İddia'dan kazanılan para diğer iştirakçilerin kaybettiği bir para olduğuna göre yani bir çeşit kumar olduğuna göre helal olduğunu söylememiz mümkün değildir. Zira iddia kumarın unsurlarını bünyesinde taşımaktadır.
Her kumarda olduğu gibi taraflardan biri veya birkaçı kârlı çıkmakta, diğerleri ise zarara uğramaktadır. Bu da İslami açıdan caiz değildir.
Buna göre iddia oynamak diğer kumar çeşitleri gibi haramdır. Bundan kazanılan para da haram para olur.
Cenaze yıkanıp kefenlendikten sonra yüzünün açılarak yakınlarına veya dostlarına son kez göstermede, dokunmada ya da onu öpmelerinde bir sakınca yoktur. Nitekim Hz. Peygamber’in oğlu İbrahim vefat ettiğinde böyle yaptığı bilinmektedir.
Aynı şekilde Hz. Peygamber Efendimiz vefat ettiğinde Hz. Ebû Bekir’in de onun yüzünden örtüyü kaldırdığı, sonra da üzerine kapanıp, iki kaşının arasını hürmetle öptüğü ve ağlamağa başladığı hadis kaynaklarında nakledilmektedir (Ebû Dâvud, “Cenaiz”, 3163).
Ancak vefat eden kişi kadın ise, kadın cenazenin yüzüne mahremi olan erkeklerle, kadınların bakmaları caizdir. Fakat mahremi olmayan erkeklerin herhangi bir zaruret bulunmadıkça kadın cenazenin yüzünü açıp mekruhtur.
Bütün hayırlı işlerimizi sağ elle yapmamız efendimizin tavsiyesi ve sünnetidir. Ancak sol elle de hayırlı işlerimizi yapmamızda bir sakınca yoktur.
Buna göre sağ elle tespih çekmek sünnet ve doğru olan olmakla beraber sol elle de tespih çekmede bir sakınca yoktur.
Kul hakkı kâfirlik değildir. Her Müslüman günahkar da olsa cehenneme girse bile cezasını çektikten sonra cennete girer. Cennete yalnız İslam’a inanmayanlar giremez. Ne kadar çok günahkâr olursa olsun, Müslüman, günahlarının cezasını çektikten sonra muhakkak Cennete girer. Kul bu dünyada da ahiret gününde de hakkını helal etmese Allah ahiret gününde kul hakkı suçunu işleyenin sevaplarından alır hakkı olana verir. Sevap yoksa hakkı olanın günahlarını alır hak gasbedene yazar. Ancak Allah, kul hakkını kul affetmedikçe affetmez.
Nitekim bu hususta sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyurmaktadır: “Peygamber, “Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekâtla gelir. Aynı zamanda şuna sövmüş, buna iftira etmiş, şunun malını yemiş, bunun kanını dökmüş ve şunu dövmüş bir hâlde gelir. Bunun üzerine iyiliklerinin sevabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yüklenir. Sonra da cehenneme atılır.” (Müslim, “Birr”, 59)
Kişi bir kul hakkı yemişse kul hakkını hemen ödemeli, hak sahibi ile helalleşmeli. Kul borcu ile ölürse ahiret gününde hak sahibi onu affetmese cezasını çeker. Daha sonra tekrar cennete girer. Dolayısıyla kul hakkı ağır bir haktır. Kişi hakkını affetmese cehenneme gitmeye sebep olabilir. Ama cehenneme gidilse bile günahın cezası çekildikten sonra müslümansa cennete girecektir. Tabi cehennemin o şiddetli azabını da göz önünde bulundurmak lazım ve ona göre kul hakkına riayet etmemiz gerekir.
Günün Ayeti
Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.
Araf, 7/204.
Günün Hadisi
Dua, inen ve henüz inmeyen her çeşit (musibet) için faydalıdır. Kazayı sadece dua geri çevirir. Öyle ise sizlere dua etmek gerekir.
(Tirmizi, Da'avat 112)
Günün Sözü
Kaç dil bildiği önemli değil. Gönül dili bilmektir insanı değerli kılan.
(Mevlânâ)
Günün Duası
Allah'ım bizi ödeyemeyeceğimiz borçtan taşıyamayacağımız kederden, tahammül demeyeceğimiz acıdan muhafaza eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Beldeyi Tayyibe Nedir?
Hz. Peygamber’in hicret yurdu olarak seçtiği ve hicretten sonraki ömrünü geçirdiği güzel şehir anlamında Medine şehridir.
Günün Nüktesi
Allah’ın Kulunu Sevmesi…
Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrâil’e:
“Allah filanı seviyor, onu sen de sev!” diye emreder.
Cebrâil de o kulu sever, sonra gök halkına:
– Allah filanı gerçekten seviyor; onu siz de seviniz! diye hitâbeder.
Göktekiler de o kimseyi severler.
Sonra da yeryüzündekilerin gönlünde o kimseye karşı bir sevgi uyanır.
Allah Teâlâ bir kula buğzettiği zaman da Cebrâil’e:
– “Ben, filanı sevmiyorum, onu sen de sevme!” diye emreder. Cebrâil de onu sevmez. Sonra Cebrâil gök halkına:
– Allah filan kişiyi sevmiyor, onu siz de sevmeyin, der. Göktekiler de o kimseyi sevmezler. Sonra da yeryüzündekilerde o kimseye karşı bir kin ve nefret uyanır.
Buhârî, “Bedü’l-halk”, 6.