Sayfa Yükleniyor...
Tenasuh inancı İslam itikadına uygun mu?
Tenasüh, ruhların beden değiştirerek dünyaya tekrar tekrar gelmelerine inanmak demektir. Ruh göçü inancı dediğimiz tenasuh ya da bir başka ifade ile reenkarnasyon, günümüzde Hindistan ve Çinin büyük bir bölümü başta olmak üzere dünyanın bazı bölgelerinde hala varlığını sürdürmektedir.
Bu inanca sahip olanlara göre, ruhun bir defa dünyaya gelmesiyle dünyayı tanıması mümkün değildir. Bunun için bir beden ölünce ruhu, başka bir bedene geçer. Bu yeni bedende ruh öncekine oranla daha da olgunlaşır. Söz konusu intikal her ömrün sonunda başka bedende ve varlıkta gerçekleşebilir. Nitekim su, bulut ve gök gürültüsüne dönüşüyor. Yumurta kuş biçimine geliyor. Palamut, meşe ağacı oluyor. Odun ateş ve kül halini alıyor.
İslam inancına göre ruh, ezelî olmayıp sonradan yaratılmıştır. O, bedenin tamamlayıcısıdır. Ölümle bedenden ayrılan ruh, tekrar başka bedenlerle dünyaya gelmeyecek, ahirette beden yeniden yaratılınca ruh tekrar ona iade edilecektir. Dolayısıyla dünyadaki ameline göre mükafat veya cezaya muhatap olacaktır. Kurânda ruh göçünün olmadığı kesin olarak ifade edilmektedir: Nihayet onlardan birine ölüm gelince: Rabbim! Beni dünyaya geri gönderiniz ki, terk ettiğim dünyada salih bir amel yapayım' der. Hayır! bu sadece onun söylediği boş bir sözden ibarettir. Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar (devam edecek, dönmelerine engel) bir perde (berzah) vardır.
Bu ayeti kerimede de ifade edildiği gibi, tenasüh inancı İslâm'la bağdaşmaz. İslam ile bağdaşmadığına göre tenasüh inancının İslamda yeri yoktur.
Doğan bebeğe birinci günde isim koymak zorunlu mu?
Doğan çocuğa isim koyma ile ilgili rivayetlere baktığımızda bazı rivayetlerde doğumun üçüncü, bazılarında ise yedinci gününde isim koyulması gerektiğini müşahede etmekteyiz.
Bununla beraber Hz. Peygamberin oğlu İbrahim için, Bu gece bir oğlum doğdu, ona dedem İbrahimin adını verdim (Müslim, Fedâil, 62 (2315) hadisinden hareketle doğumun birinci gününde ismini koymak daha doğru ve sahih olandır.
Buna göre sünnete uygunluk açısından bebeklere mümkün mertebe birinci gün isim konulmalı; fakat bunu yedinci günden sonraya da bırakmamak gerekir.
Televizyonda yapılan yarışmaların neticesinde katılımcılara verilen hediyeleri almak caiz midir?
İlmi ya da başka meşru yarışmalarda kazanan kimseye para veya herhangi bir şey vermek helaldir. Çünkü en nihayetinde bu bir yarışmadır.
Yarışma olduğundan ve taraflardan herhangi birisinin bir kaybı olmadığından ve de aynı zamanda üçüncü bir kişi tarafından yarışmacılar ödüllendirildiğinden bu tarz yarışmalarda dereceye girenlerin ödüllendirilmesinde dinen bir sakınca yoktur.
Hürmet-i Musahere Nedir?
Evlilik sebebiyle meydana gelen hısımlıktan dolayı doğan haramlığı ifade eder. İslâm dininde, evlilikten doğan hısımlık sebebiyle kendileriyle evlenilmesi yasak olanlar iki ana grupta incelenebilir.
Birincisi devamlı evlenilmesi yasak olanlar, ikincisi ise geçici olarak yasak olanlar. Üvey anne ve üvey nineler, gelinler, kayınvalide, eşin nineleri, üvey kızlar ve eşin torunlarıyla evlenmek ebedîyyen yasaklanmıştır.
Günün Ayeti
Ey iman edenler yapmayacağınızı söylemeyiniz.
Günün Hadisi
Ölenin arkasından yüzünü gözünü tırmalayan, yakasını paçasını yırtan, Câhiliye insanı gibi bağıra çağıra ağıt yakıp kendisine beddua eden, bizden, bizim yolumuzu izleyenlerden değildir.
Buhârî, Cenâiz 36
Günün Sözü
İlim üç şeydir: Zikreden dil, şükreden kalp, sabreden beden.
Şems-i Tebrizi
Günün Duası
Allah'ım beni yeni bir güne eriştirdiğin için sana şükürler olsun. Allah'ım bu günümü de hayırla bitirmemi nasip et."
Bunları biliyor muyuz?
Dergah ne demektir?
Tarikat pirlerinin veya büyük şeyhlerinin ikâmet edip irşad faaliyetini sürdürdükleri ve mezarlarının bulunduğu merkezi tekke demektir.
Günün Nüktesi
Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir?
Muğîre İbni Şubeden rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
Hz. Mûsâ Rabbine:
Cennetliklerin en aşağı derecesi nedir? diye sordu.
Allah Teâlâ da ona cevaben şöyle buyurdu:
O, cennetlikler cennete girdikten sonra çıkagelen bir adamın derecesi olup kendisine:
Cennete gir! denir.
Yâ Rabbî! Herkes yerine yerleşmiş ve alacağını almışken ben nereye gideceğim? der. Ona:
Sana dünya hükümdarlarından birinin mülkü kadar yer verilse razı olur musun? diye sorulur. O da:
Razıyım yâ Rabbî! der. Bunun üzerine Allah Teâlâ ona:
İşte öyle bir mülk senindir. Bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha, bir o kadar daha buyurur. Beşincisinde o adam:
Razı oldum yâ Rabbî! der. Allah Teâlâ ona:
İşte bu kadar şey hep senindir. Onun on misli de senindir. Bir de neyi arzu ediyorsan, gözün neden hoşlanıyorsa hepsi senindir, buyurunca adam:
Razı oldum yâ Rabbî! diyecek.
Daha sonra Mûsâ aleyhisselâm:
Yâ Rabbî! Cennetliklerin en üstün derecesi nedir? diye sordu.
-Allah Teâlâ şöyle buyurdu:
Onlar benim seçtiğim kullardır. Onlara hazırladığım nimetleri ne bir göz görmüş, ne bir kulak duymuş, ne de bir kimsenin hatır ve hayalinden geçmiştir.