Allah, Kur’an-ı Kerim’de mealen; “Ben insanları ve cinleri ibadet etmeleri için yarattım” (Zâriyat, 51/56) buyurur. Bu ayetten de anlaşıldığı gibi insanın görevi rabbine kulluk etmektir. Bu kulluğunu da sadece ona yapmakla mükellef olduğu gibi aynı şekilde, “Ameller niyetlere göredir.” (Buharî, “İman”, 41.) Hadisine binaen de ibadeti sadece onun rızası için yapmalıdır. Buna göre ibadetler Allah rızası için yapılmalı, bu gaye ile yapılan ibadet Allah’ın rızasını kazandırdığı gibi aynı zaman da cenneti de kazandırır. Bunun yanında her mümin cennete gitme ve cehennemden uzaklaşma ister. Bunun için de ibadetlerini yapar. Ancak ibadetlerini cehennemden uzaklaşma ve cennete gitme isteği ile yaparsa ibadetlerin hikmet ve gayesini anlamamış olur. Onun için ibadetlerimizdeki gaye Allah’ın rızası olmalıdır. O rıza ki zaten cenneti kazandıracaktır.
Alkol içerikli maddeler abdest ve namaza zarar verir mi?
Alkolü içmek bütün mezheplerde haramdır. Ama onunla temizlik yapma hususu ise mezhepler arasında tartışmalıdır. Elbiseye dökülen ya da yüze sürülen kolonya konusu da bunlardan biridir. Hanefi mezhebine göre kolonya ve benzeri temizlik maddelerini içmek, içki içmek gibi yasak ve haramdır. Çünkü içinde alkol vardır. Ama bunları temizlikte kullanmak caizdir. (Tıraştan sonra yüze kolonya sürmek, kolonyalı ıslak mendil kullanmak gibi). Aynı şekilde ele yüze sürülen veya elbiseye dökülen kolonya veya sürülen parfümle namaz kılmak caizdir. Çünkü necis ve pis sayılmaz. Namaz kılınması halinde de bu namaz geçerlidir. Şafii mezhebine göre ise kolonya ve benzeri maddeler içinde alkol barındırdığından necistir. Yani pistir. Kolonya ve benzeri maddeler necis olduklarından onları içmek haram olduğu gibi onları temizlik ya da başka bir gaye için de olsa kullanmak caiz değildir. Dolayısıyla Şafii mezhebine göre ele yüze ya da elbiseye dökülen kolonya, parfüm ve benzeri maddeler ile namaz kılmak caiz değildir. Kılınması halinde namaz geçersizdir. Bu namazı yeniden kılmak gerekir.
Bulduğumuz eşyayı kullanmamız dinen caiz mi?
Başkalarının rızası olmadan mallarını ellerinden almak caiz olmadığı gibi, kaybettikleri mal ya da eşyayı alıp sahiplenmek de caiz değildir. Bir kimse bir yerde bir miktar para veya eşya bulsa onu sahibine vermek üzere alabilir. Ancak kendine mal edinmek üzere alması başkasının malını gasp etmek hükmündedir. Buluntu eşya konusunda takip edilecek yöntem şöyledir: Bulunduğu yerde bırakıldığı takdirde telef olmasından korkulan bir şeyi sahibine vermek üzere almak vacip; telef olmayacak şeyleri almak ise mubahtır. Bir kimse bulduğu bir şeyi alırken, onu sahibine teslim etmek üzere aldığına çevresindekileri şahit tutar. Bulunan eşyanın sahibi çıkar ve onun kendisine ait olduğunu ispat ederse eşyayı ona teslim eder. Buluntu eşya, onu sahibine vermek üzere alanın yanında emanet durumundadır. Bir kusuru olmaksızın bu mal kaybolsa veya telef olsa, sahibi çıktığında bedelini ona ödemekle yükümlü olmaz. Buluntu eşyayı elinde bulunduran kimse bunu malın değerine göre uygun görülen bir süre ilan eder ve bekler. Sahibi çıkmazsa o malı yoksul kimselere sahibi adına tasadduk eder.
Günün Ayeti
“Sizi emziren analarınız, süt kardeşleriniz size haram kılındı.”
(Nisa, 4/23)
Günün Hadisi
“En hayırlınız, kendisinden hayır umulan ve şerri dokunmayacağı hususunda emin olunandır; en şerliniz de kendisinden hayır ümit edilmeyen ve şerrinden de emin olunmaya kimsedir.”
Tirmizî, “Fiten”, 76.
Günün Sözü
Günah ve dünya sevgisiyle hastalanan kalblerinizi, dünyadan soğuyarak ve günahları terkederek tedâvi ediniz.
Ahmed bin Ebü’l-Havârî
Günün Duası
Ya rabbi bugün beni günah işlemekten koru.
Bunları biliyor muyuz?
Caiz Nedir?
Yapılması dinen yasak olmayan şey demektir.
Günün Nüktesi
Evlerimizin Sınırı…
Küfe’li biri, bir gün Hz Ali’ye gelir ve yeni satın aldığı evin akdini (tapusunu) daha bereketli olur inancıyla eli ile yazmasını ister. Hz. Ali kâğıt kalem ister, kâğıt kalem gelir ve Hz. Ali akdi şöyle yazar:
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla, Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur. Salât ve selâm Rasulullaha ve âli’ne ve ashabına olsun.
Bütün bunlardan sonra derim ki: Bir ölü bir ölü’den bir ev satın almıştır. Bu ev günahkârlar mahallesinde, gafiller sokağında bulunmaktadır, evin dört cephesi ve dört hududu vardır.
Bir tarafı ölüme, bir tarafı kabre, bir tarafı sırat köprüsüne, dördüncü tarafı da ya cennete ya da cehennem’e bakıyor.
Bunu duyan yeni ev sahibi Hz. Aliye şöyle dedi:
Bu yeni aldığım ev ‘in komşuları ve hududu bunlarsa, şahit ol ya Ali bu evi ben fakirlere vakfediyorum.