Sayfa Yükleniyor...
Ölümden sonra kişinin amel defterine hayır veya şer yazılır mı?
Kur'an-ı Kerimde " Her canlının ölümü tadacağı" buyrulmaktadır. Hz. Peygamber de bu ahiret yolculuğunda insanın peşinden üç şey " mal, evlat, amel "in mezara gittiğini mal ve evladın geri geldiğini, geriye sadece insan amelinin kendisi ile mezara gireceğini söyler.
Ayrıca ahiret günü ameli kötü olan bir çok kimse, Allah'tan muttaki kul olmaları için kendilerini tekrar dünyaya göndermesini istemektedir. Ama bu istekleri olumlu cevap bulamayacağından herkes bu dünyada yaptığı ile karşı karşıya kalacaktır.
Kişi ahiret gününde kendi yaptığı ile karşı karşıya kalmakla beraber amel defteri de kapanır. Yani kendisinin bu deftere olumlu ya da olumsuz bir şey yazdırması söz konusu değildir. Ama dolaylı yoldan amel defterine bir şeyler yazdırması söz konusu olabilir. Hz. Peygamber bunu veciz bir sözünde şöyle ifade etmektedir:
"Kişi öldüğünde ameli kesilir, amel defteri kapanır. Ancak arkasında hayırlı evlat, onunla amel edilen ilim ve sadakai cariye bırakan kimsenin amel defteri kapanmaz."
Yani hayırlı evlat babasının, anasının arkasından hayır-hasenat, Kur'an okuma, okutma, topluma yararlı bir birey... gibi güzel işlerle uğraştıkça babasının ve anasının amel defterine bunlar yazılır. Baba hayattayken insanların faydasına olan ilmi öğrettiği için insanlar o ilimden faydalandıkları sürece amel defterine sevap yazılır.
İnsan hayattayken Sadaka-i Cariyeye vesile olmuş ya da ( Yol çeşme, Cami, okul...) yaptırmışsa buradan insanlar yararlandıkça o ölenin hanesine hayır hasenat yazılır.
Özetle insan öldüğü zaman amel defteri kapanır ama saydığımız bu üç unsur o defteri tekrar açtırır. Hepimiz bu üç unsuru arkamızda bırakma gayreti içinde olmalıyız.
İbadetlerin vekalet yoluyla yerine getirilmesi caiz mi?
Bedenle yapılan ibadetlerde vekalet geçerli olmayıp, ibadetin bizzat mükellefin kendisi tarafından yerine getirilmesi gerekir. Mesela, mükellef ne kadar hasta olursa olsun, onun yerine başkası namaz kılamaz. Bizzat mükellef, kendisine tanınan ruhsatlar çerçevesinde namazını kılar. Oruç da böyledir.
Mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet geçerlidir. Mesela bir kimse, zekat olarak hesaplayıp ayırdığı meblağı, ikinci bir kişi aracılığı ile fakirlere ulaştırabilir, malının zekatını hesaplayıp fakirlere vermek üzere başkasını vekil tayin edebilir.
Hem beden, hem mal ile yapılan bir ibadet olan hacda ise, bizzat mükellef tarafından yapılmasına engel meşru bir mazeret bulunması halinde vekalet geçerlidir. Mazeret bulunmadığı takdirde ise haccın vekalet yolu ile yapılması geçerli olmaz. Vekalet konusunda farz, vacip ve nafile hac arasında fark yoktur.
Yani bir kimse şartlar oluştuğu takdirde farz olan hac için vekil tayin edebileceği gibi, vacip veya nafile hac için de vekil tayin edebilir.
Boşanmanın şakası olur mu?
İslam fıkhına göre, bazı değerlerin şakası olmaz. Nikah, boşama, Ridde... gibi. Nitekim Hazret-i Peygamber bir hadisi şeriflerinde mealen şöyle buyurmaktadır. "Üç şeyin ciddisi de ciddidir. Şakası da ciddidir. Nikah, talak ve dinden dönme.
Bu ve benzeri nassları dikkate alan İslam bilginleri şakayla da olsa nikahlanmak, boşanmak veya İslamdan dönmek cümlelerini söyleyen kimsenin üç durumu da geçerli olacağını söylemişler. Buna göre kişi şaka ile de olsa hanımını boşarsa, boşanma geçerli olur. Öyleyse bu değerlerle asla şaka yapmamamız lazım.
Bir eşyanın kırılması hayra ya da uğursuzluğa işaret eder mi?
Bu deyim halk arasında dolaşan batıl ve hurafe olan inançlardan birisidir. Bardak, camın ya da bir başka eşyanın kırılması ne bir hayra ne de bir uğursuzluğa işaret etmez. Bu tarz inanışlar tamamen halk arasında dolaşan hurafelerdir inanmamak gerekir.
Günün Ayeti
İşlerinizi iyi yapın. Şüphesiz Allah iyi iş yapanları sever.
Günün Hadisi
Gerçek pehlivan öfkelendiği zaman nefsine hakim olabilen kimsedir.
Günün Sözü
Hata değil çare arayın.
Henry Ford
Günün Duası
Allah'ım bu günümü hayırla bitirmemi nasip et."
Bunları Biliyor muyuz?
Mü'min Ne demektir?
Allah'a, Hz. Peygambere ve O'nun haber verdiği şeylere gönülden inanp, kabul ve tasdîk eden kimsedir.
Günün Nüktesi
Kamber ne istiyor bu yoksul?
Hz Ali hurma bahçesinde akşama kadar çalışmış akşamda devesinin üzerine bir çuval HURMA yükleyerek evinin yolunu tutmuştu
Devenin yularını yardımcısı Kamber'in elinde idi. Kendiside önde gidiyordu. Medinenin içine girdiklerinde yolun kenarından bir ses geldi. Yoksulun biri elini açmış sızlanıyordu.
Ne olur ALLAH Rızası için bir yardım diyordu. Sesi duyan Hz ALİ Arkadan deveyi çekip gelen Kambere sordu
"kamber ne istiyor bu yoksul"
Kamber "hurma istiyor efendim dedi
Hz Ali "ver öyleyse "dedi
Kamber "hurma çuvalda efendim "dedi
Hz Ali "çuvalla ver öyleyse dedi
Kamber "Çuval devenin üzerinde efendim dedi
Hz Ali "deveyle ver öyleyse diye gürledi
Emri derhal yerine getiren Kamber diyor ki
"Devenin ipi de benim elimde demeden korktum ve hurma çuvalını deveyle birlikte yoksula verdim. Az kalsın beni de yoksula vermekte tereddüt etmeyecekti...