2

insan ve din


  • Oluşturulma Tarihi : 08.06.2015 06:57
  • Güncelleme Tarihi :

Cilde veya tırnaklara yapışan veya sürülen maddeler abdest ve gusle engel olur mu?

Gusül veya abdest alırken, yıkanması gereken organların kuru yer kalmayacak şekilde yıkanması gerekir. Aksi halde gusül veya abdest geçerli olmaz. Dolayısıyla, gusledecek veya abdest alacak kimsenin bedeninde veya abdest organlarında suyun ulaşmasına engel olacak bir madde bulunmamalıdır.

 Ancak mesleğini icra ederken tırnaklarının arasına boya giren boyacı veya tırnaklarının arasına çamur girip de çıkartamayan çiftçi ve benzeri meslek sahipleri bundan müstesnadır.           

  Buna göre bir meslek gereği olmayan bir nedenden dolayı bedene ya da tırnağa bir cisim yapışmış ise bu cisim temizlenmeden abdest ve gusül eksik kalır. Fakat meslek icabı bu cisimden kaçınma imkanı olmayan meslek erbabının cildine yapışan ve tırnak aralarında kalan hamur, mum, zamk, boya vb. şeyler abdest ve gusle engel olmaz.

 İslam’da anıt mezarının yeri var mıdır?

      İslam dini, hayatında olduğu gibi ölümünde de insana gereken değeri vermiş, saygıyı göstermiş ve öldüğü andan itibaren ona yapılacak muameleyi de belirlemiştir. Bu anlamda İslam dini, kabir ve kabristanın düzenli ve tertipli yapılmasını, temiz tutulmasını ve yeşillendirilmesini, hayatta bulunan insanların ölülere karşı bir vefa borcu olarak görür.

      Ancak kabirlerin yükseltilmesi, üzerine kubbeli binalar yapılması, taşına övücü veya kaderden şikayet edici sözler yazılması yasaklanmıştır. Buna karşılık mezarın bir-iki karış yükseltilmesi, israfa kaçmadan ve tevhid inancına zarar vermeyecek şekilde yapılmasında bir sakınca yoktur.

  İbadetlerin vekalet yoluyla yerine getirilmesi caiz mi?

Bedenle yapılan ibadetlerde vekalet geçerli olmayıp, ibadetin bizzat mükellefin kendisi tarafından yerine getirilmesi gerekir. Mesela, mükellef ne kadar hasta olursa olsun, onun yerine başkası namaz kılamaz. Bizzat mükellef, kendisine tanınan ruhsatlar çerçevesinde namazını kılar. Oruç da böyledir.

Mal ile yapılan ibadetlerde ise vekalet geçerlidir. Mesela bir kimse, zekat olarak hesaplayıp ayırdığı meblağı, ikinci bir kişi aracılığı ile fakirlere ulaştırabilir, malının zekatını hesaplayıp fakirlere vermek üzere başkasını vekil tayin edebilir.

 Hem beden, hem mal ile yapılan bir ibadet olan hacda ise, bizzat mükellef tarafından yapılmasına engel meşru bir mazeret bulunması halinde vekalet geçerlidir. Mazeret bulunmadığı takdirde ise haccın vekalet yolu ile yapılması geçerli olmaz. Vekalet konusunda farz, vacip ve nafile hac arasında fark yoktur.

 Yani bir kimse şartlar oluştuğu takdirde farz olan hac için vekil tayin edebileceği gibi, vacip veya nafile hac için de vekil tayin edebilir.

Arasât nedir?

Kıyametin kopmasından sonra diriltilecek olan insanların, dünyadaki inanç, söz, fiil ve davranışlarından sorguya çekilmek üzere sevk edilecekleri yerin adına denir. Bu mekâna mahşer ve mevkif de denir.

 Günün Ayeti

 Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın dinine ve peygamberlerine görmeden yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.

 (Hadid/25)

 Günün Hadisi

 Bir kimsenin harcadığı paraların en değerlisi ailesinin ihtiyaçlarına harcadığı paradır

 Günün Sözü

 En iyi eğitimli kişi, yaşadığı hayatı en iyi anlayandır. »

 Hellen Keller

 Günün Duası

 Allah’ım bugünkü seçimi ülkemize, milletimize ve inancımıza hayırlı olanın tecellisini nasip eyle..

   Bunları biliyor muyuz?

 Marifetullah Nedir?

  Allah’ı Kur’anın bildirdiği gibi tanıma, sıfatlarını, isimlerini ve bunların sonsuz kemalde olduğunu bilme, İlâhî hakikatlere vakıf olma, şeklinde özetlenebilir.

 Günün Nüktesi

 Allah’ın Kulunu Sevmesi…

 Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurdu:

  Allah bir kulu sevdiği zaman Cebrâil’e:

 “Allah filanı seviyor, onu sen de sev!” diye emreder.

  Cebrâil de o kulu sever, sonra gök halkına:

 – Allah filanı gerçekten seviyor; onu siz de seviniz! diye hitâbeder.

 Göktekiler de o kimseyi severler.

  Sonra da yeryüzündekilerin gönlünde o kimseye karşı bir sevgi uyanır.

 Allah Teâlâ bir kula buğzettiği zaman da Cebrâil’e:

 – “Ben, filanı sevmiyorum, onu sen de sevme!” diye emreder. Cebrâil de onu sevmez. Sonra Cebrâil gök halkına:

 – Allah filan kişiyi sevmiyor, onu siz de sevmeyin, der. Göktekiler de o kimseyi sevmezler. Sonra da yeryüzündekilerde o kimseye karşı bir kin ve nefret uyanır.

 Buhârî, Bedü’l-halk 6

insan ve din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık