Sayfa Yükleniyor...
Vefat eden kimse daha hayattayken birilerine bir malını hibe etmişse ve bu mal teslim alınmışsa artık o mal vefat eden kişinin malı olmaktan çıkmıştır. Böyle olunca da bu kimse vefat ettiğinde hibe ettiği bu mal onun mirasına dahil edilmez.
İslam coğrafyası dışındaki bölgelere de peygamberler gönderilmiş midir?
Kur'anı-ı Kerime göre her ümmet ve kavme peygamber gönderilmiştir. Nitekim evrensel mesaj Kur'an-ı Kerim mealen bunu şöyle ifade etmektedir: "Biz peygamber göndermediğimiz kavme azap edecek değiliz"
Bir başka ayette de "Hiçbir ümmet, millet yoktur ki, onlara korkutucu peygamber gelmiş olmasın" buyrulmaktadır.
Buna göre Allah'u Teala ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdemden başlayıp Hz. Peygamber ile biten peygamberler zümresini bütün ümmetlere ulaştırmıştır.
Yani sadece Orta Doğuda yaşayan insanlara değil yeryüzünün bütün kıta ve coğrafyasına peygamber göndermiştir. Ancak insanlığın ilk yerleşim alanı olduğu için en çok Orta Doğuya gönderilmişlerdir.
Borç verip borçtan kâr payı almak caiz midir?
Borç verip bu borçtan dolayı bir gelir elde etmek faizdir. Çünkü verilen para borç verilmiştir. Borç da bir menfaat celbetmemelidir. Şayet borçtan bir menfaat sağlansa dinen bu uygun değildir. Nitekim sevgili Peygamberimiz bu hususta bir hadisinde mealen şöyle buyurmaktadır: Menfaat celbeden her borç faizdir.
Ancak verilen para borç değil de kar zarar karşılığında çalıştırılmak üzere verilmişse ve bu paradan bir kar elde edilmişse bu paradan gelen geliri almada bir sakınca yoktur. Tabi aynı şekilde bu para çalıştırılırken zarar olmuşsa onu da paylaşmak gerekir.
Allaha baba demek caiz mi?
Allah, hiç bir şeye benzemez benzemediği gibi hiç kimseye de muhtaç değildir. Dinimizde en büyük günah Allaha şirk koşmaktır. Allaha da baba demek bir şirktir. Çünkü baba bilindiği gibi karısı ve çocukları olan kişiye denir. Bu anlamda yüce yaratıcıya baba demek, küfürdür. Kuran-ı Kerimde bu hususta şöyle buyrulmaktadır: "Rabbinizin yüceliği her yücelikten üstündür. O, karı da çocuk da edinmemiştir."
Böyle bir söz söyleyen veya inanan kimse derhal bundan vazgeçmeli, iki şahadeti getirerek İslama dönmeli ve tövbe etmelidir.
Mezar taşına resim koymak caiz mi?
Dini anlamda mezar üzerine resim koymanın mezar içindeki insana hiçbir faydası yoktur. Faydası olmadığı gibi Hz. Peygamber döneminde görülmüş bir uygulama da değildir. İslam inancında mezarların mütevazı olması tavsiye edilir.
Bu nedenle mezar taşına aşırı övgü sözleri, resimler ve benzeri işleri koymak doğru değildir.
Günün Ayeti
Kör ile gören bir olmaz, iman edip salih ameller işleyen kimseler ile kötülük yapan da bir değildir.
Günün Hadisi
İyiliği tavsiye etmek sadakadır, kötülükten sakındırmak sadakadır.
Günün Sözü
"İstediğin bir şey; olursa bir hayır, olmazsa bin hayır ara "
Günün Duası
Allahım hesabını veremeyeceğimiz hiçbir malı, makamı, sözü ve fiili bize nasip etme.
Bunları biliyor muyuz?
Ahkam Nedir?
Kuran ve Sünnetin içerdiği dinî hükümlerdir.
Günün Nüktesi
Dua Aynı Dua Ama
Muhyiddîn-i Arabîden nakledilir:
Fakirin biri, bir ağaç dibinde gölgelenmekte olan Hz. Ali'ye gelir, ihtiyaçlarını arz eder:
- Çoluk-çocuk sıkıntı içindeyim, ne olur bana biraz yardımda bulunun, der.
Hz. Ali hemen yerden bir avuç kum alır, üzerine okumaya başlar. Sonra da avucunu açar ki, kum tanecikleri altın külçeleri hâline gelmiş...
-Al, der fakire. İhtiyacını karşıla!
Fakirin gözleri yerlerinden fırlayacak gibi olur:
- Allah aşkına söyle ne okudun da kum tanecikleri altın oluverdi? der. Hz. Ali anlatır:
- Kur'ân-ı Kerîm, Fâtiha sûresine gizlenmiştir. Bende Kur'an-ı Kerîm'i okudum, yani Fâtiha sûresini okudum bu kumlara...
Bunu öğrenen fakir durur mu? O da bir avuç kum alır ve başlar okumaya. Okur, okur, okur... Ama kumlarda bir değişiklik yoktur. Altın filan olmuyor, aynen duruyor. Tekrar gelir ve Hz. Aliye:
- Ben de okudum, ama birşey değişmiyor; kumlar altın olmuyor, der. Hz. Ali boynunu büker, mahcup bir edâ ile cevap verir:
- Ne yapayım, der. Duâ aynı duâ; ama, okuyan ağız aynı değildir! Duâ tamam; lâkin, okuyanın ihlâsı ve teveccühü tamam değildir!