İman işlenen günahtan bir zarar görür mü?


  • Oluşturulma Tarihi : 10.10.2023 05:29
  • Güncelleme Tarihi :
İman işlenen günahtan bir zarar görür mü? yazının resmi

Bu durumda, iman gerçekleşmediğinden, artması ve eksilmesi söz konusu değildir. Ancak güçlü ve zayıf olmak açısından farklılık gösterir; kiminin imanı kuvvetli, kiminin zayıftır. İmanda bu çeşit farklılığın bulunduğuna Kur’an-ı Kerim’de işaret edilmiştir: “Herhangi bir sure indirildiğinde, içlerinden (alaylı bir şekilde) ‘bu hanginizin imanını artırdı?’ diyenler olur. İman etmiş olanlara gelince, inen sure onların imanını artırmıştır.” (Tevbe 9/124); “O, inananların imanlarını kat kat artırmaları için kalplerine huzur ve güven indirendir.” (Fetih 48/4); “Allah’ın ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların (mü’minlerin) imanlarını artırır.” (Enfal 8/2) Buna göre kişi günah işleye işleye imanını zayıflatmaktadır. Aynı şekilde kişi hayır işleye işleye ibadet ede ede de imanı artar.

Gayr-i Müslimler için istiğfar edilir mi?

İslam inancına göre inanmayan veya şirk koşan kimseler için istiğfar edilmez. Çünkü Kur’an-ı Kerim’de bu yasaklanmıştır. Dinen onlara istiğfar edilemez ancak onlar için hayatta iseler doğru yolu bulmaları adına temennide bulunabilir. Nitekim sevgili peygamberimiz kendisine kötülük ve zulüm eden müşrikler için ‘Allah’ım kavmimi doğru yola eriştir. Çünkü onlar gerçeği bilmiyorlar’ (Müslim, “Cihad”, 104.) şeklinde dua etmiştir.

Borç verilen altın değer kaybetmişse kişi kaybını alabilir mi?

Kişi altın borç vermişse borcunu geri aldığında ister altının fiyatı düşsün ister artsın fark etmeksizin ki ne kadar gram altın vermiş ise o kadar gram alabilir. Aradan geçen zamanda altının fiyatında bir değişim olsa da verdiğinden fazla ya da eksik alamaz. Böyle bir durumda fazla bir şey isterse faiz olur. Ancak borç geri ödenirken borcu alan kimse gönlünden fazla verirse bunda da bir sakınca yoktur.

Kocasından boşanan bir kadının bir başkası ile evlenebilmesi için beklemesi gereken bir süre var mı?

Boşanma, kocanın ölmesi gibi bir sebeple evliliğin sona ermesi durumunda kadının yeni bir evlilik yapabilmesi için beklemesi gereken bir süre vardır. Buna da iddet denir. Nikah kıyıldıktan sonra boşama ya da kocanın ölümü olması halinde zifaf olsun olmasın kadının bu süreyi beklemesi gerekir. Çünkü bu iddet, kadının önceki kocasından hamile olup olmadığının anlaşılması içindir. Aynı zamanda ölüm iddetinde kadının ölen kocasına hürmet ve saygı babından belli bir zaman diliminde evlenmeden beklemesi gerekir. İddet, esas olarak kadının hamile olup olmadığının ortaya çıkması amacına yönelik bir bekleme olmakla birlikte sadece bu amaçla sınırlandırılması da doğru değildir. Ölüm iddetinde kadının ölmüş kocasının hatırasına saygı ve yuvaya bağlılık simgesi olarak, boşanma iddetinde ise toplumun kötü zanda bulunmasını engellemeye, dolayısıyla kadının saygınlığının devamını sağlamaya yönelik bir önlem olarak değerlendirmek gerekir. Ölüm iddeti, kocası ölen kadın hamile ise çocuğunu doğurana kadardır. Şayet hamile değilse beklemesi gereken süre dört ay on gündür.

Günün Ayeti

Bir gün ki nice yüzler ağaracak, nice yüzler de kararacaktır; yüzleri kararanlara, “İman ettikten sonra kafir mi oldunuz? Öyle ise inkar etmiş olmanız yüzünden tadın azabı!” (denir). Al-i İmran, 3/106.

Günün Hadisi

İnsanlardan öyleleri vardır ki hayrın anahtarları, şerrin de kilitleridirler. Öyle insanlar da vardır ki şerrin anahtarları, hayrın kilitleridirler. Ne mutlu Allah’ın hayra anahtar kıldığı kimselere! Yazıklar olsun şerrin anahtarı/öncüsü olanlara! (İbn Mace, “Mukaddime”, 19)

Günün Sözü

Ümidini kaybetmiş olanın başka kaybedecek bir şeyi yoktur. Bois

Günün Duası

Allah’ım bugün organlarımı sana isyan yolunda değil itaat yolunda kullanmamı nasip eyle.

Bunları Biliyor Muyuz?

Cezbe Nedir?  

Allah’ın sevdiği kulunun kalbinden perdeyi kaldırması ve gayreti olmadan onu manevi makamlara çıkarmasıdır. Kul cezbe sırasında Allah’ın dışında her şeyi unutarak kendinden geçer ve kulluğundan habersiz hale gelir, vecd ve istiğrak haline girer.

Günün Nüktesi

Bu Da Geçer…

Osmanlı Padişahlardan Sultan Mahmud, vezirine bana öyle bir şey yapacaksın ki her neşelendiğimde onu görüp hüzünleneceğim, her üzüldüğümde de onu görüp neşeleneceğim der. Vezir, düşünür ve Padişahın yüzüğünü ister ertesi gün padişahın huzuruna çıkar. Yüzüğü uzatır ve şöyle der: “Padişahım yüzüğünüzde, ‘bu da geçer’ yazıyor.” Siz her neşeli olduğunuzda yüzüğünüze bakıp o sevincinizin geçeceğini hatırlayıp üzüleceksiniz. Her üzüldüğünüzde de yüzüğünüze bakıp bu sıkıntınızın geçeceğini hatırlayıp neşeleneceksiniz.

İman işlenen günahtan bir zarar görür mü?
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık