2

insan ve din


  • Oluşturulma Tarihi : 05.06.2015 06:52
  • Güncelleme Tarihi :

Hastalıkta veya sıkıntılı durumda ölmeyi istemek caiz mi?

       Hastalık, dert, keder, sıkıntı ve de mutluluklar hep biz insanlar için vardır. Ve bütün bunlar fani olan dünya hayatının bir gereği ve imtihanıdır. Başa gelen hayırlar ve mutluluklar bazen bizim için şer, başa gelen musibetler de bazen bizim için hayır olabilmektedir. Nitekim Allah’u Teala Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyurmaktadır: “Hayır bildiğinizde şer, şer bildiğinizde de hayır vardır.”

       Bundan hareketle kişinin başına ne kadar ağır ve büyük bir musibet gelirse gelsin ölümü direk istemesi, temini etmesi uygun değildir. Zira Hz. Peygamber kişinin ölümü temenni etmesini hoş görmemiş bilakis yasaklamıştır. Ancak karşılaşılan bu hadise esnasında "Allah’ım ölüm benim için hayırlıysa beni öldür. Eğer hayat benim için hayırlıysa beni yaşat" diye dua etmesinde bir sakınca yoktur. Sakınca olmadığı gibi aynı zamanda efendimizin de tavsiyesidir.

 İmanı olup da ibadetini yapmayan kimseye kâfir denilir mi?

       Ehl-i sünnet anlayışına göre, amel (ibadet) imandan bir parça değildir. Yani iman ayrıdır. Ibadet ayrıdır.

       Dolayısıyla herhangi bir sebeple ibadetini yerine getirmeyen kişiye kâfir denilmez. Ancak bu tür insanlar Allah’ın emrine uymadıklarından günahkâr olurlar.

       Tabi kişi kâfir olmamakla beraber bu ibadetleri yerine getirmemekle büyük günahları işlemektedir. Bir Müslüman yakışan ve kendisinden beklenen her daim farzları ve ibadetleri yerine getirmesidir.

 Allah kullarından niçin ibadet etmelerini istiyor?

       Allah'a kulluk etmek, O'na bir fayda sağlamak için değildir. Çünkü O'nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. Kulluk edeni, başkasına kul köle olmaktan kurtarmak, hür kılmak, kendini ve dolayısıyla Rabbini tanımak içindir aynı zamanda kulu ahiret gününde cennete almak içindir.  

       İnsanı yaratmayı Allah murat etmiş ve onu imtihan etmek için onun önüne böyle bir hedef koymuştur. İnsan hür iradesiyle bu hedefe doğru da koşabilir, başka hedeflere de yönelebilir; bu yönelişlerin hem dünyada hem de ebedi âlemde karşılığını görür, neticesini elde eder.

       Zira İslam inancına göre zerre nispetinde iyilik yapan mükafatını zerre nispetinde de kötülük  yapan Allah affetmese cezasını görür.

 Suyu tek yudumda içmede bir sakınca var mı?

     Hz. Peygamber bir hadisi şerifte suyu üç defa içmekle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: “Deve gibi bir nefeste içmeyin. İki veya üç nefeste için. Bir şey içeceğiniz zaman besmele çekin; içtikten sonra da «elhamdülillah» deyin!” (Tirmizî, Eşribe, 13)

Sevgili Peygamberimiz, bu hadisi şerifte suyu üç yudumda içmeyi tavsiye etmektedir. Ancak bu bir tavsiyedir. Bunun yanında üç defa içmeyi tesviye eden hadis-i şerifler varsa da, üç yudumdan daha az bir şekilde içmenin haram olacağına dair bir hüküm ve hadis-i şerif yoktur.

     Dolayısıyla suyu üç defada içmek efendimizin sünneti ve tavsiyesidir. Ancak bunu üç defada içebileceğimiz gibi bir veya iki defada da içebiliriz. Dinen de bunda hiçbir sakınca yoktur.

 Günün Ayeti

İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman bütün gönlünü vererek Rabbine dua eder. Sonra kendisine tarafından bir nimet lütfettiği zaman da önceden O'na dua ettiği hali unutur da, yolundan sapıtmak için Allah'a ortaklar koşmaya başlar.

Zümer 8

 Günün Hadisi

Dünyada rahatlık yoktur

 Günün Sözü

Fakir doğduysanız sizin suçunuz değil, ama fakir ölürseniz sizin suçunuz

Bill Gates

 Günün Duası

Allah’ım bugün bana nasip etmeyeceğin bir şeyin peşine düşürme

 Bunları biliyor muyuz?

Vird Nedir?

Günlük dualar, düzenli bir şekilde belli zamanlarda okunmak üzere âyet, hadis ve ermişlerin sözlerinden derlenmiş dualar, ahzab, hizb, ezkâr, zikir demektir.

 

Günün Nüktesi

  En sevimli Amel…

  Abdullah b. Mes’ud diyor ki: “Peygamber Efendimize:

  -Allah’ın katında en sevgili amel hangisidir? diye sordum, Peygamber:

  -Vaktinde eda olunan namazlar, buyurdu.

  -Namazdan sonra hangisi daha sevgilidir? dedim.

  -Ana-babaya iyilik etmektir, buyurdu.

  -Sonra hangisidir? dedim.

  -Allah yolunda cihaddır, buyurdular.

  (Riyâzu’s-Sâlihîn, I, 347).

insan ve din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık