Hicret takvimi neye göre hazırlanmaktadır?


  • Oluşturulma Tarihi : 24.08.2020 07:39
  • Güncelleme Tarihi :
Hicret takvimi neye göre hazırlanmaktadır? yazının resmi

Hicri takvim, Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicretini tarih başlangıcı, muharrem ayının birinci gününü de yılın başı olarak kabul eden bir takvim sistemidir. Hicri yıl, ayın dünya etrafındaki dolaşımını esas aldığından 354 gündür ve Miladi yıldan 11 gün daha azdır. 

İnsanlığın tarih boyunca önemli olayları başlangıç noktası kabul etme geleneği vardır. Nuh tufanı, Hz. İsa’nın doğumu, fil olayı gibi. Bu ve benzeri önemli olaylar başlangıç kabul edilip bu tarihlerden şu kadar önce veya şu kadar sonra diye diğer olayların zaman tespiti yapılır. 

Hicretin 17. yılında, Halife Hz. Ömer döneminde sahabenin ileri gelenleri toplandı. Bu toplantıda Hz. Ali’nin teklifiyle 622 yılındaki Hz. Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicreti, Müslümanlar için tarih başlangıcı kabul edildi. İlk hicret eden kafile, muharrem ayında hicret ettiğinden dolayı da bu yılın ilk ayı olarak muharrem ayı kabul edildi.

 Haram aylara neden bu isim verilmiş?

 Allah Kur’an-ı Kerim’de Tövbe Suresinin 36.ve 37. ayetlerinde haram aylardan bahsetmektedir. Bu ayetleri yorumlayan İslam âlimleri haram aylar: “Muharrem, Recep, Zilkade ve Zilhicce aylarıdır demişlerdir.  

Haram aylar, hürmete lâyık aylar olduğundan bu ismi almışlardır. Cahiliye devrinde Araplar arasında iç savaşlar eksik olmazdı. Yalnız haram aylarda savaş yapılmazdı. Bu aylarda panayırlar kurulur, şiir yarışmaları yapılır; Yahudiler, Hıristiyanlar ve puta tapıcılar dinlerini yayarlardı. Eğer bu barış aylarında savaş olursa, yasak çiğnendiği için “Ficâr savaşı” denirdi. 

Haram aylar, Arapların Hz. İbrahim’den beri kullandıkları, kameri aylardandır. Yani ayın hareketine göre düzenlenen takvimin aylarındandır. Hicret, İslâm tarihinde bir dönüm noktası olduğu için hicretin yapıldığı ay olan Muharrem ayı Hz. Ömer zamanında takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Böylece hicretin yapıldığı yıl birinci yıl olmak üzere hicri kameri yıl ortaya çıkmıştır. 

 Bir duadan ya da hayırlı işten sonra el fatiha denilince fatihayı okumak zorunda mıyız?

Herhangi bir hayırlı amelden sonra veya cenaze, mevlit, dua gibi merasimlerin bitiminde el fatiha denilerek bu ameli salih tamamlanır. El fatiha demek fatiha okumaya bir çağrı bir davettir.

Bu çağrıya icabet etmek güzel ve sevap olmakla birlikte farz değildir. Yani okumasak günahımız olmaz. Ancak okuyan kişi sevap kazanır. Okumayan da bu sevaptan mahrum kalır, ancak günah işlemiş olmaz

Buluğ çağına ermeyen bir çocuğun yaptığı ibadetlerin sevabı anne ve babasına mı gider yoksa kendisine mi? 

Çocuğuna iyi bir dini eğitim ve terbiye veren kimse çocuklarının yaptığı ibadetlerden(yetişkin olsalar da) hissedardır. Ayrıca buluğ çağına girmeden ibadet etmeye başlayan çocuk bunun mükafatını ahirette alacaktır. 

Bu şekilde ölen bir çocuk cennette yetişkin gibi muamele görüp cennetin nimetlerinden istifade edecektir. Buluğa girmeden vefat eden çocuk ibadet etmiyorsa cennete girmekle beraber cennette çocuk olarak kalacaktır. 

Günün Ayeti

“Kim Allah’a ve Rasûlüne isyan ederse hiç şüphesiz onun için cehennem ateşi vardır. Onlar orada ebediyyen kalacaklardır.” 

(el-Cin, 72/23)

 Günün Hadis

Dilencilik kapısını kendisine açmayan kimseye, Allah fakirlik kapısını açmaz.”

Tirmizi, “Zühd”, 17.

Günün Sözü
Manevi dünyanız zengin olsun. Sonra maddi zenginlik gelir.
Sakıp Sabancı

Günün Duası
Allah’ım bugün beni ve sevdiklerimi günahların küçüğünden de büyüğünden de uzak tut.

Bunları biliyor muyuz?

Resul kime denir?  

Allah tarafından yeni bir kitap ve yeni bir şeriat ile bir topluma veya bütün insanlığa gönderilen kimsedir.  

 Günün Nüktesi

Ahiret için çalışıyorduk…

Hâmid-i Aksarâyi Hazretleri, bir gün ziraatla uğraşan talebelerinden birine bir miktar tohum verdi ve 

“Bu tohumların yarısını, tarlanızın bir kısmına sizin için, yarısını da tarlanızın bir kısmına bizim için ekiniz” buyurdular. 

Talebe tohumları ekti. 

Ekinlerin yetiştiği mevsimde tarlaya gittiler. Talebenin tarlasında fevkalâde güzel yetişmiş bir ekin vardı. Diğerinde hiç ekin bitmemişti. 

Hâmid-i Velî, talebesine dönerek; 

“Bu tarladan hangisi bizim, hangisi sizindir?” buyurunca, talebe son derece utandı ve kendi tarlasını göstererek; “Bu tarla sizindir efendim” dedi. 

O da, ekinlere bakarak; “Biz âhiret için çalışıyorduk. Acaba hangi günahımızdan dolayı dünyamız mamur olmaya başladı?” deyip, üzüntüsünü dile getirdi. 

Hocasının müteessir olduğunu gören talebe, hakikati söyleyerek üzüntüsünü giderdi.
 

Hicret takvimi neye göre hazırlanmaktadır?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık