2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 19.04.2015 06:39
  • Güncelleme Tarihi :

İddia oyunundan veya piyangodan çıkan parayla hayır yapılabilir mi?

         İddia'dan veya piyangodan kazanılan para diğer iştirakçilerin kaybettiği bir para olduğuna göre yani bir çeşit kumar olduğuna göre helal olduğunu söylememiz mümkün değildir.  Zira iddia kumarın unsurlarını bünyesinde taşımaktadır.

        Bunların gelirlerinin bir kısmından; tesis yapılması veya hayır kurumlarının faydalanması, İslâmi açıdan bu kumarı meşru kılmaz. Çünkü her kumarda olduğu gibi taraflardan biri veya birkaçı kârlı çıkmakta, diğerleri ise zarara uğramaktadır. Bu da İslami açıdan caiz değildir.


Dini nikah kıyılırken abdestli olmak şart mıdır? 

      Nikah akdinin geçerlilik ve sıhhat şartları arasında abdestli olmak gibi bir durum yoktur. Dolayısıyla abdestsiz olma hali nikaha zarar vermez.

     Ancak müslümanın her zaman abdestli olması güzel ve sevaptır.

Namazın ilk iki rekatında aynı zammı süreyi okumak caiz mi?

    Namaz kılarken her rekâtta ayrı ayrı zamlı sure okumak gerekir. Şayet fazla sure bilinmiyor sadece bir sure biliyorsa, o zaman her rekâtta aynı sureyi okur, başka sureleri de ezberlemeye çalışır.

Kişi vefat ettiğinde önce hangi borçları ödenir?

      Dinen insanın borcu ikiye ayrılmaktadır. Allah’a karşı borçlar, kullara karşı olan borçlar. Bir kimse, üzerinde mesela oruç borcu olduğu halde vefat etmişse bu onun için Allah’a karşı bir borçtur. Kişi hayattayken bu oruçlarını tutmaktan aciz kalmış ise, orucunun borcunu fidye vererek ödemelidir. Ödeyememiş ise o zaman mirasından ödemeleri için mirasçılarına vasiyet etmelidir.

     Aynı şekilde zekat, keffaret gibi borçları için de vasiyet ederse varisleri bunu bıraktığı mirasın üçte birinden yerine getirmek zorundadırlar. Vasiyet etmemesi halinde ise varisler dilerlerse onun borcunu ödeyebilirler.

      Borç Allaha karşı değil de kullara karşı ise o zaman bu borcu kişi ya ödemeli ya da helalık almalıdır. Zira dinimizde insanların kul haklarına saygılı olunması emredilmiş; kul hakkı ihlalinin, hakkı ihlal edilen affetmedikçe, kimse tarafından affedilemeyeceği belirtilmiştir. Nitekim Veda Hutbesinde efendimiz: “Ey insanlar! Sizin canlarınız, mallarınız ırz ve namuslarınız, rabbinize kavuşuncaya kadar birbirinize haramdır (dokunulmazdır. )” (Buhari, Hac, 132) buyurmuştur.

      Bu yüzden ölen kişinin borçları varsa, techiz ve tekfinden sonra kalan malının tamamından borçları ödenir. Kalan miras borçların tamamını ödemeye yetmiyorsa, bu terikenin tamamı borçlar oranında alacaklılara bölüştürülür.

    Ancak İslam alimleri kişinin ölümünden sonra kalan borçlarını ödeme hususunda öncelik Allah hakkı mı yoksa kulların hakkı mı hususunda ihtilaf etmiştir. Bazı mezhepler öncelikle Allahın hakkı ödenmelidir, bazıları ıse kulların hakkı ödenmelidir demiştir.

Günün Ayeti

Muhakkak ki Allah Resulünde sizler için güzel örnekler vardır.

Günün Hadisi

“Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır.

Günün Sözü

Gençlik ilkbahar gibidir, yaşlılık ise kışa benzer, öyle bir kış ki, arkasından bahar gelmez.

Firdevsi

Günün Duası

Ya rabbi sırlarımızı ve ayıplarımızı ifşa eyleme

Bunları biliyor muyuz?

Talak nedir?

 Karı koca arasındaki evlilik bağının sona ermesi demektir.

Günün Nüktesi

Her zaman yazılmaz

       Hafız Osman fırtınalı bir günde dolmuş kayıkla Beşiktaş’a geçecektir. Bir kayığa biner. Yol bitmek üzereyken kayıkçı ücretleri ister. Fakat Hafız Osman o gün aceleyle çıktığı için yanına para almayı unutmuştur. Kayıkçıya; “efendi, yanımda param yok, ben sana bir “vav” yazayım, bunu sahaflara götür, karşılığını alırsın” der. Kayıkçı yüzünü ekşitip söylenerek yazıyı alır.

       Bir müddet sonra kayıkçının yolu sahaflar tarafına düşer. Bakar ki yazılar, levhalar iyi fiyatlarla alınıp satılıyor. Cebindeki yazıyı hatırlar ve götürür satıcıya. Satıcı yazıyı alır almaz “Hafız Osman vav’ı” diyerek açık artırmaya başlar. Sonuçta iyi bir fiyata “vav”ı satar kayıkçı. Kayıkçı bir haftalık kazancından daha fazlasını bu “vav” ile kazanmıştır.

      Bir gün Hafız Osman yine karşıya geçecektir ve yine aynı kayıkçıyla karşılaşmıştır. Yol bitmek üzereyken yine ücretler toplanır. Hafız Osman da yol ücretini uzatır kayıkçıya. Kayıkçı “efendi para istemez, sen bir “vav” yazıver yeter” der.

       Hafız Osman gülümseyerek ; “efendi o “vav” her zaman yazılmaz. Sen dua et para kesemi yine evde unutayım” der...

 

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık