2

İnsan ve Din


  • Oluşturulma Tarihi : 21.03.2016 07:28
  • Güncelleme Tarihi :

Tartışma esnasında kocanın hanımına seni boşarım demesi boşama sayılır mı?

Boşamada korkutmak veya şaka niyetiyle söz söylemek hükmü değiştirmez. Ağızdan çıkan kelimenin delâlet ettiği manaya bakılır. Şayet kelime boşanma manasına geliyorsa hükmü carî olur, seni boşadım, diyen adamın karısı bir talâk ile boş olur. Niyeti ister korkutmak, ister şaka olsun hükme bir etkisi olmaz. Nitekim sevgili Peygamberimiz bir hadisi Şerifinde “Üç şeyin ciddisi de ciddidir şakası da ciddidir. Nikah Talak ve Ridde (dinden dönme)” buyurmaktadır. Onun için ister şaka ister korkutma niyeti ile söylensin hanıma sen boşsun demek dinen nikahı düşürür.

Bu söz bir defa bir boşama için söylenmişse bir talak gitmiş demektir. Şayet bu iki defa söylenmişse durum daha da ciddileşir, ama üçü de söylenmişse boşama tümüyle vaki olmuş, bir arada yaşamak da böylece yok olmuş olur.
Bu bakımdan aile reisleri boşama kelimesiyle korkutmaya ve şaka yapmaya asla yaklaşmamalı, dillerini bu gibi tehlikeli sözlere alıştırmamalıdır. Başka sözle, değişik manaya gelen cümlelerle korkutmalı, ihtar ve ikazda bulunmalıdır.

Hz. İsa yaşıyor mu?

Hz. İsa Ulul Azım peygamberlerinden bir peygamberdir. Aynı zamanda peygamberler zincirinin sondan ikinci halkasıdır. Peygamberlik görevi gereği tevhid tebliğini yaparken her peygamberin karşılaştığı itiraz, zorluk ve inkarlarla karşılaşmıştır.  Ama o asla tebliğinden ve dini yaymadan geri kalmamıştır. Bunun üzerine ona inanmayanlar onu öldürmek istemişlerdir. Onu öldürmek istediklerinden ve de buna giriştiklerinden dolayı Allah onu inkarcılardan kurtarmış ve göğe yükseltmiştir. Yerine de onu ihbar eden kimseyi Hz. İsa’nın suretinde yakalatarak çarmıha gerdirmiştir. 

Kur'an-ı Kerim'in Nisa suresi 157-158. ayetleri bunu şöyle ifade etmektedir.  “Biz Allah'ın peygamberi, mesihi, Meryem oğlu İsa'yı öldürdük demeleri sebebiyle (Onlara azap ettik) halbuki onlar İsa’yı ne öldürdüler ne de astılar. Lakin kendilerine bir benzetme yapıldı. Sadece zan peşindedirler. Onu kesinlikle öldürmediler. Doğrusu Allah onu kendine kaldırdı...”

Söz konusu bu ayetlerden de anlaşıldığı gibi her ne kadar başka din ve inançlar kabul etmese de İslam inancına göre Hz. İsa çarmıha gerilmemiştir. Öldürülmek istendiğinde Allah tarafından kurtarılmış ve bir gün yeryüzüne tekrar kıyametin bir alameti olarak geri gelecektir.

Kadının pantolon ile namaz kılması caiz mi?

İslam dininde namaz için özel bir kıyafet yoktur. Tesettürü sağlayan teni gösterecek derecede ince, şeffaf ve vücut hatlarını belirtecek derecede dar olmayan her temiz elbise ile namaz kılmak caizdir.

Bu itibarla dar olmayan pantolon veya herhangi bir elbise ile hanımların namaz kılmasında dinen bir sakınca yoktur. Ancak hanımların, hanımlara mahsus kıyafetleri, erkeklerin de kendilerine mahsus giyim ve kıyafet şekillerini namazda tercih etmeleri daha evladır.

Suç veya günah işlemek kader midir?

Kader ve kazaya inanmak iman altı esasından birisidir. Hayatta başımıza gelen her şey amma iyi amma kötü amma hayır amma şer her şey bir kader içerisinde tecelli etmektedir. Ancak kişi başına gelen herhangi bir olayda kaderi bahane ederek, kendisini sorumluluktan kurtarmaya çalışmamalıdır.

Kişi, “Allah böyle yazmış, alın yazım buymuş, bu şekilde takdir edilmiş, ben ne yapayım? “ diyerek, günah işledikten sonra ya da yanlış yapıp suç işledikten sonra da kendisini suçsuz gösteremez, kaderi mazeret olarak ileri süremez. Çünkü bu fiiller, insanlar böyle tercih ettikleri için, bu seçime uygun olarak Allah tarafından yaratılmışlardır.

Burada dileyen, tercih eden, isteyen kuldur; yaratan da Allah’tır. Kul sorumluluk doğuran fiilleri irade edendir ama yaratan değildir; zira yaratmak Allah’a mahsustur. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Allah her şeyin yaratıcısıdır.” (En’am, 6/102) buyrulmaktadır.

Her şeyin yaratıcısının Allah olması bizim kötü ve yanlış işleri, sorumluluktan kaçarak Allah’a havale etmemize yol açmamalıdır. Bu kaderi istismar etmek olur. Ayrıca kader ve kazaya güvenip çalışmayı bırakmak, olumlu sonucun sağlanması ya da olumsuz sonuçların önlenmesi için gerekli sebeplere sarılmamak ve tedbirleri almamak, İslâm’ın kader anlayışı ile bağdaşmaz. Allah her şeyi birtakım sebeplere bağlamıştır. İnsan bu sebepleri yerine getirirse Allah da o sebeplerin sonucunu yaratacaktır. Bu da bir ilâhî kanundur ve bir kaderdir.

Dolayısıyla kişinin “Ben ne yapayım, kaderim böyle.”  Diyerek günah ya da suç işlemesi ya da işledikten sonra kaderi suçlaması doğru değildir.

Günün Ayeti

O gün dostlar bile birbirine düşman kesilecektir; sadece Allah’tan korkanlar böyle olmayacaktır.

Günün Hadisi

Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tövbe edenlerdir.

Günün Duası

Allah’ım yeni yılı bana, aileme, ülkeme, millete ve de ümmeti İslam’a hayırlara vesile eyle.

Günün Sözü

“Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.”

(Emerson)

Bunları biliyor muyuz?

Hünkâr Mahfili Nedir? 

Selâtin camilerinde padişahlar için yapılmış olan mahfillere verilen bir isimdir. Bu mahfillere mahfil-i hümâyûn da denir

Günün Nüktesi

“Niçin böyle üzgünsün?”

Bir gün eshab-ı kiramdan bir genç, Resulullah’ın huzuruna geldi. Ancak fevkalade üzgün ve perişandı. Sevgili Peygamberimiz onu böyle görünce sordular:

- Niçin böyle üzgünsün?

- Yâ Resulallah, ben mahvoldum, dedi. Dün falan yerden gelirken, haramiler yolumu kesti. Bütün eşyamı, paralarımı aldılar. Dünyalık neyim varsa hepsi gitti. Beş parasız kaldım.

Efendimiz tebessüm ettiler;

- Allah iyiliğini versin. Ben de zannettim ki, bir vakit namazın kazaya kaldı da, onun için böyle çok kederlisin. Dünya malı için üzülmeye değer mi?

 

 

İnsan ve Din
Doç. Dr. Zeki Uyanık
Yazarımız Kim ?

Doç. Dr. Zeki Uyanık