2

İnsan ve Dİn


  • Oluşturulma Tarihi : 15.03.2015 07:08
  • Güncelleme Tarihi :

Resmi olarak kocasından boşanan kadın kocasından nafaka alabilir mi?

      İslam, evlilik hayatında kocaya vermiş olduğu hak ve yetkilerin yanında, bir takım görev ve sorumluluklar da yüklemiştir. Bunlardan birisi de, kocanın eşinin temel ihtiyaçlarını makul ve normal ölçülerde karşılama ve giderme görevidir. Bu, evlilik akdinden doğan bir sorumluluktur. Kadının zengin veya fakir, müslim veya gayrimüslim olması bu görev ve sorumluluğu değiştirmez.

     Kur’an-ı Kerim’de boşanmış ama iddet bekleyen kadına kocasının evinde ikamet etme hak veya yükümlülüğü getiren ve iddet süresince kadına zarar verilmemesini emreden ayetler vardır. Bu ayetler aynı zaman da kocaya eski eşine nafaka vermesini emretmektedir.

     Söz konusu bu ayette yüce Mevla mealen şöyle buyurmaktadır: ”Onları (iddetleri süresince) gücünüz nispetinde, oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıntıya sokmak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için (çocuğu) emzirirlerse (emzirme) ücretlerini de verin ve aranızda uygun bir şekilde anlaşın.” (Talak, 65/6).

      Bu ayetten anlamından hareketle,  İslam hukukçularına göre kadının kocası üzerindeki nafaka hakkı evlilik süresi ile evlilik sona erdiğinde ise iddet süresi ile kayıtlıdır. İddet dediğimiz üç ay hali bittiğinde ise nafaka sorumluluğu da bitmiş olur. Dolayısıyla resmi olarak kocasından boşanan kadın üç ay haline kadar kocasından nafaka alabilir. Ancak bu üç ay hali  bittiğinde ise kadının nafakası da düşer.

 

Alınan ev ya da araba için kesilen kurban etinden kesen kimse yemesinde bir sakınca var mı?    

      Ev veya araba almak kan akıtmayı gerektirmez. Yani yeni bir ev ya da araba alındığında kurban kesmek gerekmez. Ancak bu konuda adak yapılmışsa adağın yerine getirilmesi gerekir. Örneğin ev alırsam ya da arabam olursa kan akıtacağım derse ve bunları alırsa, aldığında bu kanı akıtması gerekir. Yani bu kanı akıtması gerekir.

     Aynı şekilde kişi adak adamamışsa dilerse bu mala ve nimete nail olduğu için şükür babından bir kurban kesebilir.

     Bir diğer husus daha vardır ki o da şudur: “Sadaka belaların define vesile olur” Böyle bir nimetten dolayı kurban kesip tasadduk etmenin muhtemel bir takım kaza ve belaların define vesile olacağı da umulur. Fakat bütün bunların yapılmasında bir adak söz konusu değilse bir vaciplik yoktur.

    Yeni bir ev ya da araba alındığında adanmamışsa kesilen kurban etinden kesen kişi ve çocukları yiyebilir. Ancak bu adak olarak adanmış ise kesilen kurban etinden kesen kişi ve ailesi yiyemez.

 Mezarın üzerine isyanvari sözler yazmak caiz mi?

      İslam dini, hayatında olduğu gibi ölümünde de insana gereken değeri vermiş, saygıyı göstermiş ve öldüğü andan itibaren ona yapılacak muameleyi de belirlemiştir. Bu anlamda İslam dini, kabir ve kabristanın düzenli ve tertipli yapılmasını, temiz tutulmasını ve yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olarak görür.

     Ancak kabirlerin yükseltilmesi, üzerine kubbeli binalar yapılması, taşına övücü veya kaderden şikayet edici sözler yazılması yasaklanmıştır.

Günün Ayeti

 Onlar İslâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki: Müslümanlığınızı benim başıma kakmayın. Bilakis sizi imana erdirdiği için Allah sizin başınıza kakar.

 Hucurat 17.

Günün Hadisi

Sağlıklı olduğun sırada hastalık halin için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap."

Buhârî, Rikak 2

Günün Sözü

 Deneyim, en acımasız aynı zamanda en iyi öğretmendir.

  C.S. Lewis

Günün Duası

Allah’ım rızkımızı bereketlendir ve rızkımızı azaltacak işlerden bizi uzak tut

Bunları biliyor muyuz?

Fasık nedir?

Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmeyen kimseye denir.

Günün Nüktesi

Yetimler İçin Ağlamak

Uhud savaşı sona erdikten sonra, Medine kadınları Uhud’a doğru hareket edip Hz. Peygamber ’in istikbaline koştular; herkes kendi şehitlerini bırakıp Hz. Peygamber’i sorup arıyordu.

Bu arada Cehş’in kızı Zeynep Hz. Peygamber ile karşılaştı ve aralarında şöyle bir diyalog geçti:

Hz. Peygamber- “Sabırlı ve tahammüllü ol!”

Zeynep- “Ne için?”

Hz. Peygamber-

 “Kardeşin Abdullah’ın şahadetinden dolayı.”

Zeynep- “Şahadet onun için kutlu ve mübarek olsun!”

Hz. Peygamber- “Sabret!”

Zeynep- “Ne için?”

Hz. Peygamber

 “Dayın Hamza’nın şahadetinden dolayı.”

Zeynep- “Bizim hepimiz Allah’tanız ve hepimiz O’na döneceğiz, şahadet makamı ona mübarek olsun!”

Hz. Resulullah biraz durduktan sonra Zeyneb’e dönerek şöyle buyurdu:

- “Sabırlı ol!”

Zeynep – “Şimdi ne için?”

Hz. Resulullah - “Eşin Mus’ab bin Umeyr’in şahadetinden dolayı.”

Zeynep bu sözü duyunca, can yakıcı bir şekilde yüksek bir sesle ağlayıp sızlamaya başladı. Bunu gören Hz. Peygamber: “Hiçbir kimse, kocanın karısının kalbinde olan yerini alamaz” buyurdu.

      Bu arada Zeynep; “Neden kocan için böyle ağlıyorsun?” diyenlere şu cevabı verdi: “Ağlamam kocam için değildir. Çünkü o Peygamber ’in yanında şahadet makamına erişmiştir. Beni ağlatan çocuklarımın öksüz kalışıdır.”

İnsan ve Dİn
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık