Sayfa Yükleniyor...
Müslüman olmayan kimsenin evinde yatmanın bir sakıncası var mı?
Gayr-i müslim komşu ve tanıdığın evine gitmek, yemeğini yemek, gerektiğinde misafir kalıp evinde yatmak günah değildir. Hatta onlarla iyi münasebet kurup, onlara güzel örnek olmak yerinde ve güzel bir davranıştır. Ancak, bu sırada onlardan kötü alışkanlık ve âdet almamak gerekir. Bilakis onlara İslami adet ve alışkanlıkların güzel örneğini vermek gerekir.
İslam ahlakında gayr-i Müslim komşu ve tanıdığın hastası ziyaret edilir, yolculuktan döndüğünde hoş geldin denir, sevindirici, yahut üzücü bir duruma uğrarsa ziyaretine gidilebilir. Aynı şekilde ona misafir olmanın da ya da evinde yatmanın da hiçbir sakıncası yoktur.
Sınav için türbeleri ziyaret etmek caiz mi ?
Türbe neticede bir mezarlıktır. Mezarlıkları da ziyaret etmek dinen caiz olan ve Peygamberimizin tavsiye ettiği bir husustur. Türbeleri ziyaret etmek, orada dua etmek ya da Kuran-ı Kerim okumak dinen caiz olan bir davranıştır. Ancak türbedeki zattan başarıyı vermeyi beklemek dinen uygun değildir. Çünkü her şeyi veren ve nasip eden Allahtır.
Buna göre mezarlıkları ya da türbeleri ziyaret etmek caizdir. Burada dua etmek, Kuran okumak caizdir. Ancak bu mezarda ya da türbede yatandan başarıyı veya şifayı beklemek uygun değildir. Ancak dua ederken ya da başarı isterken orada yatan zatın hürmetine, yüzü suyu hürmetine diyerek Allahtan dilenebilir.
Allahın adı dışında yapılan yemin, yemin sayılır mı?
Allahtan başkası adına yemin edilmesi doğru değildir. Yemin ancak vallahi, billahi, tallahi, lafızları ile olur. Evime kavuşmak nasip olmasın, Çocuklarımın ölüsünü öpeyim gibi lafızlar ise yemin lafızları ile söylenmediği için yemin yerine geçmez.
Böyle bir söz yemin sayılmadı gibi aynı zamanda doğru ve güzel bir söz de değildir. Böyle sözler ve yeminler Allah Resulü tarafından yasaklanmıştır. Nitekim buna benzer bir yemin etme olayında peygamberimiz sahabeleri uyarmış ve şöyle buyurmuştur: Allah Teâlâ, babanızı zikrederek yemin etmenizi yasaklamıştır. Öyleyse kim yemin edecekse ya Allaha yemin etsin veya sussun. (Buhârî, Eymân 4).
Bu sözler yemin sayılmadığı için herhangi bir kefaret vermek de gerekmez. Allah adının anılmadığı yeminler yemin sayılmamakla birlikte bazı fıkıhçılara göre Kur-anı Kerime el basılarak edilen yeminler yemin sayılmaktadır.
Anne babanın evladına beddua etmesi caiz mi?
Anne ve babalar evlatlarına bedduadan mutlaka sakınmalıdırlar. Zira onların duaları makbul olan dualardandır. Evlatları için haklarında hayırlı dualar yapmalıdırlar. Evlatlar da anne babalarına, Allahın emrine aykırı bir şey yapmalarını istemedikleri sürece itaat etmeleri ve sözlerini dinlemeleri gerekir. Onlara isyan etmemeliler ve onlar yokmuş gibi kendine kimse karışamaz ve söz söyleyemez ve akil veremez şekilde hareket etmemeleri gerekir.
Allahın rızasının anne babanın rızasında, gazabının anne babanın gazabında olduğunu bilmeleri lazımdır. Hayatta insanın basına her şey gelebilir ama sabırlı olmak lazımdır. Hayat her zaman insanın istediği gibi olmaz acısıyla, tatlısıyla, sevinciyle ve hüznüyle iç içedir.
Günün Ayeti
İşlerinizi iyi yapın. Şüphesiz Allah iyi iş yapanları sever.
Günün Hadisi
Ey İnsanlar! Evinizde namaz kılınız. Zira farz namaz dışındaki namazların en makbulü, insanın evinde kıldığı namazdır.
Buhârî, Ezân 81
Günün Sözü
İnsan dilini tutup konuşmadıkça, ayıbı da hüneri de gizli kalır.
Sadi
Günün Duası
Ya rabbi bugün beni doğru ve hak yoldan ayırma.
Bunları biliyor muyuz?
Sekerat -i Mevt nedir?
Kişinin ölmeden önceki son anları demektir.
Günün Nüktesi
İnsanı felakete sürükleyen yedi büyük günah
Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor:
Bir gün Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem:
İnsanı felakete sürükleyen yedi büyük günahtan kaçının, buyurdu. Sahâbîler:
Ey Allahın Rasulü, bunlar nelerdir? diye sordular. Peygamberimiz de:
Allaha ortak koşmak, sihir yapmak, Allahın haram kıldığı bir canı haksız yere öldürmek, faiz yemek, yetim malı yemek, (Allah yolunda yapılan) savaştan kaçmak, (kötülüğü gönüllerinden dahi geçirmeyen, günahtan) habersiz namuslu kadınlara zina iftirasında bulunmak, buyurdu. Buhârî, Vasâyâ 23