İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 21.12.2014 07:33
  • Güncelleme Tarihi :
İnsan ve Din yazının resmi

İhlas olmadan yapılan ibadetlerin sevabı olur mu?

İhlas, herhangi bir işi veya ibadeti, güzel bir niyetle, saf bir kalple yapmak ve o işe Allah'ın rızasından başka bir niyet karıştırmamak demektir.

İslam inancına göre, yapılan işlerin ve ibadetlerin kıymeti ihlasa bağlıdır. Kişinin ihlası arttıkça amellerinde kıymet ve fazileti artar. Kur'an-ı Kerim'de ihlas ile ilgili bir çok ayet-i kerime mevcut olup ihlasın faziletine işaret etmektedir.

"Ancak tövbe edenler, nefislerini ıslah edenler, Allah'ın kitabına sarılanlar ve dinlerine Allah için candan bağlananlar müstesna..." ayeti de bunlardan sadece bir tanesidir.

Hazret-i Peygamber bir çok hadisinde ihlasın önemine vurgu yapmaktadır:

"Allah vücutlarınıza ve şekillerinize bakmaz. Fakat Allah, kalplerinize bakar.",

“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey verilir. (Niyetine göre ecir ve sevap alır veya cezalanır.) Kimin hicreti Allah ve Resulüne ise, onun hicreti Allah ve Resulüne olur.”

   Bu ayet ve hadislerden de anlaşıldığı gibi ihlas iş ve ibadetlere sevap kazandıran niyettir. Bu ihlas olmadan da yapılan ibadet ve işlerin sevabı olmaz.

Başka bir imkanımız yoksa tuvaletin lavabosunda abdest almamızda bir sakınca var mı?  

   Abdest alınan yerin temiz olması esas olup, necaset mahalli olan pis yerlerde abdest alınması tenzihen mekruhtur. Ancak günümüzde temizlik amacıyla tanzim edilen mekânlarda genellikle banyo, lavabo ve klozetler birlikte yer almaktadır. Bu durumdaki banyolarda, necaset bulunmadığı için abdest almak veya banyo yapmakta sakınca yoktur.

     Banyo, lavabo ve klozetlerin farklı mekânlarda yer aldığı evlerde, abdest almaya müsait bir yer varken, tuvalette abdest alınmaması daha uygun olur.

     Sadece tuvalet amacıyla kullanılan mekânlarda abdest veya gusül abdesti almak zorunlu olduğu durumlarda, üzerine necaset sıçratmamaya özen gösterilmeli ve bunun için gerekli tedbirler alınmalıdır

 Tartışma esnasında kocanın hanımını babasının evine göndermesi nikaha bir zarar verir mi?

Boşama lafızları sarih ve kinaye olmak üzere ikiye ayrılır. Sarih demek: Kişinin açık ve net olarak hanımını boşaması ve sözünün başka anlama gelememesi demektir. “ Seni boşadım” demek gibi.  Kinaye ise: Söylenen sözün iki anlama gelmesi demektir. Yani hem boşamaya hem de başka bir manaya gelmesi demektir. Şayet kinayeli bir sözde koca boşamayı kastetmiş ise nikah düşer boşama geçerli olur. Ama koca sözünde boşamayı kastetmemiş ise o zaman boşama meydan gelmemiş olur.

Dolayısıyla “babanın evine git” sözü de kinayeli bir sözdür. Böyle bir söz boşama için söylenmiş ise, yani ben seni boşadım ben seni istemiyorum onun için babanın evine git anlamında söylenmiş ise bu boşama olmuştur, nikah düşmüştür.  Babanın evine git sözü boşamak niyeti ile söylenmemiş ise o zaman da boşama olmaz nikah yerinde kalır.

 “Şart olsun” sözü yemin sayılır mı?

      Dinen yasaklanmayan ve insanlar tarafından yemin oluşu örf haline gelen her söz, yemin sayılır (Ayni, el-Binaye fi şerhi’l-Hidaye, V, 168).

      “Şart olsun” sözünde de, kullanıldığı yerdeki örfi anlamın ve bu sözü söyleyen kişinin niyetinin önemi büyüktür.

      Yurdumuzun bazı yörelerinde “Şart olsun.” sözü, genellikle “talak” yani “Karım boş olsun.” anlamında kullanılmaktadır. Böyle yerlerde, bir işi yapmak veya yapmamak için “Şart olsun” diyen kişi, sözünde durmazsa eşi kendisinden bir ric’i talak, yani iddet süresi içinde, yeniden nikahlanmaya gerek olmadan; iddet süresi dolduktan sonra ise, yeniden nikahlanarak evliliklerini devam ettirebilecek boşama şekli ile boşanmış sayılır. Diğer iki nikah bağı ile evlilikleri devam eder.

      Bu sözü, eğer bir işi yapmak veya yapmamak konusundaki kararlılığını pekiştirmek için, yemin kastı ile söylemişse, yemin

Günün Ayeti

O geleceğinde hiç şüphe olmayan günde kendilerini bir araya topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese ne kazandıysa tamamen ödendiği vakit halleri nasıl olacaktır?

Günün Hadisi

Müminin silahı sabır ve duadır

Günün Sözü

Suçu bağışlayan asildir, ancak özür dileyen daha asildir.

Alphonse Daudet

 Günün Duası

Ya rabbi malımı felaketime sebep yapma.

 Bunları Biliyor muyuz?

Mevlevilik Nedir?  

Mevlana Celaleddin-i Rumi'ye nispet edilen tarikatın adıdır.

Günün Nüktesi

Dön namazını tekrar kıl…

      Resulullah efendimiz, bir gün mescitte ashabıyla birlikte otururken, ismi Hallad olan, namazı yeni öğrenmiş bir bedevi zat girdi. Rüku ve secdesini tam yapmadığı bir namaz kıldı.

Sonra huzura gelerek selam verdi. Resulullah Efendimiz selamını aldı ve.

- Dön namazını tekrar kıl, buyurdu.

O zat dönerek, önceki kıldığı gibi namazını tekrar kıldı. Resul-i Zişan,

- Dön tekrar kıl; çünkü sen, namaz kılmış olmadın! buyurdu.

Bu hal üç defa tekerrür edince Hallad:

- Ya Resulullah! Seni hak ile gönderen Allah’a yemin olsun ki, ancak bu kadar biliyorum, doğrusunu bana öğretir misin? dedi.

Bunun üzerine Efendimiz:

- Namaz kılmak isteyince güzelce abdest al, kıbleye dön, iftitah tekbirini al, kolayına geldiği kadar Kur’an oku, sonra rükua varıp sükunet buluncaya kadar dur. Sonra başın büsbütün doğruluncaya kadar ayakta kal, sonra secdeye varıp mutmain oluncaya kadar dur, başını kaldırıp hareketsiz kalıncaya kadar otur.

       Bunları bütün namazlarda böylece yaparsan namazın tam olur, bundan neyi eksiltirsen namazı eksiltmiş olursun, buyurdu.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık