Sayfa Yükleniyor...
Belli bir ücret (komisyon) karşılığında firmalara iş ya da müşteri bulan kişinin kazancı helal midir?
Dinen helal olan bir malın veya hizmetin alım satımında aracı olan kişinin (komisyoncunun), yaptığı hizmetin karşılığında alıcı veya satıcıdan yahut her ikisinden tespit edilen oranda ücret alması caizdir. Ancak hizmetinin karşılığında alacağı ücretin önceden belirlenmesi uygun olur.
Ücretin önceden belirlenmemiş olması halinde ise, mevcut uygulama ve örfe göre hareket edilir.
Buna göre belli bir ücret (komisyon) karşılığında firmalara iş ya da müşteri bulan kişinin elde ettiği gelir dinen helaldir.
Anason, haşhaş, kenevir gibi bitkileri ekmek ve ticaretini yapmak caiz mi?
Yenilmesi, içilmesi veya kullanılması dinen caiz olan bir şeyi satmak da caizdir. Bu sebeple, yasal açıdan değil de, dini açıdan bakıldığında, kendisi aslen haram olmayan ürünleri helal alanlarda kullanmak üzere üretmekte ve ticaretini yapmakta bir sakınca yoktur.
Bu maddeler normal olarak, helal alanlarda iş yapan kişi veya kurumlara satıldığı halde, alıcılar tarafından gizlice ve dolaylı yoldan, haram işlerde kullanılsa bile bundan dolayı üreticinin bir sorumluluğu olmaz. Ancak doğrudan gayri meşru maddelerin üretiminde kullanılmak üzere ve bunu bilerek ilgili kişilere bu ürünleri satmak, bir haramı desteklemek ve yaymak anlamına geleceğinden bu gibi kazanç yollarından sakınmak gerekir.
Allah Teala Kuran-ı Kerimde, İyilikte ve takvada yardımlaşın, ama günahta ve düşmanlıkta yardımlaşmayın. (Maide, 5/2) buyurmaktadır.
Öte yandan herhangi bir ürün, günlük kullanımda nerdeyse tamamen haram bir maddenin üretimi için kullanılmakta ise, bu ürünü üretmek ve ticaretini yapmak, büyük ihtimalle harama destek olacağından dinen sakıncalı olur.
Bazı fıkıh alimleri, uyuşturucu imalatına dönük olarak haşhaş ve benzeri ürünleri üretmenin ve satmanın haram olduğunu belirtmişleridir. Fakat ilaç imalatında kullanılmak üzere yetiştirilip, satılmalarında sakınca yoktur. Söz konusu maddelerin ekiminde devlet tarafından alınan bir karar ve konulan kotalar varsa bunlara riayet etmek gereklidir.
Camideki eski halıları veya diğer kullanılmayan eşyaları satarak caminin diğer ihtiyaçları için kullanmak caiz midir?
Amacına hizmet etme imkanı kalmayan bir vakfın aynı amaca hizmet etmek üzere değiştirilmesi veya satılması Hanefi Mezhebine göre caizdir.
Camilere ait olup da kullanılmayan halı, kilim vb. eşyanın çürümeye terk edilmesi uygun olmaz.
Dolayısı ile antika değeri olmayanlarının, usulüne uygun bir şekilde ihtiyacı olan başka bir cami veya mescide verilmesi; ihtiyacı olan başka bir cami veya mescidin bulunmaması halinde ise, ilgili mevzuat çerçevesinde satılıp parasının caminin diğer ihtiyaçlarına harcanmasında dinen bir sakınca yoktur.
Günün Ayeti
Onlar (müminler), ne ticaret ne de alış-verişin kendilerini Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Nur 37.
Günün Hadisi
Sizden biri içiyle dışıyla Müslüman olursa, yaptığı her bir hayır en az on mislinden, yedi yüz misline kadar sevabıyla yazılır. İşlediği her bir günah da sâdece misliyle yazılır. Bu hâl, Allah'a kavuşuncaya kadar böyle devam eder."
Buharî, İman 31
Günün Sözü
Senin gönlün değişirse dünya değişir.
Şemsi Tebrizi
Günün Duası
Allahım bugün gönlümüzden geçirdiğimizi ve dua da senden dilediğimizi hakkımızda hayırlı ise nasip eyle.
Bunları biliyor muyuz?
Takiyye Nedir?
Kendisine zor kullanılan kimsenin canını, malını ve koruması gerekli varlığını mutlak bir tehlikeden kurtarmak için gerçekte benimsediği görüş ve kanaatin aksini izhar etmesi, karşı tarafla aynı fikirde imiş gibi görünmesidir.
Günün Nüktesi
Evladın Baba Üzerindeki Hakları
Bir adam evladının itaatsizliğinden dolayı şikayet ediyordu. Adam, belki Halife bir çaresini bulur diye oğlunu, Halife Ömerin huzuruna getirdi. Çocuğa, babaya itaatin faziletlerinden bahseden Hz. Ömer:
Babana niçin itaat etmiyorsun? dedi. Çocuk, Hz. Ömeri dikkatle dinledikten sonra:
Ya Ömer! Babanın evlat üzerinde bu kadar hakkı var da, evladın baba üzerinde hiç mi hakkı yok, dedi.
Hz. Ömer:
Olmaz olur mu? Babanın vazifeleri de vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: Doğduğu zaman güzel bir isim koymak, dinini, diyanetini öğretmek, kitabullahı öğretmek, daha sonra, zamanı geldiğinde Müslüman ve iffetli bir hanımla evlendirmek, diye saydılar.
Bunları dinleyen evlât:
Ya Ömer sorar mısınız babama, bunlardan hangi birini bana yapmıştır, dedi.
Hz. Ömer, çocuğun babasına dönüp:
Bu vazifelerini yerine getirdin mi? diye sordu. Adam gayet mahcup bir vaziyette:
Hayır ya Ömer, yerine getirmedim, deyince Halife çok hiddetlendi ve:
Demek ki, oğlun sana değil, sen oğluna isyan etmişsin. Bir de gelmiş oğlum beni dinlemiyor, diyorsun