2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 24.02.2015 06:57
  • Güncelleme Tarihi :

Pişmemiş eti yemek caiz mi?

     Eşyada aslolan ibâhadır. Yani bir şeyin haram olduğuna dair bir delil (ayet ya da hadis) bulunmadıkça onun helal olduğuna hükmedilir. Kur'an-ı Kerim'de yenilmesi haram kılınan şeyler: Leş, akıtılmış kan, domuz eti ve Allah'tan başkası adına kesilmiş hayvanların etleridir. ( Bakara, 2/173; Maide, 5/3; En'am, 6/145 ve Nahl, 16/115)

     Sevgili Peygamberimizin hadislerinde de yırtıcı vahşi kara hayvanları ile yırtıcı kuşların etleri yasaklanmıştır.

      Allah Teala insanlara temiz olan yiyeceklerden yeme emri vermiştir:  “Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz / tayyib olanlarından yiyin, eğer siz yalnız Allah'a kulluk ediyorsanız O'na şükredin.” (Bakara, 2/172.)

       Söz konusu olan bu etler ve etlerin yemek türleri de temiz ve helal bir maddeden yapıldığından yenmesine dinen bir sakınca yoktur.

       Buna göre dinimizde temiz olan şeyler helal, pis olan şeyler ise haramdır. Çiğ et, çiğ köfte, çiğ pastırma gibi şeylerin haram olduğuna dair herhangi bir delil bulunmamaktadır. Bunlar pis de değildir. O halde bunları çiğ de, tam pişmemiş de yemek caizdir.

Yurtdışında ölen kimsenin cenazesini Türkiye’ye getirmek gerekir mi?

       Dinimize göre cenazeyi öldüğü yere defnetmek menduptur. Cenazeyi defnetmeden önce başka yere nakletmek mekruh olmakla beraber caizdir. Definden sonra kabrinden çıkararak nakil ise kesin zaruret olmadıkça mutlak suretle caiz değildir.

      Buna göre yurtdışında ölenlerin, bulundukları yerde bir Müslüman kabristanı varsa, orada defnedilmeleri uygun olur. Şayet Müslüman kabristanı yoksa Hıristiyan mezarlığında Müslümanlar için ayrılmış olan bölüme defnedilmeleri mümkün olduğu gibi, Türkiye'ye nakledilmeleri de caizdir.

     Ama orada gömülmelerinin dini bir sakıncası yoktur. Tabi gömerken Müslümanların kabristanına gömmek gerekir. Ya da gayrı Müslimlerin mezarlarının olmadığı köşede bir yerde gömmelidir.

Boşanma halinde Çocukların nafakalarından sadece baba mı sorumludur?

      Kız olsun erkek olsun, çocukların nafakalarını temin babanın görevidir. Annenin bu konuda bir sorumluluğu yoktur. Babanın yokluğunda çocukları geçindirme görevi babanın babasına, o da yoksa diğer akrabaya düşer.

      Baba küçük çocuklarına, çalışıp kazanacakları çağa gelinceye kadar bakmağa mecburdur. Çocuklar için belirlenecek nafakalar, onların yaşlarına ve babalarının servetine uygun ve yeterli miktarda olmalıdır. Babalarının geliri yeterli ise çocuklar için birer hizmetçi, yetmezse ikişer hizmetçi de tutulabilir.

      Kız evladın, kendine yetecek malı yok ve evli de değilse nafakası babasına aittir. İster bakire olsun isterse iddetini tamamlamış dul olsun, fark etmez. Evladın öğrenim masrafları babaya aittir.

      Çocuk için takdir edilen nafaka anneye verilir. Annenin nafakayı çocuğa harcamadığı tespit edilirse ya nafaka güvenilir bir kişiye verilerek annenin ondan sabah akşam azar azar alması temin edilir veya nafakayı harcama vazifesi annenin dışında birine verilir.

Günün Ayeti

Allah, size evlerinizi güvenlik ve huzur bulacağınız yerler kıldı

Günün Hadisi

"İhtiyar kimsenin kalbi iki şeyin sevgisinde daima gençtir: "Hayat sevgisi, çok mal sevgisi."

Günün Sözü

“Birisine karşılık veremeyeceği bir iyilik yapmadıysan, mükemmel bir gün nedir bilmiyorsun demektir.”

Ruth Smeltzer

Günün Duası

Allah’ım bugün bize verdiğin nimeti ve rızkı bereketli ver

Bunları biliyor muyuz?

Rabıta nedir?

Tasavvufta, müridin, zihni planda, tefekkür ve muhayyile gücünü kullanarak mürşidiyle beraberlik halinde olmasına denir. Mürid şeyhinden feyz almak için bazen kendisini onun şeklinde tahayyül eder

Günün Nüktesi

Zulüm…

Adaletiyle meşhur İranlı hükümdar Nuşerivan ziyafet veriyordu. Ancak yanlarında tuz yoktu. Getirsin diye bir hizmetçi gönderdiler. Nuşerivan:

-Tuzu para ile al, gasp etme ki bedava alma adeti çıkmasın, memleket zulüm ile harap olmasın, dedi.

-Bir tuzdan ne zarar gelir? Diye soranlara Nuşerivan şu cevabı verdi:

-Cihanda zulmün temeli ufacık bir şeydi. Ama her gelen onu büyüttü. Nihayet şimdiki duruma ulaştı.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık