. Birinin diğerini yok etmesinden korkulur.