Sayfa Yükleniyor...
Adak, bir kimsenin dinen yükümlü olmadığı ibadet cinsinden bir şeyi kendisine vacip kılmasını ifade eder. Kur'an-ı Kerim'in değişik yerlerinde verilen sözün tutulması emredilir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılmaktadır.
Hz. Peygamber de hadislerinde Allah'a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş Allah'a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir.
Buna göre İslam fıkhında bir ilke olarak haram olan bir adak yerine getirilemez. İçki içme adağı gibi, zina yapma, hırsızlık yapma gibi... ama Allah'a isyan ve masiyet olmadığı sürece yapılan adak yerine getirilmelidir.
Küs olduğumuz birisi bize selam verdiğinde ona karşılık vermek zorunda mıyız?
Dinimizce selam vermek sünnet onu cevaplandırmak ise farzdır. Bir topluma selam verildiği zaman o toplumdan sadece bir kişi bu selama karşılık vermesi bu farzı yerine getirmek için yeterlidir. Şayet cevap verilmese o toplumda oturan her Müslüman günahkâr olmuş olur.
Selamı o toplumun içinde oturan bir kimsenin ismini zikrederek verme durumunda ise ismi geçen kimse bu selama karşılık verme zorunda diğerleri için bir şey söz konusu değildir.
Selam, benden sana bir zarar gelmez, anlamına geldiğine göre her Müslüman bu güzel uygulamayı günlük hayatında yaşaması ve yaşatması lazım. Selam verdiği gibi verilen selama da karşılık vermesi gerekir. Çünkü Kur'an-ı Kerim de Allah'ü Teale mealen şöyle buyurmaktadır: Size bir selam verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin. (Nisa 86)
Dolayısıyla bize selam verildikten sonra kim olursa olsun selam verenin selamına karşılık vermek farzdır. Selama karşılık vermemek ise bir günahtır.
İkindi namazından sonra yatılmaz sözünün dini bir dayanağı var mı?
Kuran-ı Kerimde uykunun bir dinlenme ve istirahat vasıtası olduğu Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü de dağılıp çalışma (zamanı) yapan Odur. (Furkan, 25/47) Uykunuzu bir dinlenme kıldık (Nebe, 78/9) ayetlerinde ifade edilir.
Bazı adap ve meviza kitaplarında da, ikindiden sonra uyumanın hoş bir tutum olmadığına dair şu şekilde ifadelere rastlanmaktadır: Gündüzün ilk kısmında uyumak ahmaklık, ortasında uyumak Peygamberlerin ahlakı, sonunda uyumak ise yıpranmaktır. (Muhammed b. Ebu Bekir, Şiratül-İslam, 502).
Ancak bunun ilmi bir değeri yoktur. Günümüzde yapılan araştırmalarda, insanların geceleri uyumalarının, gündüz uykularına göre vücudun biyolojik ritmine (ciradien ritm) daha uygun olduğu ifade edilmektedir. Aynı zamanda örfen gündüzün iş ve çalışma zamanı kabul edildiği bilinen bir durumdur.
Durum böyle olmakla birlikte, günümüzde çeşitli sebeplerle (iş, vardiya vb. ) geceleri çalışıp gündüzleri uyuyan kimseler vardır. Bu kişilerin günlük ibadetlerini aksatmadan ve sosyal görevlerini de ihmal etmeden gündüz uyumalarında bir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
Allah zalimleri hidayete ve doğru yola iletmez.
Günün Hadisi
Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır.
Günün Sözü
Geçmişin tehlikesi esir olmaktı, geleceğinki ise robot.
(E. Fromm)
Günün Duası
Allahım insanlara ve bütün varlıklara karşı şefkatli ve merhametli olmayı bana nasip et.
Bunları biliyor muyuz?
Darul- Ukba Nedir?
Dünyada iken yapılan işlerin karşılığının görüleceği ahrettir.
Günün Nüktesi
Duaların Kabulü Adına Bir Dua
Hz. Sad b. Ebî Vakkas Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Balığın karnında iken Hz. Zünnûnun yaptığı dua ile dua eden hiçbir Müslüman yoktur ki Allah ona icabet etmiş olmasın.
O dua şu idi:
Ya Rabbi! Senden başka hiçbir ilah yoktur.
Sübhansın, bütün noksanlardan münezzeh ve yücesin!
Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Merhamet ve affını bekliyorum Rabbim!