İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 06.02.2015 07:41
  • Güncelleme Tarihi :
İnsan ve Din yazının resmi

Ölen kimsenin 52. gününde mevlit okumak dinen gerekli mi?

     İslam dininde, ölen kimse için haftası, kırkı veya elli ikisi diye bir şey yoktur. Aynı şekilde n belli bir gün ya da gece de yoktur. Ancak belli bir gün veya gece olmamakla beraber her zaman vefat eden kimse için Kur’an-ı Kerim okunabilir, dua edilebilir, mevlid okutulabilir.      

     Ancak bütün bu güzel amellerin mutlaka şu veya bu günde olma zorunluluğu yoktur.  Yılın her gün veya gecesinde olabilir. Ancak bu farz ya da zorunluluk anlamında değildir. Müstahaplık ve ölülerimize sevap kazandırma anlamındadır.

Zina nikaha zarar verir mi?

      Bir erkeğin nikahsız olarak bir kadınla birlikte olması zinadır. Aynı şekilde bir bayanın bir erkekle nikahsız birlikte olması  da zina ve haramdır. Zina da büyük günahlardan biridir. Değil o işi yapmak, ona yaklaşmak bile haram kılınmıştır: Allah’u Teala Kur’an-ı Kerim’de bu hususta Maalen şöyle buyurmaktadır: “ Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.” (Nisa, 17/32)

    Erkek nikahlı olmadığı bir kadınla ilişkiye girmekle büyük bir günah işlemiştir ama bu büyük günahın nikahına bir zararı yoktur. Zararı yok diye zinaya yeltenmesi dinen doğru bir fiil değildir. Zira zina İslam’ın büyük günah kabul ettiği günahlardan biridir. Yaptığı bu kötü işten dolayı tövbe etmesi ve Allah'tan bağışlanması için dua etmelidir.

Telkin duası niçin yapılmaktadır?

     Ölmek üzere olan kişinin yanında kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunmasına; cenâze defnedildikten sonra, kabirde sorulması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşmasına telkîn denir.

    Ölmek üzere olan kişinin, sağ tarafına çevrilerek yüzünü kıbleye gelecek şekilde yatırmak müstehaptır. Bu durumda olan kişinin yanında, hatırlatmak amacıyla kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunur. Hz. Peygamber, “ölülerinize (ölüme yaklaşanlara) lâ ilâhe illallah demeyi telkin ediniz” buyurmuştur (Müslim, Cenâiz 1, 2).

    Aynı şekilde Hanefi mezhebine göre cenâze kabre konduktan ve başında Kur’an okuma tamamlandıktan sonra, kalabalık dağılınca, orada kalan bir kimsenin kabrin başında yüksek sesle ve ölüye hitaben iman esaslarını hatırlatmasına da telkîn denir.

    Bu telkin yani imanın esaslarını ölüye hatırlatma kabirde sual melekleri olan Münker ve Nekire cevap vermede ölüye bir kolaylık sağlar temenni edilmektedir.

Müslüman bir kimsenin günah işleme hakkı var mı?

              Zaruret durumunda haram bir fiil Müslüman bir kişi için mubah hatta vacip hale gelebilir. Haramı işleme ruhsatının bulunduğu bazı durumlarda Müslüman bir kişi azimet hükmüne uymakla ve ruhsattan yararlanma arasında serbest bırakılır. Ölüm tehdidi altında kalan kimsenin imanını gizleyip küfrü telâffuz etmesine ruhsat vardır.

Nitekim böyle bir hadise Hazret-i Peygamber döneminde yaşanmış peygamber de buna izin vermiştir. Bu mubah olmakla beraber kişi imanını söyleme de direnirse ve öldürülürse İslam fıkıhçılarına göre şehitlik mertebesine erişir.

              Bazı durumlarda ise ruhsattan yararlanma vacip hale gelir. "Açlık yüzünden ölüm tehlikesiyle karşılaşan kimsenin hayatta kalacak nispetinde haram olan domuz etini yemesi" gibi. Hatta İslam fıkıhçıları bu ruhsatı kullanmayıp bu yüzden ölen kişiyi günahkar olarak öldüğünü söylemişlerdir.

Günün Ayeti

Göğün boşluğunda Allah'ın buyruğuna boyun eğerek uçan kuşlara bakmıyorlar mı? Onları Allah'tan başka tutan kimse yoktur. İnanan millet için bunda dersler vardır.

Günün Hadisi

Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli,  peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir

Günün Sözü

İnsanı olgunlaştıran yaşı değil yaşadıklarıdır.

Günün Duası

Allah’ım geçmişte işlemiş olduğum günahlardan dolayı beni affet.

Bunları biliyor muyuz?

Kefaet nedir?

 Evlenecek çiftler arasında, dinî, iktisâdî ve sosyal seviye bakımından yakınlık ve denklik'in var olması demektir.

Günün Nüktesi

Birlikte Yemek…

Resul-i Ekrem, dostlarıyla birlikte, binek hayvanlarından iner inmez, yüklerini yere koydular, daha sonra bir koyun keserek yemek hazırlamaları için karar aldılar.

Birisi:

— Koyunu ben keserim, dedi.

Diğeri:

- Derisini ben yüzerim, dedi.

Üçüncüsü:

- Etini de ben pişiririm' diye söze katıldı.

Dördüncü

Resul-i Ekrem

- Çölden odunu da, ben toplarım, buyurdu.

Topluluk:

- Ey Allah'ın elçisi, siz zahmet etmeyip sakin bir köşede oturursanız, biz bu işlerin hepsini seve seve yaparız, dediler.

Resul-i Ekrem :

- Evet, yapabileceğinizi biliyorum. Fakat Allah, 'Her hangi bir kulunun, kendi dostları ve arkadaşlarından, özel imtiyazlarla ayrılarak, seçkin bir vaziyette görünmesini sevmez' buyurdu.

Sonra çöle doğru gitti ve çölden çalı çırpı toplayıp getirdi.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık