Sayfa Yükleniyor...
Zorda kaldığımızda başka bir mezhebi taklit etmek caiz mi?
Hanefi, Şafii, Maliki... Farkı olmaksızın bütün ehlisünnet mezhepleri haktır ve kendilerine uyulabilir. Mezheplerin varlığı biz Müslümanlar için bir rahmet ve çıkış yoludur. Hangisine uyarsak uyalım doğru yolu bulmuş oluruz.
Bu mezheplerin oluşmasında ve mezhebe bağlanmada daha çok mezhep kurucularının yaşadığı bölgenin etkisi söz konusudur. Ebu Hanife'nin Orta Asya ve Anadolu topraklarında yaşaması imam Şafiinin Mısır'da, Irak'ta- Suriye'de yaşaması... Neticesinde mezhepleri bu bölgelerde yayılmış insanlar da bu mezheplere rağbet göstermiştir.
Fakat bu mezheplerden birine tabi olurken diğerlerini kabul etmemek doğru değildir. Çünkü bütün ehl-i sünnet mezheplerinin çıkış noktası Kur'an ve sünnettir. Dolayısıyla Şafiiye tabi olmakla beraber bazen şartlara, mazerete binaen faraza Hanefi mezhebini taklit edebiliriz.
Mesela: Şafii mezhebinde engelsiz bir şekilde bir bayanın tenine dokunmak abdesti bozar, ama aynı durum Hanefi mezhebinde bozmaz. Doktor olan bir kimse her zaman muayene ediyorsa abdestinin bozulmaması mümkün değil, her zaman da abdest almak kolay değil, hele kışın ağır şartlarında hiç kolay değil. Binaanleyh böyle bir mazereti olan kimse Hanefi mezhebini taklit ederek abdestini bozmayabilir. Yani namazını kılabilir. Nitekim dinimiz kolaylık dinidir.
Sevgili Peygamberimiz "Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız" buyurmaktadır. Aişe validemizden rivayet edilen bir hadise göre de peygamberimiz zor ile kolay arasında tercih söz konusu olduğunda daima kolay olanı tercih edermiş.
İslam fıkıhçıları böyle bir fetva vermesine rağmen örfün etkisi ile de birçok kimse buna uymayarak zor olanı tercih etmektedir.
Anne babanın evladına bedduası etmesi dinen caiz mi?
Anne ve babalar evlatlarına bedduadan mutlaka sakınmalıdırlar. Zira onların duaları makbul olan dualardandır. Evlatları için haklarında hayırlı dualar yapmalıdırlar. Evlatlar da anne babalarına, Allahın emrine aykırı bir şey yapmalarını istemedikleri sürece itaat etmeleri ve sözlerini dinlemeleri gerekir. Onlara isyan etmemeliler ve onlar yokmuş gibi kendine kimse karışamaz ve söz söyleyemez ve akil veremez şekilde hareket etmemeleri gerekir.
Allahın rızasının anne babanın rızasında, gazabının anne babanın gazabında olduğunu bilmeleri lazımdır. Hayatta insanın basına her şey gelebilir ama sabırlı olmak lazımdır. Hayat her zaman insanın istediği gibi olmaz acısıyla, tatlısıyla, sevinciyle ve hüznüyle iç içedir.
Ayakta namaz kılamayan kişi namazını nasıl kılar?
İslâm dini kolaylık dinidir. İslam dininde sorumluluklar ve görevler kulun gücüne göredir. Bu nedenle hastalık, kişinin ibadeti için hafifletme ve kolaylaştırma sebebi sayılmıştır.
Ayakta namaz kılmaya gücü yetmeyen veya ayakta durmakta zorlanan kimse oturarak namazını kılabilir. Rükû veya secde etmeye gücü yetemeyen kimse ima ile namazı kılabilir. İmâ, namazda rükû ve secde yerine başla işaret etmektir. Bu şekilde namaz kılan kişi rükû için başı biraz eğer, secde için ise rükûdan biraz daha fazla eğer. Oturarak namaz kılamayan, sırt üstü yattığı yerde imâ eder. Bir kişi ayakta durmaya gücü yettiği halde, rükû ve secdeye gücü yetmiyorsa niyetini ve kıratını ayakta yapar, ayakta yapamadıklarını ise oturarak yapar.
Kişi ima ile de namaz kılamıyorsa Şafii mezhebine göre en son nokta olarak kalbi ile namaz kılar.
Günün Ayeti
Ey iman edenler! Allah'ı çokça anın.
Günün Hadisi
Bir Müslüman, farz namazın vakti geldiğinde güzelce abdest alır huşû içinde ve rükûunu da tam yaparak namazını kılarsa, büyük günah işlemedikçe, bu namaz önceki günahlarına keffâret olur.
Günün Sözü
Ayağın taşa takıldığında "Allah kahretsin" bile dememelisin, Dua etmelisin ki taşa takılan bi ayağın var.."
Necip Fazıl Kıssakürek
Günün Duası
Ya rabbi bugün beni günah işlemekten koru.
Bunları biliyor muyuz?
Tenzih Nedir?
Allah'ı insana özgü niteliklerden uzak tutmak demektir. Bu da Allah'ın zatı, sıfatları ve isimleriyle birlenmesiyle olur.
Günün Nüktesi
Bu adam acele etti
Fedâle İbni Ubeyd şöyle dedi:
Resûlullah, namazdan sonra Allaha hamd etmeden, Peygambere salâtü selâm getirmeden dua eden bir adamı işitti. Bunun üzerine:
Bu adam acele etti buyurdu.
Sonra o adamı yanına çağırdı. Ona veya bir başkasına şöyle buyurdu:
Biriniz dua edeceği zaman önce Allah Teâlâya hamdü senâ etsin, sonra Peygamber sallallahu aleyhi ve selleme salâtü selâm getirsin. Daha sonra da dilediği şekilde dua etsin.