Sayfa Yükleniyor...
Yıldız kaydığı zaman dilek tutmanın İslamda yeri var mı?
Yıldızların kayması fiziki bir vakadır. Yıldızların kaymasında dini bir gerekçe yoktur. Gelecekte olacak işlerin, mutlaka yıldızların hareketlerine bağlı olduğuna inanmak dinen doğru değildir. Dolayısıyla yıldızlar kayarken dilek tutma batıl bir inançtır İslamda da yeri yoktur.
Sigara içmemek hususunda yemin edip bu yeminini bozanın hükmü nedir?
Yerine getirilmesi mümkün ve mubah olan bir şeyi, ileride yapacağına veya yapmayacağına yemin eden kişi, bu yeminini yerine getirmelidir. Yeminin yerine getirilmemesi halinde, kefaret ödemesi gerekir.
Yeminin kefareti ise, on fakiri doyurmak veya giydirmek ya da köle azat etmektir. Buna gücü yetmeyen kimse üç gün oruç tutar. Nitekim Allahu Teala yemin kefareti ile ilgili olarak Kuran-ı Kerimde mealen şöyle buyurmaktadır: Allah sizi kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı değil, fakat kalplerinizin kastettiği yeminlerden dolay sorumlu tutar. Yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin ortalamasından on fakiri yedirmek yahut giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Bulamayan üç gün oruç tutmalıdır; yemininizin kefareti budur. Yemin ettiğinizde yeminlerinizi tutun.
Farz olan bir şeyi yapmamaya; ya da haram veya günah olan bir şeyi yapmaya yemin eden kişinin, bu yeminini yerine getirmesi gerekir. Çünkü bu yemin şekli yerine getirilmesi halinde Allaha karşı işlenmiş bir günah olur bu da dinen caiz değildir.
Buna göre kişi sigara içmemek için yemin etmiş ise bu yeminini yerine getirmeli ve içmemelidir. Ancak yemini tutamamış ise ve yemin ettiği halde yeminini bozmuş ise o zaman da kefaretini vermeli bir de Allaha tövbe etmelidir.
Kazaya kalan namazlar cemaatle kılınabilir mi?
Namaz belli vakitlerde yerine getirilmesi gereken bir farz olduğu için, bir mazeret olmaksızın tembellik ve ihmal yüzünden namazı vaktinde kılmayan kimse günahkar olur.
Hz. Peygamber, uyuyakalma ve unutmayı bir mazeret kabul etmiş ve bu iki sebepten biriyle bir namazın vaktinde kılınamaması durumunda, hatırlanıldığı vakit kılınmasını söylemiştir. Nitekim sevgili peygamberimiz bu hususta şöyle buyurmaktadır: Biriniz uyuyakalır veya unutur da bir namazı vaktinde kılamaz ise, hatırladığı vakit o namazı kılsın; o vakit, kaçırdığı namazın vaktidir (Buhari, Mevakit, 37.)
Buna göre kazaya kalmış namazı kaza etmek dini bir görevdir. Bu kazayı da kişi tek başına kılabileceği gibi aynı şekilde cemaatle de kılarak kaza edebilir.
Ezan okunmaya başlar başlamaz namaz kılınabilir mi?
Namaz kılmada esas olan ezanın okunması değil namaz vaktinin girmiş olmasıdır. Yani bir namaz vakti girmişse ezan okunmamış olsa dahi o namaz kılınabilir.
Aynı şekilde bir namaz vakti girmemişse ezan okunsa dahi kılınmaz. Mesela hoca yanlışlıkla sabah namazı vakti girdi diye ezan okursa ve vakit girmemişse velev ki ezan okunmuş olsa dahi namaz kılınmaz kılınsa da geçersizdir. Çünkü vakit girmemiştir.
Aynı şekilde namaz vakti girmişse ama gerek elektrik olmayışından, gerekse imamın herhangi bir maruzatından dolayı ezan okunmamışsa bile namaz vakti girmiştir. Kişi namazını kılabilir
Buna gore vakit girmiş ise ezan okunurken namaz kılmamızda bir sakınca yoktur. Ancak imkan varsa ezanın bitimine kadar beklemek daha evladır.
Günün Ayeti
O şeytan ki hakkında şöyle hüküm verilmiştir: Şüphesiz kim onu dost edinirse, o muhakkak onu saptırır ve doğruca cehennem azabına götürür.
Hac 4
Günün Hadisi
Büyük günahlar şunlardır: Allaha ortak koşmak, ana babaya itaatsizlik etmek, haksız yere adam öldürmek ve yalan yere yemin etmek.
(Buhârî, "Eymân vennüzûr", 16, "Diyât", 2)
Günün Sözü
Güven ruh gibidir, terk ettiği bedene asla geri dönmez. Shakespeare
Günün Duası
Allahım bu yeni günümüzü ve haftamızı bizim için hayırlara vesile kıl. İşimizi ve ibadetlerimizi bereketlendir.
Bunları biliyor muyuz?
Şeyhu'l-İslâm Nedir?
Osmanlı İmparatorluğunda fetva işlerine bakan, protokolde padişah ve başbakandan sonra gelen en büyük görevliye verilen unvandır.
Günün Nüktesi
Neden vazgeçtin
Allah'ın kılıcı Hz. Ali, bir savaş esnasında düşmanı olan birini yere yıkıp öldürmek üzereyken, düşmanı Hz. Ali'nin yüzüne tükürdü. Bunun üzerine Hz. Ali düşmanını bırakarak ayağa kalktı.
"Yürü git seni öldürmekten vazgeçtim, serbestsin." dedi.
Savaşçı bu duruma şaştı.
- "Beni alt edip öldürmek üzereyken neden vazgeçtin. Seni ne alıkoydu? Diye sordu.
Hz. Ali cevap verip şöyle dedi:
- "Ben seninle Allah yolunca ve Allah'ın rızasını kazanmak için savaşıyordum ve onun için seni öldürecektim. Sen yüzüme tükürünce kinlendim, sana kızdım; eğer o an öldürseydim sana kızgınlığımdan bunu yapmış olacaktım. Yani seni Allah rızası için değil de kendi nefsim için öldürmüş olacaktım. Bu yüzden seni serbest bıraktım."
Bunu duyan adam, bu büyük asalet ve incelik karşısında iman ederek Müslümanlar safına katıldı.