Sayfa Yükleniyor...
Saçtaki jöle gusül almaya engel olur mu?
Abdest alırken bütün abdest organlarının yıkanması lazım. Abdest organlarından birinin kuru kalması demek abdestin tam olmadığı dolayısıyla sahih olmadığı demektir.
Aynı şekilde gusülde de bütün vücudun kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması lazım. Bu anlamda, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır. Jöle, oje gibi beden üzerinde tabaka oluşturan, suyun bedene ulaşmasına engel olan maddeler, abdest ve gusle engel olur.
Bunların abdest veya gusülden önce giderilmesi gerekir. Zira tırnakta bedene dahildir. Bedene dahil olduğuna göre abdest ve gusülden önce temizlenmesi gerekir.
Jöle bir tabaka oluşturmuyorsa ki genellikle oluşturmaz (ve yıkandığında da akıp gitmektedir) gusle engel değildir.
Kişi kalbine doğan kötü düşüncelerden dolayı günaha girer mi?
Vesvese: şeytanın, kötü bir işin yapılmasını veya iyi bir işin terk edilmesini ya da eksik yapılması için kişiyi kışkırtıp aklını çelmesi ve nefsin kötü arzularına uymasını teşvik etmesidir.
Vesvese kelimesi Kuran-ı Kerim'de dört yerde geçmektedir. Kuran-ı Kerimde Vesvese verenin şerrinden Allah'a sığınılması emredilmiştir.
Kuran, aynı zamanda Şeytanın Hz. Adem ile eşini vesvese yoluyla cennetten indirilmelerine neden olduğunu bildirerek müminlerin bu konuda duyarlı olmalarını istemiştir.
Hz. Peygamber de müminlere vesvese ile hareket etmemelerini tavsiye etmiş, vesvesenin dini ve hukuki bir hüküm doğurmayacağını bildirmiştir.
Dolayısıyla kişi kalbine doğan düşüncelerinden, eyleme dönüştürmedikçe sorumlu değildir. Buna göre kalbe doğan vesvese sebebiyle kişinin dinine zarar gelmez. Kişi vesveseden etkilenmemeli, kendisine iyi şeyler telkin etmeli bundan korunmak için de Felak, Nas İhlas, Ayetel Kürsi gibi ayet ve sureleri okumalıdır.
Ölü doğan bebeğe defnetmeden isim koymak gerekir mi?
Çocuk doğarken canlı doğmuşsa, yani bağırmış yahut hareket etmiş, canlı doğduğuna kanaat getirilmişse, bu çocuk cenaze işlemleri açısından tıpkı büyük insan gibi muamele görür. Canlı olarak doğduktan hemen sonra da vefat etse, ismi konulur, cenazesi yıkanır, bir beze sarılır, namazı kılınır ve sonra defnedilir. Yeter ki canlı doğduğuna kanaat getirilsin.
Lakin doğan çocuk canlılık işareti göstermemişse, ağlamamış, aksırmamış, esnememiş, ölü olarak doğduğuna kanaat getirilmişse; yine bir isim verilir, yıkanır, beze sarılır, ama namazı kılınmadan defnedilir. Ölü olarak doğması, sadece namazdan mahrum bırakır, diğer hususlar aynen icra edilir.
Bu durumdaki çocuklara böyle bir işlemin yapılması insanlığa gösterilen saygının bir ifadesidir. Öyle ki ölenin insan oluşu, onu böyle bir hizmete lâyık kılar. Çünkü insan küçük de olsa mükerrem, hürmete lâyık bir varlıktır.
Üzerinde cami resmi olan seccadelerde namaz kılmak caiz mi?
Üzerinde Namaz kılınacak Seccadenin kalbi meşgul edecek resim ve işlemelerden temiz olması namaz açısından daha hoştur. Aynı durum mescid ve camiler için de geçerlidir. Zira resimlerin olduğu yerde namaz kılma mekruh kabul edilmiştir.
Bu itibarla üzerinde Kâbe ve mescit resmi bulunan namazlık üzerinde namaz kılmanın bir sakıncası yoktur. Caiz olduğu gibi bir hakaret veya saygısızlıkta söz konusu değildir. Çünkü Kâbe ve mescit resimleri ayak altına gelmeyip de secde edilen yere geldiğinden hakarete mâruz kalmamış, hürmete lâyık şekilde tutulmuş olunmaktadır. Bu sebeple namaza mâni bir hâl söz konusu olmamaktadır.
Günün Ayeti
Size bir selam verildiği zaman, ondan daha iyisiyle selam verin veya ayniyle mukabele edin.
Günün Hadisi
"Birbirinize, Allah'ın laneti, Allah'ın gadabı ve cehennem temennisiyle bedduada bulunmayın."
Ebu Dâvud, Edeb 53
Günün Sözü
Dünyayı ahirete götüremeyeciğine göre öyle yaşa ki dünya seni ahirete götürsün
Sadi Şirazi
Günün Duası
Allahım malımızı haramdan bizi ve sevdiklerimizi belalardan koru
Bunları biliyor muyuz?
İşrak vakti nedir?
Güneş doğduktan sonra, ufuk hattından 50 yükselmesinden itibaren başlayan zamana işrak vakti denir. Halk arasında güneşin bir mızrak boyu yükselmesi şeklinde tabir edilmektedir.
Günün Nüktesi
Yanımda bir şeyler olsaydı
Ebû Saîd elHudrîden nakledildiğine göre, Medineli Müslümanlardan bir kısmı Resûlullahtan bir şeyler istediler. O da verdi. Sonra yine istediler. Resûlullah, elindekiler bitinceye kadar verdi. Verebileceği şeyler tükenince onlara şöyle hitap etti:
Yanımda bir şeyler olsaydı, onları sizden esirgemez, verirdim. Kim dilenmekten çekinir, iffetli davranırsa, Allah onun iffetini arttırır.
Kim tok gözlü olmak isterse, Allah onu başkalarına muhtaç olmaktan kurtarır. Kim de sabretmeye gayret ederse, Allah ona sabır verir. Hiç bir kimseye, sabırdan daha hayırlı ve büyük bir lütufta bulunulmamıştır. (Buhârî, Zekât 50)