2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 13.08.2015 06:11
  • Güncelleme Tarihi :

Erkeğin kadına ya da kadının erkeğe kan vermesi caiz mi?

Tedavi için yapılan kan naklinde, kan verenin ya da alanın kadın erkek, Müslüman veya gayr-ı Müslim oluşunun bir farkı yoktur.

Dolayısıyla kadından kan alınabileceği gibi aynı şekilde erkekten de kadına kan alınabilir. Bunun da dini anlamda hiçbir sakıncası yoktur.

Paslı ve toz topraklı elbise ile namaz kılmada bir sakınca var mı?

Namazın şartlarından birisi de necasetten temizlenmektir. Namaz kılacak kişinin elbisesinde, bedeninde ve namaz kılacağı yerde, kan, idrar, şarap, dışkı... gibi namaza engel necasetler bulunmamalıdır. Tesettüre uymak ve temiz olmak şartı ile iş elbisesi ve pijama ile namaz kılınabilir. Bu itibarla, işin cinsine göre iş elbisesinde bulunan madeni yağlar, pas ve benzeri kirler namazın sıhhatine engel değildir. Ancak kişi, camiye veya mescide gidecekse temiz elbise giymesi Kur'an'ın emridir.

Örf, adet ve medeniyet gereği olarak camiye veya cemaate giden kimsenin en güzel elbiselerini giymesi cemaate saygının bir gereğidir. Gerek evde, gerek diğer yerlerde tek başına da olsa namazların temiz ve güzel bir kıyafetle kılınması, şüphesiz daha iyidir.

İçki içeceği hususunda yemin eden kimse bu yemini yerine getirmek zorunda mı?

Adak, bir kimsenin dinen yükümlü olmadığı ibadet cinsinden bir şeyi kendisine vacip kılmasını ifade eder. Kur'an-ı Kerim'in değişik yerlerinde verilen sözün tutulması emredilir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılmaktadır.

Hz. Peygamber de hadislerinde Allah'a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş Allah'a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir.

Buna göre İslam fıkhında bir ilke olarak haram olan bir adak yerine getirilemez. İçki içme adağı gibi, zina yapma, hırsızlık yapma gibi... ama Allah'a isyan ve masiyet olmadığı sürece yapılan adak yerine getirilmelidir.

Kısaca bu adağı adayan kimse adadığı adak günah bir iş olduğundan bu adağını yerine getiremez.

Telkin nedir ve ne için yapılmaktadır?

Ölmek üzere olan kişinin yanında kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunmasına; cenâze defnedildikten sonra, kabirde sorulması muhtemel soruları ve cevapları ölüye hatırlatma konuşmasına telkîn denir.

Ölmek üzere olan kişinin, sağ tarafına çevrilerek yüzünü kıbleye gelecek şekilde yatırmak müstehaptır. Bu durumda olan kişinin yanında, hatırlatmak amacıyla kelime-i tevhîd ve kelime-i şehâdet okunur. Hz. Peygamber, “ölülerinize (ölüme yaklaşanlara) lâ ilâhe illallah demeyi telkin ediniz” buyurmuştur (Müslim, Cenâiz 1, 2).

Aynı şekilde cenâze kabre konduktan ve başında Kur’an okuma tamamlandıktan sonra, kalabalık dağılınca, orada kalan bir kimsenin kabrin başında yüksek sesle ve ölüye hitaben iman esaslarını hatırlatmasına da telkîn denir.

Bu telkin yani imanın esaslarını ölüye hatırlatma kabirde sual melekleri olan Münker ve Nekire cevap vermede ölüye bir kolaylık sağlar temenni edilmektedir.

Günün Ayeti

Eğer Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerleriyle savması olmasaydı elbette yeryüzü altüst olurdu.

Günün Hadisi

Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.

Müslim, Zühd, 64

Günün Sözü

Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol.

Platon

Günün Duası

Allah’ım bugün beni affettiğin kulların arasına ilhak et.

Bunları biliyor muyuz?

Kasîde-I Bürde Nedir?

İslâm âlimlerinin meşhûrlarından ve evliyânın büyüklerinden Muhammed bin Saîd Busayrî, sevgili Peygamberimizi öven meşhûr kasîdesidir. Bu kasîdeyi rüyâsında Peygamber efendimize okuduğu ve Peygamber efendimiz de ona bürdesini yâni hırkasın ı hediye ettiği için bu kasîdeye Kasîde-i Bürde denilmiştir.

Günün Nüktesi

Duaların Kabulü Adına Bir Dua…

Hz. Sa’d b. Ebî Vakkas Hz. Peygamberin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

“Balığın karnında iken Hz. Zünnûn’un yaptığı dua ile dua eden hiçbir müslüman yoktur ki Allah ona icabet etmiş olmasın.

O dua şu idi:

“Ya Rabbî! Senden başka hiçbir ilah yoktur.

Sübhânsın, bütün noksanlardan münezzeh ve yücesin!

Doğrusu kendime zulmettim, yazık ettim. Merhamet ve affını bekliyorum Rabbim!”

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık