2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 19.08.2015 06:35
  • Güncelleme Tarihi :

Faizin haram olduğunu bildiren ayet var mı?

Kur'an-ı Kerim'de faizin yasağına değişik üslup ve anlatım tarzlarıyla birden çok yerde temas edilmektedir.  Kur'an-ı Kerim'de faizin kötü ve haram bir işlem olduğu şu ayetlerle ortaya konmuştur.  "İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz faiz Allah katında artmaz, fakat rızasını isteyerek verdiğiniz zekata gelince, işte onu verenler (sevaplarını ve mallarını kat kat artıranlardır." , "Ey iman edenler kat kat faiz yemeyin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa eresiniz.", "Faiz yiyen kimseler tıpkı şeytan çarpmış kimseler gibi çarpılmış olarak kalkarlar. Onların bu hali alışverişte faiz gibidir demelerindendir. Oysa Allah ticareti helal faizi haram kılmıştır..."

Söz konusu bu ayetlerde Allah faiz ile alışverişin farklı olduğunu vurgulayıp, faiz alıp vermenin dünyada ve ahiretteki kötü sonuçlarına işaret ederek yasaklayıp haram kılmıştır.

Faizi yasaklayan bu ayetler olduğu gibi Hazret-i Peygamberimizin de faizi yasaklayan hadisleri mevcuttur.

İslamiyet’in Tövbeye bakışı nasıldır?

Allah, insanı yoktan var etmiş, yaratıklar içinde yegâne akıl sahibi kılmış ve yeryüzünde de kendine halife yapmıştır.

İnsan, dağların ve taşların yüklenemediği emaneti üstlenerek kendini bir anlamda sorumluluk altına almıştır. İnsanoğlu, sorumluluğu üstlenirken Mevla ona cennet ve cehennemin yolunu bildirmiş, verdiği akıl meziyetinin yanında bir de irade vererek onu yeryüzünde imtihana tabi kılmıştır.

İnsan, bu irade ile dilediğini ister hayır ister şer fark etmeksizin yapar ama hesap gününde de onun sevap veya cezası ile karşı karşıya kalır. Yani kul dünyada imtihan gereği bir takım şeyler ister ki bunlar günah ve doğru olmayan isteklerde olabilir. Allah, ona bunları imtihan gereği yaratır ama asla o fiil ve istekten razı olmaz. Sadece tek yaratıcı olduğu için kula yaratır.

Kulun yeryüzündeki ilk ve en önemli görevi Kur’an-i ifadesi ile “Allah’a ibadet etmek” olmakla beraber beşerin zayıf, aciz, ihtiraslı ve de fıtratında günaha olan meyil nedeni ile bu görevi ihlal edebilmekte daha da ötesi Allah’ın yasakladığı fiillere girişebilmektedir.

İslam dininde, beşer anasından günahsız doğmakla beraber (ki bu durum erginlik çağına kadar devam eder) bu görevi ihmal ve yasağı ihlal etme nedeni ile tertemiz olan kalbini günah lekeleri ile kirletmektedir.

Nitekim sevgili peygamberimiz,  insanın günah işlemesi ile ilgili bir hadis-i şerifinde: “Kul günah işlediği zaman kalbine siyah bir leke düşer günahından pişman olup tövbe ettiği vakit o siyah leke silinir. Lakin tövbe etmeden günah işlemeye devam ettiği zaman siyah lekeler artar kalbini kaplar ve onu sertleştirerek simsiyah bir kalp haline getirir” buyurmaktadır.

İşte kulun kalbini karartan ve onu kötü yollara sevk eden siyah lekelerden yani günahlardan kurtarmak için Allah’u Teala, insana tövbe kapısını bahşetmiştir.

Bu tövbe vesilesi ile kişi yıllarca işlediği günahlardan ve şer işlerden kurtulmaktadır. Yani bir anlam da tövbe cila görevi görerek kalbi manevi kir olan günahlardan temizlemekte, kulu işlediği o günahlardan kurtarmaktadır. Su nasıl ki kiri temizliyorsa tövbe de insanın kalbini öyle temizlemektedir. Hazreti peygamber bu durumu: “Günahından tövbe eden sanki o günahı işlememiş gibi anasından doğduğu gibi günahsız olur” şeklinde ifade etmektedir.

Tabiî bu tövbe ile şirk ve kul hakkı silinmiyor. Zira Kur’an-ı Kerim’de “Allah’a şirk koşanların affedilmeyeceği” bildirilmektedir. Ancak kişinin şirkten kurtulup İslam ile şereflenmesiyle ve varsa kul hakkı, kula hakkını helal ettirmesi ile bu günahlardan kurtulabilir.

Tövbe günahkar insan için bir fırsat ve kurtuluş reçetesi tabiri caizse hayata yeniden başlamaktır. Peygamberler müstesna her insan günah işleyebilir, hata yapabilir ama aslolan bu günah ve yanlıştan dönmek ve dönebilmektir.

Nitekim alemlere rahmet vesilesi, iki cihan efendisi Hazreti Peygamber: “Bütün insanlar hatalıdır hatalı insanların Allah indinde en makbulü ise tövbe edenidir.” Sözü ile buna işaret etmektedir. 

Tövbe insanı manevi manada temizler ve onu kurtuluşa götürür. Allah’u Teala “Ey iman edenler hep birden Allah’a tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.”  Mealindeki ayeti ile bunu bize bildirmektedir.

İnsan, ne kadar günahkar olursa olsun Kur’an’ın ifadesi ile: “Allah’ın rahmetinden umut kesmemelidir.”  Çünkü tövbe kapısı ona daima açık bırakılmıştır ki hazreti Peygamber bir hadis-i Şerifin de 100 kişiyi öldüren zatın bile tövbe hakkı olduğunu ve tövbesinin kabul edildiğini ifade etmektedir.

Manevi anlamda kalbimizi temizleyen tövbenin en makbulü şüphesiz ki ihlas ile yapılanıdır. Evrensel mesaj Kur’an-ı Kerim bunu: “ Ey iman edenler samimi bir tövbe ile Allah’a tövbe edin” şeklinde dile getirmektedir.

Bu tövbenin kabul edilmesi için yapılan tövbenin Allah için ihlas ile yapılması gerektiği gibi aynı zamanda işlenen günahtan pişmanlık duymak ve bir daha günah işlememek üzere tövbe etmek gerekir.

Hepimizin bu güzel temizliğe yani tövbeye ihtiyacı vardır.  Hazreti peygamber günah işlemediği halde onun ifadesi ile günde yetmiş defa Allah’a tövbe istiğfar edermiş.

Hazreti peygamber gibi günahsız bir peygamber, alemlere rahmet olarak gönderilmiş bir insan, Allah’ın en sevdiği kul, cennete girmesi kesin olan kişi günde yetmiş defa tövbe ediyorsa biz günde yedi yüz defa tövbe etsek yine azdır.

Zira hiç birimiz günahsız peygamber değiliz ve hiç birimiz cennetle müjdelenmiş değiliz.

Şunu da ifade edelim ki nasıl olsa tövbe kapısı açıktır deyip günahlara da dalmamak lazım. Çünkü taviz tavizi doğurur misali günah günahı doğurur. Bu günah sebebi ile insanın kalbi kararabilir günahından dönme fırsatı da olmayabilir. 

Günün Ayeti

Kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükafatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.

Günün Hadisi

Gecede bir saat vardır ki, Müslüman bir kimsenin Allah'tan, dünya veya ahirete müteallik bir hayır talebi, o saate rastlarsa, Allah dilediğini ona mutlaka verir.

Günün Sözü

Hakiki arkadaşlık sıhhatten farksızdır, kıymeti ancak elden gittikten sonra anlaşılır."

Golti

Günün Duası

Allah’ım imanımızı ve sağlığımızı koru

Bunları biliyor muyuz?

Mizan Ne Demektir?

Mahşerde hesap görüldükten sonra herkesin amellerinin tartılacağı ilahi adalet terazisidir.

Günün Nüktesi

Annenin hizmete ihtiyacı var

Ebû'l-Haseni'l-Harkânî şöyle anlatır:

İki kardeş vardı. Bu iki kardeşin hizmete muhtaç bir anneleri vardı. Her gece kardeşlerden biri annenin hizmeti ile meşgul olur, diğeri Allah Teâlâ'ya ibadet ederdi. Bir akşam, Allah Teâlâ'ya ibadet kardeş, yaptığı ibadetten, duyduğu hazdan dolayı kardeşine:

- Bu gece de anneme sen hizmet et, ben ibadet edeyim, dedi.

- Kardeşi kabul etti. İbadet ederken secdede uyuya kaldı ve o anda bir rüya gördü.

Rüyasında bir ses ona:

- Kardeşini affettik, seni de onun hatırı için bağışladık, deyince genç:

- Ben Allah Teâlâ'ya ibadet ediyorum. Kardeşim ise anneme hizmet ediyor. Fakat beni onun yaptığı amel yüzünden bağışlıyorsunuz, dedi.

Ses ona:

- Evet, senin yaptığın ibadetlere bizim hiç ihtiyacımız yok. Fakat kardeşinin annene yaptığı hizmetlere annenin ihtiyacı vardı, karşılığını verdi.

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık