Sayfa Yükleniyor...
Ötenazi, hayatından ümit kesilmiş hastanın kendi isteği ile hayatına son vermek ve acı çekmesine mani olmak anlamında kullanılan bir kelimedir.
Ötenazi iyileşme ümidi büsbütün kaybolduğu bir doktorlar heyetinin kararı ile belirlenmiş olan hastanın daha fazla acı çekmesin diye kendi isteği ile öldürülmesidir. İşte bu tam bir cinayettir. İster yeni doğmuş bir çocuk, ister ileri yaşta, isterse ölüm döşeğinde olsun, canları çıkıncaya kadar bunların tam bir yaşama hakları vardır. Böyle bir insanı öldürenle sağlıklı bir kişiyi öldüren arasında fark yoktur.
Hayat sıkıntılarla doludur. Hayatından büsbütün ümit kesilmiş nice hastaların iyileşip aramızda yaşamaya devam ettiğini her zaman görmekteyiz. Hastalık, darlık ve acı olaylar insanlar içindir. Bunlara karşı sabretmek ve ümidi yitirmemek gerekir. Ayette şöyle buyrulmuştur: Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara 2/153)
İntihar etmek haram olduğu gibi bir başkasının kendini öldürülmesini istemek ve böyle bir isteği yerine getirmek de haramdır.
Ezanı duyduğumuzda onu tekrar etmediğimizde günaha düşer miyiz?
Ezan okunurken ezanı duyan Müslümanın bu ezanı tekrar etmesi dinen müstehap olan bir davranıştır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: Ezanı duyduğunuzda aynısını tekrar edin.
Ancak kişi meşgul ise ya da tekrar etme imkanı ve ortamı yoksa ezanı tekrar etmemesinde bir sakınca yoktur. Buna göre ezana icabet etmek güzel bir davranış olmakla beraber, kişinin bir işi varsa, ya da bir işle iştigal etmesi gerekiyorsa onu da yapmasında dinen bir sakınca yoktur.
Bir abdestle en fazla kaç vakit namaz kılabiliriz?
Abdest, namazın ön şartıdır. Abdest bozulmadığı müddetçe onunla kılınacak namaz konusunda herhangi bir sayı sınırlaması yoktur. Kişi abdestli olduktan sonra kılabildiği kadar bir abdestle namaz kılabilir. Ancak kişi sıkışıksa o abdestle namaz kılması mekruhtur. Kendini namaza daha çok verebilmesi için abdestini tazelemelidir.
Kuran-ı Kerim bulunan mekanda uyumak caiz mi?
Kuran-ı Kerîmi yatak odamızda bulundurulabileceğimiz gibi evin diğer yerlerinde de bulundurabiliriz. Yeter ki Kuran-ı Kerim, hürmetsizlik manasına gelen bir seviyede bırakılmış olmasın.
Nitekim göğüs hizasından yukarı yerde bulunan Kuran hürmet makamında bulundurulmuş olacağından o yerde yatmak günah olmaz. Uygun olmayan göğüs hizasından aşağı yerde bırakılması halidir. Ayrıca evin üst katında insan bulunması, alt katında Kuran bulundurulmasına da engel olmaz.
Şüphesiz Kuran-ı Kerîm bizim yüce kitabımız, mukaddes değerimizdir. Ona karşı ne kadar hürmette bulunup, saygılı olsak azdır. Öyle ki ecdadımız Kuranın bir çanta içinde asılı bulunduğu odada ayakta beklemiş, hürmet ve tazimde örnek olmuştur. Bizler öyle ecdadın devamı olduğumuzu benzeri bir hürmet ve saygıyla ispat etmemiz gerekir.
Günün Ayeti
Ey iman edenler! Zorluklara ve sıkıntılara sabırla katlanın ve birbirinizle bu sabırda yarışın. (Âl i İmrân: 3/200)
Günün Hadisi
Hiç bir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lütufta bulunulmamıştır.
Buhârî, Zekât 50
Günün Sözü
En iyi eğitimli kişi, yaşadığı hayatı en iyi anlayandır.
Hellen Keller
Günün Duası
Allahım dünyada da ahirete de korktuklarımızdan emin umduklarımıza nail eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Beytullah Ne Demektir?
Müslümanların namaz kılarken yöneldikleri Kâbe'nin diğer bir adıdır.
Günün Nüktesi
Siz de mi ağlıyorsunuz?
Hz. Enesden rivayet edildiğine göre, Hz. Peygamber ruhunu teslim etmek üzere olan oğlu İbrahimin yanına girince gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı.
Bunun üzerine Abdurrahman İbni Avf:
Ey Allahın Resûlü! Siz de mi ağlıyorsunuz? diye sordu.
Hz. Peygamber ona:
Ey İbni Avf! Bu gördüğün gözyaşları rahmet ve şefkat eseridir cevabını verdi. Sonra şunları ilave etti:
Göz yaşarır, kalp hüzünlenir. Biz ancak Rabbimizin razı olacağı sözleri söyleriz. Ey İbrahim! Seni kaybetmekten dolayı gerçekten üzgünüz.
Buhârî, Cenâiz 43