Sayfa Yükleniyor...
Hastalık, dert, keder, sıkıntı ve de mutluluklar hep biz insanlar için vardır. Ve bütün bunlar fani olan dünya hayatının bir gereği ve imtihanıdır. Başa gelen hayırlar ve mutluluklar bazen bizim için şer, başa gelen musibetler de bazen bizim için hayır olabilmektedir. Nitekim Allahu Teala Kuran-ı Kerimde mealen şöyle buyurmaktadır: Hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde de hayır vardır.
Bundan hareketle kişinin başına ne kadar ağır ve büyük bir musibet gelirse gelsin ölümü direk istemesi, temini etmesi uygun değildir. Zira Hz. Peygamber kişinin ölümü temenni etmesini hoş görmemiş bilakis yasaklamıştır. Ancak karşılaşılan bu hadise esnasında, Allahım ölüm benim için hayırlıysa beni öldür. Eğer hayat benim için hayırlıysa beni yaşat diye dua etmesinde bir sakınca yoktur. Sakınca olmadığı gibi aynı zamanda efendimizin de tavsiyesidir.
Kaza namazları nasıl kılınır?
Farz bir namazı vaktinde kılmaya eda, vakti geçtikten sonra kılmaya kaza, bozulan bir namazı tekrar kılmaya da iade denir.
Bir namaz ya bile bile kasten kılınmayıp kazaya bırakılır veya bir özürden dolayı kazaya kalır. Bir vakit namazı kasti olarak kılmayıp kazaya bırakmak büyük bir günahtır. Bu çeşit bir hatanın işlenmesi durumunda bir an önce kaza edilmeli, borçtan kurtulmalıdır.
Bu şekilde kılınmayan bir namaz her ne kadar kaza edilmekle borçtan kurtulmuş olunsa da, işlenen günah için ayrıca tövbe istiğfar edip, Allah'tan af dikmek lazımdır. Bunun için hem kaza, hem de tövbe edilmelidir.
Unutmak, uyku veya meşru bir mazeretten dolayı vaktinde kılınamayan namazlar da hatırlandığı veya meşru özür geçtikten sonra fazla vakit geçirmeden kaza edilmelidir.
Kaza namazları, ne şekilde kazaya kalmış ise aynı şekilde kılınacaktır. Sabah 2, öğle 4, ikindi 4, akşam 3, yatsı 4 ve vitir 3 rekat olarak kaza edilir.
Her namaz için belirli bir zaman veya mekan tayin edilmez. Yani ikindi namazının kazası ikindi vaktinde kılınır diye bir sınır yoktur. İstediğiniz zamanda kılınabilir. Kaza namazını kılarken ikindi namazının yatsıdan önce veya öğlenin sabahtan sonra kılınması gerekir gibi bir şartta yoktur.
Fakat kerahet dediğimiz zamanlarda Hanefi mezhebine göre kaza namazlarının kılınmamasına dikkat edilir. Bunların dışındaki bütün zamanlarda kaza namazı kılınabilir.
Çünkü kaza namazları için belli bir vakit yoktur. Mesela, vaktinde kılınamamış olan bir ikindi namazı yatsıdan sonra, bir yatsı namazı da öğleden sonra kılınabilir.
Bir kaza namazı şöyle niyet edilerek kılınır: Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk öğle namazını yahut son öğle namazını kılmaya.
Böylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir düzene göre geçmiş namazlar kılınarak azalmış olur.
Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman önce bir ezan okunur, sonra ikamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi için bir ezan kafi gelirken, her farz namazı için ayrı ayrı ikamet getirmek sünnettir.
Kazaya kalmış olan namazların kaç vakit olduğunu kesin olarak bilemeyen kimse, galip tahminine göre hareket eder. Sayı bakımından tam bir tahmin yapamıyorsa, üzerinde kaza namazı kalmadığı kanaatine varıncaya kadar kılar.
Günün Ayeti
Günah işleyenler, yaptıklarının cezasını mutlaka çekeceklerdir.
Günün Hadisi
Bir topluluk ölçü ve tartıyı eksik tuttuğunda, kıtlık ve geçim sıkıntısı ile cezalandırılır.
Günün Sözü
Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir.
Aliya İzzetbegoviç
Günün Duası
Allahım bugün bizi ve sevdiklerimizi her türlü bela ve musibetlerden uzak tut.
Bunları biliyor muyuz?
Aleyhis-selâm nedir?
Selam üzerine olsun anlamına gelen bir dua ve dilek cümlesidir. Bu dua, peygamberlerin adı anılınca saygı ifadesi olarak kullanılır.
Günün Nüktesi
En büyük Düşman
Sadi Şirazî anlatıyor:
Büyüklerden birinden,
Senin en inatçı düşmanın, iki yanın arasında bulunan nefsindir anlamındaki hadisi açıklamasını istedim.
Şöyle cevap verdi:
Bunun manası şudur: Herhangi bir düşmanın hediye ile ikram ve iltifatla dostluğunu kazanmak mümkündür. Fakat nefs öyle bir düşmandır ki okşadıkça kabarır, şımarır, hürmet gördükçe serkeşliği artar, daha fazla azgınlığa düşer.